Acı çabuk geçti. Ayağı kalktım ve bedenimi bulmaya çalıştım. Muhtemelen metal enkazının altında ezilmiş bir şekilde yatıyordu. Yol kazasında ölmek kesinlikle öteki tarafa gitmenin en kötü yoluydu. ‘’ Peki, iyi bir hayat mıydı?’’ arkamdaki ses sordu.
Döndüm, ve gülümseyen bir kadınla karşılaştım. Beni görebildiğine göre, onun da tıpkı benim gibi bir ruh olduğuna emindim.
Kıkırdadı,’’ Bunu oldukça iyi karşıladın, ben Cindy bu arada.’’
Karşılık olarak,’’ Şimdi ne olacak? Cennet mi? Cehennem mi? ‘’ dedim.
Yüksek sesle güldü. Bir şey diyemeden uzaktan bir kargaşa sesi duydum.
Cindy bağırdı‘’ HADİSENE ‘’ ve koşmaya başladı. Bana döndü ve seslendi ‘’ İyi biri miydin? ‘’
‘’ Ne? ‘’
‘’ Yaşarken iyi bir şeyler yapmış mıydın? ‘’
Tamamen şaşkın şekilde tükürükler saçarak konuştum ‘’ Ben… Ben bir keresinde kan bağışlamıştım. ‘’
Sesin kaynağına ulaştığımızda, hastanenin önünde yüzlerce insanın birbirini parçaladığını görünce dilim tutuldu.
Bağırdım, ‘’ BURADA NELER OLUYOR? ‘’
Cindy cevapladı, ‘’ Birisi burada doğum yapıyor. Bu ruhlar yeni doğan kabuğun içine girebilmek için dövüşüyorlar. ‘’
‘’ Ama bebek…’’
‘’ BENİ DİKKATLİCE DİNLE… BİR RUH ONA NÜFUZ EDENE KADAR BEBEK DİYE BİR ŞEY YOKTUR… Eğer hiçbir ruh içine girmeyi başaramazsa kabuk doktorlar tarafından ölü doğum olarak tanımlanır. ‘’
Devam etti, ‘’ Dövüş gücün Karma’na bağlıdır. Eğer ruh bir tecavüzcü ya da pedofiliye ait ise hiç şansı yoktur. Hiçbir zaman bir kabuğa nüfuz edemezler ve acı içinde yitip giderler. ‘’‘’ Çocuklar en tehlikelileridir. Saf ruhlar. Dövüş sırasında onlardan uzak dur. ‘’
‘’ Ama cennete ya da cehenneme ne oldu? ‘’
‘’ BURASI CEHENNEMDİR. Ve daha önemlisi, geride bıraktığın hayat… İşte o cennetti. ‘’