-Gözlerimin içine bak-

1.6K 73 2
                                    

Sabah uyandığımda aşağı inip sofrayı hazırladım. Sonuçta İrem'e yük oluyorduk. Daha fazla iş yapmasını istemedim. Kahvaltıyı hazırladıktan sonra Mertcan'ın yanına gidip onu öperek uyandırdım. Üstünü giyidirdim ve aşağı indik.

"Hiç gerek yoktu, Mavi"

"Tabiki gerek vardı. Zaten en kısa zamanda gideriz."

"Gitmenizi istemiyorum. Yalnızlıktan sıkılıyorum. Burada kalsanız olur mu?"

"Bilmiyorum İrem. Belki de kalmamalıyız."

Kahvaltımızı ettik ve evden çıktık. Mertcan'ın elini sıkı sıkı tutuyordum. Bu sefer öğretmenine vermeyip içeri girdim. Sinan'ın annesi karşımda duruyordu. Hiç selam vermeden Mertcan'ı öpüp çıkışa doğru yürüdüm. Arkamdan bir kız çocuğu geldi.

"Mertcan'ı dövüyorlar." diye bağırdı.

Duyar duymaz koşturmaya başladım. İçeri girdiğimde Mertcan yerde yatıyordu. Arkadaşları etrafında toplanmış ona gülüyorlardı. Mertcan'ı kucağıma aldım. Yüzü kan içindeydi. Öğretmenin odasına girip:

"Allah cezanızı versin." dedim ağlayarak.

Odadan çıktım. Yakında hastane vardı. Araba bekleyecek zaman yoktu. Koştura koştura hastaneye gittim. Üstüm kan olmuştu. Hemen yardım ettiler. Ve Mertcan'ı içeri aldılar.

Merdivenlere oturup ağlamaya başladım. Annem ve babama haber veremezdim. İrem'i aradım. Hastanenin adresini verdim. 10 dakika olmadan geldi İrem. Birlikte içeri girdik. Mertcan'ın yanına girdik. Mertcan'ın yüzü solmuştu. İrem 5 dakika sonra gidip bizi yalnız bıraktı. Mertcan'ın yanaklarından öptüm ve elini tuttum.

"Ablacım çok üzgünüm. B-ben böyle olacağını tahmin etmeliydim. Senin hayatını mı mahvediyorum? Annemlerin yanına dönmeli miyiz?"

Hüngür hüngür ağlıyordum. Düşünmem gerekti. Annemlerin yanına dönmeli miydik? Ya da bizi kabul edecekler miydi? Çıldırmak üzereyim. Ne yapmalıydım?

Mertcan'ın yanından çıktım. İrem beni beklemişti. Okul saati geçmişti.

"Sen okula git ben burdayım. "

"Ama..."

"Lütfen ben iyiyim!"

"Peki. " dedi ve beni öpüp gitti. Brn oturup beklemeye başladım. Tanrım! Ne kadar kötü bir gün! O sırada hemşire yanıma geldi.

"Mertcan'ı götürebilirsiniz. Pardon neyi oluyordunuz?"

"Ablasıyım ben. Teşekkür ederim."

Odaya girdim ve Mertcan'ı kucağıma aldım. Sandalyeye oturtup üstünü giydirdim. Ayağa kalktı ve bana sarıldı. Ağlamaya başladı. Bu arada ben zaten ağlıyordum.

"Şşşt. Ağlamak yok. Evde konuşalım olur mu? "

Başını salladı. Sarıla sarıla dışarı çıktık. Eve kadar sarılarak yürüdük. Eve girince birlikte koltuğa oturduk.

"Eve gitmek istiyor musun ?"

"Hayır"

"Ama ben seni koruyamıyorum. Hayatını bozmak istemiyorum. Lütfen, seni evde koruyacağıma söz veriyorum. "

"Ama..."

"İtiraz istemiyorum. "

Yukarı çıkıp eşyalarımızı topladım. Valizlerimizi hazırlayıp aşağı indim ve İrem'e bir not yazıp evden çıktık.

Yavaşça zili çaldım. Kapıyı açan babam oldu. Babam ikimize sarıldı. Canım babam!

"Mavi iki dakika içeri gelebilir misin?"

MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin