-Maalesef-

866 39 5
                                    

Midelerimiz yıkanmıştı. Şu an acı çekiyorduk. Ve hayattayık. Şu an bu acıyı hissetmektense ölmek daha iyiydi. Ama Enes'e bakınca acım diniyordu. Benliğimi unutuyordum. Hapları içmeden önce öpüştüğümüz anı hatırlayıp gülümsedim. Şu an hayatta olmamın tek iyi yanı buydu. Onu bir daha öpebilecek olmam. Ondan isteyeceğim son şey beni bırakmasıydı. Zaten ilk uyandığımızda söz vermiştik birbirimize. Rahatım.

Birden aklıma Mertcan geldi ve yüzümü buruşturdum. Burdan çıktığımda ilk işim onu aramak olacaktı. Onu özlüyorum. Çok isterdim yanımda olmasını. Koruyacağıma söz vermiştim onu. Ama işler değişmişti. Artık benim yanımda değildi. Ona bir şey olursa ben de ölürdüm. Ya da belki de ölmezdim. Çünkü Enes'e söz vermiştim. Ama ona bir şey olursa Enes yanımda olurdu. O beni sakinleştirirdi.

Enes'in ve benim babam baya iyi anlaşmışlardı. Bütün gün başımızda sohbet ediyorlardı. Ve yine başlamışlardı sohbete. Bunları gözlerim kapalı düşünüyordum. Bu durumdan sıkılıp gözlerimi açtım. Enes'e baktığımda gülümsedi bana.

Hemşire odaya girdi.

"Ne zaman çıkabileceğiz burdan?"

"Yarın sabah bir sorun çıkmazsa gidebileceksiniz." dedi ve gülümsedi hemşire hanım.

Enes'e baktım.

"Enes, bak çıkıyoruz burdan"

"Evet Mavi'm. Sonunda kurtuluyoruz."

O gün boyunca kitap okudum. Yarın çıkmanın heyecanıyla uyudum.

"Hadi bakalım çıkıyorsunuz" dedi babam.

Yavaşça yerimden kalkıp tuvalete gittim ve üstümü değiştirdim. Tuvaletten çıktığımda herkes beni bekliyordu. Gülümseyip yanlarına gittim. Yola çıktık.

Enes'le bir parkta inip banka oturduk.

"Hayatta olduğumuza inanamıyorum" dedi.

"Bende"

"Seni çok özledim Mavi. Seni görüp de sarılamamak çok kötüydü. "

"Hadi sarıl o zaman" dedim ve kollarımı açtım.

Kokusunu içime çekerken boynumu öptü. Birkaç yılımı böyle geçirebilirdim. O kadar huzurlu ve rahattım. Ondan ayrılmak istemiyor olsam da sonunda ayrılmıştık.

"Seni kaybetmekten o kadar çok korkuyorum ki seni görmediğim anlarda aklımdan çıkmıyorsun."

"Bende korkuyorum Enes. Bir gün beni bırakıp gideceksin diye çok korkuyorum."

Parktaki çocukları görünce aklıma Mertcan geldi. Telefonumu çıkarıp aradım.

"Alo Mertcan orda mı?"

"Mavi?"

Annemdi bu. Ve ağlıyor muydu?

"Lütfen Mertcan'ı verir misin? "

"Mavi" ağlıyordu.

"Ne oldu söylesene " diye bağırdım.

"Mertcan ameliyatta Mavi. Sen haklıydın. Evden kaçtı ve ben onu görmedim. Araba çarpış. Çok üzgünüm."

"Ne? Sana inanmıyorum. Mertcan'ı nasıl görmessin be? Ne dediğini kulakların duyuyor mu? Mertcan'a araba çarptı ve haberimiz yok. Lanetsin sen lanet"

Telefonu kapattıktan sonra Enes'in kollarına bayıldım.

Enes'ten

Bir andan Mavi'yi ayrıltmaya çalışırken diğer yandan Mertcan'ın durumunu öğrenmeye çalışıyordum. Annesi gerçekten Mavi'nin dediği kadar varmış. Mertcan'ı nasıl görmedi bir türlü anlamıyorum.

MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin