Aşka meftun

40 2 0
                                    

Sevgide bitermiş aşkta, peki neden bende hiç eksilmiyor.?

Inadımdan hic vazgeçmiyorum.
Bir yerde biten. bende bitmeyen bir aşkı tekrar alevlere sürüp, kıvılcımları yakma çabasından hiç vazgeçmeden yoluma devam ediyorum.

Eve geldiğim zaman annemi arayıp, özlediğim sesini duymak,
Azıcıkta olsa acılarımı hafif kılmaya yetiyordu. Ama bu kez annemin özleyen sesi sıkıyor canımı.
Az kaldı kavuşmaya annem.

Az kaldı kavuşmaya, ama benim okul ile hiç irtibatim kalmadı be annem.
aşık olup terkedildim. yanlız kaldım anne, demek istedim,
ama dilim varmadi.

Ne O Leyla'ydi ne ben Mecnun
Sadece bir aşktı yaktı ama geçmedi.
Sevdası hiç eksilmedi.

Babamın olduğu resmi çekmecenin üstünden alıp babamla konuşmak bile acı.

Sende hiç terkedildinmi baba.?
Çok severken yada birsürü hayalin varken yarım birakildin mi.? Cevap yok acı çok.

Gözlerimden süzülen bir kaç damla göz yaşı değiyor resminin üstüne. Göz yaşlarımı sildiğim an,
arkamdan beni dinleyen Murat'ı farkediyorum.

"Ah be Çınar"
deyip omuzlarıma değen elleri.
"Ah yok Murat."
"Elbet bitecek, elbet geçecek Çınar sıkma canını"
"Napsam hiç bir türlü eksilmiyor be Murat."
"O elindeki ne Çınar.? Sen sigaraya mi başladın. "

"Sadece sigaranın dumanı hafifletiyor acılarımı yada ben kandırıyorum kendimi. Boşver sen bunları Murat. o uzun saçlı olan çocuğun kim olduğunu öğrenebildin mi.?"

"Benden bile gizliyorlar Çınar.
O kim diye defalarca sordum boşver deyip konuyu her seferinde kapattılar"

"Nereye kadar saklı kalabilecek ki.?"

Murat'ın gözünden;

Sigaranın dumanlarındaki şeytan gülümsüyordu sanki uvuzlarıma doğru.

Öyle olmaz mıydı zaten? Biri yaşatır, biri acı çekerdi.

Kardeşim dediğim insanın bu halde durması canımı yakıyordu.

Ama emindim ki onun canı benim canımdan kat be kat daha fazla acıyordu.

Babasının ölümünde kanamıştı ruhu, Merve ise bir yara bandı misali sarmıştı yaralarını.

Şimdiyse durum daha beterdi.

Geceleri bilmem kaçıncı rüyasında uyanmak can yakıcı idi. Ama gel gör ki Çınar'a göre, Merve için olan her duygu mükemmeldi.

Acı çekmek bile.

Ruhu parçalanmıştı, bedeni kanamıştı.

Ruhunun bedenine dar geldiği o naif anlardan birindeydi işte.

Kurtuluşu var ama aslında yok gibiydi.

Çınar'ın ağzından devam.

Murat'ın bile bana acıyan gözlerle bakmasını hazmedemiyorum. Bana acıyan herkese ölmedim işte demek istiyorum. Ama Merve'nin verdiği acılardan sığralamıyorum ki.
Merve'nin verdiği mutluluğu heryerde arıyorum.
kanayan ruhumda, lal olmuş beynimde.
Sanki bir yerlerde kilitli kaldım.
Adım atsam ızdıraplardan öteye geçeceğim aşktan meftun olan yüreğim den kurtulacağım. savaşın galibi Merve'nin düşmanı olacağım hisleri hep adım atmama engel.
sanki bir yaprağim oynarsa,
acılar geride kalacak.
ama kendimi pişman değil merve'min düşmanı sanacağım.
Sanacağıma yanacağım diyor beynimin Merve'ye ait olan kısmı.

Kim bilir o kaçıncı mutlu gününde, ben kaçıncı acının eşiğinde.
Sigaraya başlamama sebeb alkol kullanmaya yeltenmeme sebeb neden her acın tatlı geliyor Merve'm.?

Her gün biraz daha seviyorum seni. Sanki biz hiç ayrilmadik sadece yatağımda uzanirken başlıyor senli düşler. Gündüzleri düşler hep okulda yarım kalıyor kahkalarınin sesinden sonra.
Hep yanındaki o uzun saçlı çocuğu hayal ettim.

acaba kim.?
Murat'tan bile gizli tuttukları o esrarengiz çocuk kimdi.?

