The Vampire Next Door (Türkçe Çeviri)

XV

Aşırı keskin bir şeyin yavaşça tenimi sıyırdığını hissettiğimde tahminlerimde yanılmadığımı anlamıştım. Onun kokusu, bu o. Yavaşça döndüm ve parmaklarının arasındaki küçük bıçakla Carmen'i gördüm.

Ona boş bir ifadeyle bakarken sessiz kaldım. İnanın bana, hiç şaşırmadım, biraz bile. İki yıl önce, o ve erkek kardeşi benim kabusumdu, ama şimdi, onları cidden önemsemiyorum bile, çünkü onların beni incittiği gibi benim de onları incitebileceğimi biliyorum. Şimdi, iki yıl önceki halimden çok daha güçlüyüm. Hatta güçlüyüz. Hala onun bir şey söylemesini bekliyordum, kanayan koluma bakmaya bile tenezzül etmeden, az sonra iyileşir. Duruşunu korudu, yüzündeki sırıtmayla beni süzerken, "Vay, boyun uzamış." Sakin kalmaya çalışırken ağırca nefes aldım. Vücudumdaki her hücre bu kızdan nefret ediyordu. Bütün hayatımın gerçek bir cehenneme dönmesinin sebebi o. "Ne istiyorsun?", tısladım. "Selam deme şeklin 'bu' mu, Harry?", gülümsedi. İspanyol aksanı hala yerindeydi. Şimdiden onu öldürmek istiyorum. Onu sinirle duvara doğru iterken çenem kasıldı, "Ne istiyorsun?", hırıltıyla söyledim. Kıkırdadı ve kafasını iki yana salladı, "Şu haline bak... tamamen güçlenmişsin. Sanırım seni bir vampire dönüştürmek çok iyi bir karardı. Ama...", bir süreliğine duraksadı, ve birdenbire bıçağın tanıdık acısını ve sırtımdan aşağı akan soğuk sıvıyı hissettim. Beni öldürüyor muydu? Çünkü, eğer öyleyse, bir vampiri öldürmenin yolu bu değil. Yaralarımız çabuk iyileşir. "..bunu bir daha asla yapma.", kaşlarını çattı. Bir süre suratına baktım, ardından konuştum, "Neden buradasın ki? Şeylerden kaçtığınızı sanıyordum..", sesim azaldı. Neyden bahsettiğimi kesinlikle biliyordu. Carmen ve Miguel beni ve arkadaşlarımı dönüştürdükten bir süre sonra, bir vampir kuralını çiğnediler ve kaçmaya başladılar.. "Bu neredeyse bir yıl önceydi, nereyse bir yıldır kovalanıyorduk.. ama şimdi özgürüm.", yanıtladı. Keşke olmasaydı. "Ne yaptınız ki?", diye sordum. Omuz silkti, "Miguel ve ben Baş Vampirler'in birisinin karısının tacını çaldık. Uzun süredir peşimizdeydiler, ve biz de olayları sakinleştirdik.. evet.", sırıttı. Anlattıklarının palavra olduğunu söyleyebilirim, ama umursamadım. Bu kıza asla güvenmeyeceğim, konuşmaya devam etti, "Bu önemli değil. Asıl önemli olan şu, buraya sana söylemek için geldim, şimdi buradayım ve seni izliyor olacağım. Attığın her adımı, yaptığın bütün hareketleri. Ve diğer dört arkadaşını da. Bütün vampirler bilmeli ki Miguel ve ben geri döndük.", cadı gibi kaşlarını çattı. Sessiz kaldım. Harika. Sadece harika.

Tekrar bana baktı, beni baştan aşağı süzerek, "Neden insan kılığında giyindin?", diye sordu.  "Neden bundan uzak durmuyorsun?", çıkıştım.

"İnsanlardan konu açılmışken,", dedi, ah yine başlıyoruz. ".. geçen gün seni kilisenin yakınında gördüm.", sırıttı. Konuşmaya devam etti, "Bir kızla beraber yürüdüğünü gördüm. Umarım işini bitirmişsindir." Güldü. Hafifçe yutkundum. Siktir. Sarah'ı bilmesi gereken son kişi muhtemelen o, eğer olup biteni öğrenirse ona çok kötü zarar verebilir. Neden onu öldürmeme izin yok ki? O tam bir sürtük. "Ah evet, ..mm.. tadı güzeldi.", diye yalan söyledim. Sarah'ı öldürme düşüncesi beni rahatsız etti. "Bütün insanların tadı güzeldir. Kanları tıpkı cennet gibi.", tekrar güldü. Bunu hiç de komik bulmadım. Doğrusu, o gülmeye devam ettikçe daha da çok sinirlendim. Ben duruşumu korurken gülüşü sonunda soldu. "Sana buraya neden geldiğimi söylediğime göre.. şimdi gitmeliyim.", sırıttı. "Evet gitmelisin, bence geri dönmeye zahmet etmene gerek yok.", hırladım. Yüzündeki sırıtış kayboldu ve bir adım yaklaştı, "Ah inan bana, hiçbir şey, cidden hiçbir şey beni durduramaz. Seni ve  önemsediğin herkesi izliyor olacağım. Bunu bir kenara yaz.", son cümleyi fısıldayarak söyledi. Ona doğru baktım, gitti.

Sürtük.

Sanırım bu benim için büyük bir uyarıydı. Carmen ve Miguel beni izlediği sürece, ya da gözetlediği sürece mi demeliyim,  Sarah kesinlikle onların gözünden uzak durmalı. Bu onu göremeyeceğim anlamına gelse bile. Geçici olabilir.. değil mi? Benim yüzümden ona zarar gelmesini istemiyorum.  İncinmesini hiç hiç istemiyorum. O masum, tehlikede olmayı hak etmiyor.