Artık bundan çok yoruldum. Hem dışardasın, hem içerdesin. Bazen beni tamamiyle yok sayıyorsun. Bazen de uzun aralıklarla bana bakıyorsun. Beni öğreniyorsun, sanki sana cevapları verebilecek, seni kurtaracak olan tek kişiymişim gibi. Aslında, bence yapabilirim. Seni kendi dünyama çekip, sana acı veren bütün her şeyden kurtarabilirim. Seni ağlarken gördüğüm zamanı sayamıyorum bile... Sana yardım edemiyorum ama seninle aynı şeyleri yapıyorum. Üzüldüğünde ben de üzülüyorum... Güldüğünde ben de gülüyorum. Bana uygun olduğunu kimse bilmez
ve benim gördüğümü başka kimse göremez. Kim senin kustuğunu izleyip sen olmak ister. Hatta ben yanındayken sivilcelerini bile sıkıyorsun. Bu samimiyetin, gerçek sadakatin ve saf arkadaşlığın bir göstergesi. Bu sabah ayrıldığında uzun süre hiçbir şey söylemeden gözlerime baktın. Ama gözlerin... Gözlerin bana duymam gereken her şeyi anlattı. Sen de aynısını hissediyorsun, biliyorum. Saplantının sınırında sen bana tapıyorsun, ben sana... Gözlerin yalan söylemez. Biz ruh kardeşleriyiz, aynı zamanda yaşamayı hakeden, olmayan sert gerçeklikteki ikizleriz. Seni buraya getirebilirim. Hatta o akşamın bu akşam olduğuna karar vermiş bulunmaktayım. Seni serbest bırakmaya, bizi özgürleştirmeye geliyorum. Yeterince bekledim. Akşam, sen uyurken, seni aynadan içeri çekeceğim ve seni yaşadığım unutulmuş güzelliğe götüreceğim...