Günler tükenmiyor zaman sanki bir yerlere sıkışıp kalmış.

Ertesi günü bekliyordum yatağımda.
sabahın ilk işığı Murat'a günaydın bile demeden evden hızlıca çıkıp gidiyorum.
Son paramla Merve'nin en sevdiği Rafello çikolatalarından bir paket hazırlıyorum.
Yine eskisi gibi sabahın en güzel vakitlerinden biri olabilir, umuduyla Merve'mi bekliyorum üniversitenin önünde.
Uzaktan beliri veriyor. Yanında Arzu ve o uzun saçlı çocuk üçü beraber yürüyor. Attığı her adımda benim yüreğim çarpışıyor onunla. sanki bana geliyor kahvesinde boğulduğum gözleriyle.

"Merve'm dediğim an üçü birden duraksayip bana bakıyorlar.
Arzu ile o çocuk önden devam ettiler yürümeye.

"Efendim Çınar."
"En sevdiğin çikolatalardan aldım sana"
"Teşekkür ederim Çınar ama niye.?"

"Sen en çok bunlari severdin. Sana en sevdiklerini getirdim"

"Gökkuşağınıda severim Çınar. Gökteki yıldızımız pulsarida severim onlarıda bana getirebilir misin hayır..!
sevdiğim herşeyi alıp bana verebilir misin hayır.?
Ben en çok seni sevdim Çınar
Gözlerinin içi hep ıslak hep bir masumiyetle bakardı gözlerime. ben en çok sende kaldım be Çınar ama sen, senden uzak kalmaya zorladin beni.
Sen beni sevmedin boğdun be Çinar'ım. Sen uzakta kal ben birdaha boğulamam.
Git artık nolur GIT.!!"

"Gidemiyorum senden bir adım öteye.
gece olunca içime paslı bir hançer saplanır bedenim acımaya başlıyor. Sabahı bekliyorum belki güneş doğunca biraz nefes alırım diye sen olmayınca güneşim doğmuyor. nefes kesik kesik değiyor yüreğime hep bir umutla bekledim seni. ama gelmedin be merve'm.
Hergün dua ettim sana birdaha kavuşmaya. dualarım hep cevapsız kaldı. Bana tek adım bile atmadın merve'm.
sahi sen benden geçtin mi.?"

Gözümden süzülen yaşları silmeye başlıyor minicik elleriyle.

"Çınar sen güçlü birisin bunları atlabilirsin üzülme nolur.
herkes bu dünyadaki nasibi ne ise onu alır."

"Bazen neden diyorum nasıl dayanabiliyor diyorum. Sahi mutlumudur oralarda benden ötede nasıl nefes alabiliyor demekten alamıyorum kendimi.
Mutlumusun benden uzaklarda.?"

"Değilim Çınar ama sen hep bencillik yaptin ben ölüyorum ben iyi değilim yapamıyorum dedin. bende iyi değildim bende uyuyamıyordum Çınar. Ama mecburum senden uzak kalmaya.
Çünkü bikere daha yanacak, bu aşkın yükünü kaldıracak mecalim kalmadı Çınar. üzülmek artık boşuna."

" Merve'm sana Son kez sana sarılabilir miyim. ?"

"Olur Çınar"

O bahar gibi kokusunu doya doya içime çekerken,
sanki kırılmış bütün kemiklerim,
Kaldırım kenarlarına atılmış yüreğim, ona sarılıp ağlayan gözlerimden süzülen yaşlar dansa eşlik eder gibiydi. Son kez kulağına seni seviyorum dedim. sanki Son kez sarıldığım fındığım'ın yüzünü okşamak, ateşler içerisinde yanan bir kalbi zemzem suyunda yıkamak gibi ferah bir duyguydu. Ama bu sondu. Ellerimi yüzünden indirip yürümeye başladı. Kaldırıma otura kaldım.
içimde tarifi olmayan iki duygu.
Sanki çölde bir serapti yanılttı gibi.
Sanki çölde bir vaha'ydı yüzümdeki yaşları yüreğimdeki sevgiyi yeşertti.

Senden önce bir çöl gibiydim kupkuru bir ağaç.
Suya hasret çölde bir insan. sevginin hep tek taraflı olduğuna inanan. Gerçeği ve yalanı ayırt edemeyen, hala gerçek ve yalanları ayırt edemiyorum.
Sen gerçek miydin yoksa yalan mi.?
Hep ikilemde bıraktın beni. Ama bugün herşeyi görmek bile yetti sevginin her kelamı yüreğin kadar gerçek ve temiz imiş.

         KAHVE'RENGİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin