-Birlikte ölmeye var mısın?-

843 42 5
                                    

Ertesi sabah babam erkenden kalkmış beni bekliyordu.

"Niye beni bekledin ?"

"Mavi bugün mahkeme var kızım. Okula gitmeyeceksin. Kiminle kalacağına karar vermelisin."

"Ben çoktan kararımı verdim babacığım"

Odama geçtim. Ne gideceğimi seçmeye çalışırken aklıma Enes geldi. Telefonumu elime alıp çabucak aradım.

"Enes?"

"Mavi"

Ağlıyordu. Yine mi? Duygusal Enes devam mı ediyordu?

"Ne oldu? Niye ağlıyorsun?"

"Yunus'un durumu kötü. Ona bir şey olursa ben suçlu olmayacağım ama o suçluluk duygusuyla ne halt yiyeceğim? "

"Enes ona bir şey olmayacak. Şimdi sakin ol. Bugün annemle babam boşanıyorlar. Mahkeme var. Senin yanında olmayacağım. Ama erken biterse geleceğim. Söz veriyorum. "

"Mavi seni çok seviyorum aptalım"

"Bende seni sürtük aşkım"

Telefonu kapatır kapatmaz dolabıma döndüm. Simsiyah giyindim ve salona geçtim. Mertcan ve babam hazırdı. Arabaya bindik ve yola koyulduk.

Mahkeme başlamadan yerlerimizi aldık ve beklmeye başladık. Annem gayet mutlu görünüyordu. Ben de mutlu görünmeye çalıştım.

Bana söz hakkı verildiğinde babamın yanında kalmak istediğimi söyledim. Mertcan'a da sorulmasını beklerken sorulmadı. Ben de araya atıldım ve Mertcan'ı sordum.

Lanet olsun!!

Mertcan küçük olduğu için anneme verilmek zorundaymış. Mertcan ağlamaya başladı. Ben ise itiraz ediyordum.

Ama tabiki beni dinlemediler. Mahkeme sonunda Mertcan'a sarıldım. Ağlamaya başladık. O annemle kalacaktı. Çok saçma. Ona annelik yapmayan birinin yanında kalması çok saçma.

"Abla ben niye sizinle kalamıyorum?"

"Bilmiyorum bitanem bilmiyorum. Ama istediğin zaman annene söyleyeceksin ve bizi ziyarete geleceksin. Biraz büyüdükten sonra gelirsin yanımıza. Senden tek bir isteğim var. Güçlü ol"

"Tamam abla. Kendine dikkat et"

Mertcan'ın annemle gidişini izledim. Ona çok bağlıydım. Ve o lanet kadın bizi ayırıyordu. Mertcan'a bir şey yaptığı takdirde şikayet edeceğimizi biliyordu. Onun için büyük ihtimal Mertcan'a bir şey yapmazdı. Ama onsuz bir hayat düşünemiyordum. Ölmemek için sebebim kalmamıştı. Mertcan için ölmüyordum ben. Ama artık o yoktu.

"Baba ben bu akşam eve gelmeyeceğim"

Cevap vermesine fırsat kalmadan taksiye atladım. Eneslere gidecektim. Onu yalnız bırakmazdım.

Zili çaldım. Kapıyı Enes açtı ve bana sarıldı. Gözyaşlarımı serbest bıraktım. Istemsizce yanağımdan süzülüyorlardı. Enes'e her şeyi anlattım.

"Birlikte ölmeye var mısın? " diye sordu.

Başımı salladım. İçeri gitti ve bir hap kutusu getirdi. Ikimizde hıçkırarak ağlıyorduk. Sarıldı bana. Onun kokusunu çok özleyecektim ve onu hiç unutmayacaktım.

"Sevgilim, aptalım, bitanem , şapşalım , seni çok seviyorum" dedi.

"Sürtüğüm, aşkım , küçük bebeğim , bende seni çok seviyorum"

"Görüşürüz aptal. Her şeye rağmen sana kötü davrandım hayatım. Özür dilerim. "

"Görüşürüz sürtük. Ben seni tanıdığım için çok şanslı biriyim. Şimdi öp beni. Ve yumuşak öpmeni istemiyorum. "

Dudaklarıma yapıştı. Bu duyguyu bir daha tadamayacak olmak ne kadar kötü.

Dudaklarımı bıraktığında gözleri kapalıydı.

"3 dediğimde hapları yutacağız. Oyun bozancılık yapan yaşadığı süre boyunca acı çeksin. "

"Tamam"

"1"

"2"

"3"

Der demez bana sarıldı ve hapları yuttuk.






Emre'den

Eneslere gittiğimde kapıyı anahtarla açtım. Enes ve Mavi sarılmışlardı ve hapları yutmaya çalışıyorlardı. Boğazlarına takıldığını görebiliyordum. Anında ambulansı aradım. Ambulans geldiğinde onları yerleştirdik. Onlar yoğun bakımdayken ben Mavi'nin ve Enes'in babasının gözyaşlarını izliyordum. Onları öyle görmeye dayanamayıp kendimi dışarı attım. Ağlayanlardan kurtuldum derken karşıdan ağlayarak gelen İrem bana sarıldı. Onu içeri sokmadım. Hastanenin yemekhanesine gidip kahvaltı ettik. İrem bir saniye bile ağlamaktan vazgeçilmedi.






Gözlerimi açtığımda yanımda Enes'i gördüm. Kafasını benden yana çevirdi. Gözleri açıktı. Gülümsedi.

"Oyun bozancılık etmemişsin" dedi.

"Sende öyle"

"Yıllardır yapmak istediğim şeydi. Son zamanlarda hayata senin için tutulmuştum."

"Bende. Benim de istediğim şey ölmekti. Görünüşe göre hayattayız."

"Evet, malesef! Ama bir daha böyle bir şey yapmayacağız. Ve beni bırakmayacağına söz vereceksin. "

"Söz veriyorum. Lütfen sen de söz ver. Sana bir şey olursa yaşayamam. " dediğimde gülümsedi.

" Söz "

MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin