Aman Allah'im.
Ilk okunan isim çınar dağlica. ..!
Geçmişim gözlerimin önünden geçerken annemin sarılmasıyla,
Buğulanan gözlerim'den hüzün ile sevinç yaşlarıyla karmaşık şekilde masaya dökülüyor. Artık universiteliyim. Istediğim üniversiteyi bitirip mimar olabilmek. Ama önce konferanstan ayrılıp ıstanbul için hazırlıklara başlamayalim.
Çünkü gitmek için sadece bir haftam var. Sakin yavaş yavaş boşalirken, bizde fazla durmadan ayrılıyoruz. Annemler taksiye bineceği, sıra biraz yanlız kalmak istedigimi, arkalarından yetişecegimi belirterek ayrılıyorum yanlarindan. Çocukluğumun geçtiği yerleri gezerek burayı terkedeceğim günü bekliyorum. Uğradığım ilk yer son kavgamda tartaklandiğim park..
O gün insanların çok acımasız olduğunu düşünmüştüm. Ama bugün hayat şartlarının daha acımasız olduğunu anlarken gecmişime üzülmemek elimde değil.
Geç olmadan eve dönmeliyim.
Kalan altı günümü ailemle geçirmek için koşar adım, yürümek geçiyor gönlümden. Koca bir iç çekiyorum. Kapının önüne gelirken. Kapıyı açan anneme sımsıkı sarıldıktan, sonra hemen amcami arayıp müjdeyi verirken, aslanım diyip biletleri perşembe sabahına keseceğini söylüyor..! Bu demek oluyor ki 3 gün sonra yolculuk başlıyor.
Telefonu kapattıktan sonra odama çekilip valizimi şimdiden hazırlıyorum. Herşey hazır derken az daha ailemizin en mutlu tablosunu unutuyordum. Babaminda olduğu iki resimden tekini valizime yerleştirirken yorgun düşen bedenimi, dinlendirmek için yatağa uzanıp uyuya kaldığımı çalan telefonla anlıyorum. Arayan amcam.
"Çınar
"Efendim amca.
"Biletler hazır.
" artık bende hazır sayılırım amca.
Dedikten sonra kapatıyorum telefonu.
Son iki gün günler su olmuş yolunu bulur gibi akip gidiyor. Bugünde geride kaldı annem işten geleli epey zaman oldu.
Akşam yemeğinden sonra televizyon karşısında uyuya kaldığımı annemin işe giderken kapattığı kapı sesinden uyanarak anlıyorum. Annemin işe gitmesiyle güne merhaba deyip yusufla güzel bir kahvaltıdan sonra herseyi tekrar elden gecirirken, yusuf'un abi benide yanında götüremez misin lafları canıma dokunuyor..
Bugün evdeki son günüm.
Umut, yaşam,mücadeleye, belkide kavgaya merhaba diyeceğim şehre ayak basacağim ilk günüm yarın olacak. Açılan kapının arkasından annem, amcam eşi aysun abla hep beraber içeriye girdiler. Mühabbet hep ayrılıklardan açılırken zaman baya acımasız bir şekilde ilerlemeye devam ediyor.
Artık uyuma zamanı sabah saat 11:00 de havaalanında olmamız gerekiyor. Ilk defa uçağa binme heyecanıyla evdeki son geceme uyumak için yatağima geçiyorum.
Kana, kana uykum varken uyuyamiyorum. Düşüncelerden alamıyorum kendimi. Beni bekleyen nasıl bir yaşam.?
Ne yapsam çikmazlardan alamiyorum kendimi.
Ama artık uyumaliyim uyumaliyim dediğimi sabahın 06:00 rında annemin beni kaldırdığı zaman anımsıyorum aklımda geceden kalanları.
Valizimi son kez kontrol ettiğimde annem ise kalvalti ve yol için birşey hazırlamaya koyulmuş. Ne zor şey anne olmak herseyimle tek tek ilgileniyor olması ve gidiyor olmam acaba ona nasıl bir duygu hissi veriyordur.
Annemin seslenişine cevap veriyorum. Belki bu yılki son çınar deyişiydi.
"Efendim anne
" kahvaltı hazır
"Geldim annem. Her zaman olduğu gibi yine masanın en baş köşesinde yerimi alıyorum.
Içim buruk dolu olsada, son saatlerimde gülmek için çaba sarfetmem gerekiyor.
Gülen yüzümün arkasında saklı duran yaşları içime akıtarak annemin havaalanına gelmemesi için harcadiğim, çaba da başarılı oluyorum.
Anneme kardeşime doya doya sarıldıktan sonra kapıda veda buse'siyle uğurluyorlar beni.
Attığım adımlarda arkama dönüp bakamıyorum bakarsam gidemem. hayallerime kavuşamam. Ah be annem dökme işte o göz yaşlarını.
Takside bekleyen amcamın yanına oturduğum gibi içime akan göz yaşlarimin dışa vurmasıyla uzaklasiyoruz, büyüdüğüm yerden.
Elveda izmir...!
Adnan menderes havalimanina kadar amcam ile hiç konuşmuyorum.
"Sonunda geldik çınar.
"Sonunda amca,
Deyip yine susuyorum.
Valizimi teslim ettikten sonra geçiş için sıra beklerken sarı çizgiyi farkında olmadan aştığım sıra amir'in parmak işaretiyle tam geriye doğru adım atacağım an sıra bize geliyor. Kimlik kontrolünden sonra hiç beklemeden uçuş için açılan kapıdan sıyrılıp can kenarı olan E12 numaralı koltuğuma oturuyorum. Pilotun anonsuna göre uçuş 45 dakika sürecek.
Ve hareketleniyoruz.
45 dakika süren uçuşumuzdan sonra istanbul atatürk havalimanına iniyoruz.
Valizimi almak için adım attığımda, kumral kahve gözlü parlayan saçlarıyla karşımda yürüyen güzel kızdan gözlerimi alamıyorum.
"Amcam güzel kız dimi.
" çoook.
"Aynı uçaktaydik o kadar derin dalmıştın ki, bazen beni bile gördüğünden şüphe duydum.
" amca seni görmemeye alışığim da, bunu nasıl göremedim. ?
Amcam gülerek hadi gidelim çınar daha çok işimiz var.
Önce kayıt işlemlerini halletmeye gidiyoruz. Önümüzde pek kimseler yok ama heryeri enfes yapılmış bir universite. Yani hayalimdeki yere adım attığım için amcama ne kadar teşekkür etsem bile az.
Kayıt işlemleri bittikten sonra Amcamla beraber kalacağım bir ev bakmaya yelteleniyoruz. Son işimiz olan evi o emlak senin bu emlak benim derken, uğradığımız son yere 2 odalı eşyaları dayalı döşeli uygun bir apartman dairesine yerleşiyoruz.
2 gün sonra amcamın gitmesi benim univesitedeki ilk günüm olacak. Uzun sürmüyor amcamla üniversitedeki günlerim. zaman eskisinden dahada hizlanmis gibi çabuk geçip gidiyor. Hakan amcamın vedasiyla üniversitedeki ilk günüm başlıyor. Herkes birbiriyle tanışma evresinde, aynı masada oturduğum arkaşima dönüp
"Merhaba çınar dağlica.
"Murat yazıcı.
"Memnun oldum murat.
"Bende çınar.
Üniversite günleri çok güzel derlerdide inanmazdım. Yavuz ile asli hariç geriye kalan 28 kişiyle samimi şekilde anlasabiliyorum.
Hele murat dost olunacak ender insanlardan biri muratin da benim gibi ailesi uzak. Ailesini antalya da bırakıp okumak için, ortaokulu ve liseyi beraber bitirdiği kız arkadaşı Arzu'yla beraber gelmişler. Hayalleri okuldan sonra evlilik. Arzu'nun halasinda kaldığını öğrendiğim an, murat'a bir teklif sunuyorum.
"Murat aynı evde kalmaya ne dersin.?
" neden olmasın derim.
"O zaman bana gel.
"Ilk işim yarın valizimi alıp gelmem olacak.
"Anlaştık.
Murat'ın gelmesiyle nadirende olsa bir muhabbetin olması iyi geliyor doğrusu. annem yada amcam'ın aradığı her vakit ne hikmetse hep masa başında ders çalışmama den geliyor. Hayalime kavuşmak için gece gündüz demeden gücüm yettiğince çalışıyorum.
Bazı gecelerde olduğu gibi bu gece masa başında ders çalışırken uyuya kaldığımı sabahın 00:08inde kalktığımda anlıyorum. Ne bir sosyal aktiveye nede ders sonrası oluşan muhabbetlere katılıyorum. Her zaman olduğu gibi bugünde ders çıkışı doğruca eve gidiyorum. Yine kitaplarım önümde masa başında ders çalışırken,
"Murat. Çınar hakettiğin mimarlığı kazanabilirsin. Ama kendine de biraz zaman ayırman gerekmiyor mu.?
" buraya kadar hep amcam ile annem ikilisinin sayesinde geldim . Burdan dışarıya adim attığım gün kimseye yük olmak istemiyorum her ne kadar amcam annem dahi olsa burdan çıktığım gün kendi ayaklarımın üzerinde yürümek istiyorum.. Murat dedikten sonra, murat'ın nedense haklı olduğuna ikna oluyorum.
"Tamam murat bu hafta sonu nereye gidiyoruz.?
"Vay yarın benimlesin yani.
" yarın nereye hüküm sürersen ordayım.
"O zaman geç olmadan uyuyalım.
" iyi geceler.Murat'ın hadi çınar geç kalıyoruz demesiyle irkiliyorum.
Amcamın gitmeden aldığı lacivert takımı çekiyorum üstüme murat'ın çok fiyaka oldun çınar,demesiyle izmirde kalan òzgüvenim den bir kaç parça gelip yerleşiyoruz yüzüme. Muratin liseden hatta ortaokuldan süregelen ilişkisinin baş mimarı Arzu ve kuzeni merve'yle kahvaltıda buluşuyoruz. Merve havalimanında gözlerimi alamadığım kumral üstelik aynı üniversitede okuyoruz ve hiç göremedim okulun herhangi bir bölümünde. Parlayan saçları ışıldayan kahve gözleriyle ilgi odağim oluyor ilk saniyelerden itibaren...!
Aşkın ne olduğunu bilmiyorum ama merveyle konuşunca kalbimin heyecanlı çarpmasından hoşnut oluyorum...
Murat arzu ve merve'yle sürekli birlikte zaman harcamamız derslerden geriye atsada beni bu durumdan şikayetçi değilim. Merve'ye karşı yüreğimde büyüyen birşeylerin heyecanı var yüzümde. ne zaman okul bahçesinde görsem elim ayağıma dolanıyor. Okulu, dersleri geriye attığım zamanlar çoğalsada bu halimden şikayetçi olamıyorum. Bu hafta sonu yine birlikte vakit geçireceğimizi söyleyen, murat'a ne kadar teşekkür etsem az. Bu sefer akşam yemeğinde buluşuyoruz.
Murat ile arzu bizim muhabbetten uzaklar. Merve ile muhabbetimiz genelde şaiir veya şiirlerden açılıyor. Her cümlesinde biraz daha bağlaniyorum gözlerine. Onlar ne güzel gözler Allah'im. Hele gülüşü konuşurken gülmesi yazın en sıcağında ki serin çeşme suyu gibi içime akiyor. Gecenin sonuna gelirken, son kez bakıyorum gözlerine öyle derin bir kahveki
"Ne oldu çınar demesiyle kendime geliyorum.
" hiç dalmışım demekle konuyu kapatıyorum.
Şıp sevdi değildim hiçte olmadim daha doğrusu hic aşık olamamiştim.aşk ne farklı iklimlere sürüklüyor yüreğimi...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAHVE'RENGİ
Teen FictionO bahar gibi kokusunu doya doya içime çekerken, sanki kırılmış bütün kemiklerim, Kaldırım kenarlarına atılmış yüreğim, ona sarılıp ağlayan gözlerimden süzülen yaşlar dansa eşlik eder gibiydi. Son kez kulağına seni seviyorum dedim. sanki Son kez sarı...