9. Bölüm

1K 78 29
                                    

Şubat,2011

Sevmek. Bir insanı, bir hayvanı, bir bitkiyi, bir eşyayı.. herhangi bir şeyi sevmek. Sevmenin bu kadar güzel olacağı aklıma bile gelmezdi. Güzel bir kadını sevmek, yaralı bir kadını sevmek, onu iyileştirmek, ona iyi gelmek. Bu bana kendimi özel hissettiriyor. Birine yara bandı olmak bana özel hissettiriyor.

Hande, o kocaman gözleriyle bakarken gözlerimin içine sadece bakmakla kalmıyordu. O gece gözleri ta içimi görebiliyordu. Kalbimdeki hassas noktalara dokunabiliyor sadece bakışlarıyla. Eyvah diyorum, işte şimdi yakaladı beni, gördü içimin en derinini. Savunmasızım, çaresizim, acizim karşısında.

Sevmek güzel şey ama Hande'yi sevmek çok daha güzel şey. Kabullenmem çok zor oldu. Onu sevdiğimi kabullenmek, kendime itiraf edebilmek çok zor oldu. Geceler boyu, onu gördüğüm her an sorguladım kendimi. Neden bu haldeyim, neden böyle hissediyorum, o bana verilmiş bir iş, bir görev, bir rica, belki de bir emir. Nasıl severim onu?

Havanın soğukluğuna aldırmadan beni zar zor ikna edip dışarı çıkardığında anlıyorum onu nasıl sevdiğimi. Telefonumu elimden kapıp sevdiği bir şarkıyı açtığında anlıyorum. Uzun saçlarını savura savura yürürken hastanenin bahçesinde anlıyorum. Benim için her zaman özel oldu o. Onu gördüğüm ilk andan beri özel oldu.

Soğuk havanın etkisiyle kızaran burnu ve her seferinde kayıp duran şapkası ile inanılmaz görünüyordu. Çizilmiş bir resim gibi, dikkatle çekilmiş bir fotoğraf gibi. Dünyanın en güzel manzarasından bile daha güzel. Gülerek bana döndüğünde bir kez daha hak verdim düşüncelerime.

Ben ağacın altında durmuş onu izlerken o kocaman gülümsemesiyle bana döndü. Yüzündeki ifade yerini şaşkınlığa bırakırken bir anda başını kaldırdı ve gökyüzüne baktı. Kollarını açıp kahkaha atmaya başladığında bulutlardan dökülen yağmur yağdı yüzüne. Az önceki düşüncelerimi boş verin, şimdi manzaradan da öte bir yerde.

Kendi etrafına dönmeye başladığında yüzümde oluşan gülümsemeye engel olamadım. Bir insan sadece yağmurun yağmasıyla nasıl bu denli mutlu olabilirdi? Yağmur yağması bile mutlu olmak için bir sebep miydi? Damlalar birer birer düşerken yüzüne kapanan gözleri ile kalbimin sıkıştığını hissettim. Nefes kesen bir güzellik.

"Hasta olacaksın," dedim ama beni duymuyordu bile.

"Hande!" Diye seslendim daha yüksek bir sesle. Islanmış yüzünü bana çevirip ışıl ışıl parlayan gözleriyle baktı yüzüme.

"İçeri girelim, hadi." Elimle gelmesini işaret ettiğimde omuz silkip eğlencesine devam etti. Telefonumda çalan şarkıyı kapatıp ona doğru ilerledim.

Yağmur ikimizi de ıslatırken o beni fark etmiyordu bile. Bende sesimi çıkarmadım ve güzelliğini birazda yakından inceledim. Bu öyle bir şey ki, bakıyorsun, sonra bir daha alamıyorsun gözlerini. Kilitleniyorsun, aval aval bakıyorsun yüzüne. Ne bulunduğun yerin farkına varıyorsun, ne bulunduğun zamanın farkına varıyorsun.

Gözlerini açıp beni gördüğünde yüzünde oluşan şaşkın ifadesi alt dudağımı dişlememe neden oldu. Şapkasını kafasından çıkartıp iyice ıslanırken birkaç adım daha atıp aramızdaki mesafeyi kapattım.

"Hasta olacaksın Hande, artık içeri girmeliyiz." Elimi uzattığımda tuttu ama yürümedi.

"Ama içeri girmek istemiyorum, yağmur çok güzel." Neşeli sesi kulaklarıma dolarken sende öylesin, demek istedim. Sende çok güzelsin.

"Biliyorum ama bu kadar yeterli." Boşta kalan diğer elimi de tuttu ve aramızdaki mesafeyi iyiden iyiye azalttı. Nefes alamıyordum.

Gözleri derin derin bakarken gözlerime akıp gitti zaman. Yine sözcüklerimin tükendiği noktadaydım. Yine karşısında konuşmayı unuttuğum noktadaydım. Hiçbir şey demeden baktım güzel gözlerine, hiçbir şey demeden o kadar güzel baktı ki gözlerime.. ağlamak istedim. Ona yaptıklarım için, yapacakların için ağlamak istedim.

Sessiz ÇığlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin