-DÜZENLENDİ.-
Bölüm şarkısı; Rudimental - Waiting all night, medyada var.
*
Zamanında her yol sana çıkıyor diye bir söz vardı ve eskiden, tüm bu kötü olaylar yaşanmadan evvel, tam anlamıyla Umut ile bana uyuyordu ama şu an, her yol ona değil, çaresizliğe çıkıyordu.
Banyo yaparken, otururken, televizyon izlerken ve gözlerimi kapatıp uyumaya çalışırken yaşadıklarım zihnimin kaldırımlarında koşuşturuyor, gözlerimin önünde canlanarak göğsümün tam ortasına, acıyla bilenen hançerler saplanıyordu. Unutmaya, maziye gömmeye ve hiçbir şey olmamış gibi davranmaya çalıştıkça daha çok canım yanıyordu.
Ellerimin arasında dans eden kaleme baktım. Umut ve diğerlerinin zorla gönderdiği psikolog, ona anlatamadıklarımı günlük gibi bir deftere yazmamı istemişti. İçimdeki katran karası acı, beyaz sayfaların bekaretini alıp masumluğunu çalıyordu. Kalem darbeleri, kirlenen sayfayı karalamaya devam ederken bakışlarım bir anlığına silgiye kaydı ve zorlukla yutkundum.
Silgi kömür karasıyla atılan darbelerin oluşturduğu harfleri silebiliyordu ama zihnimin sınırlarını zorlayan acıları ve yaşanmışlıkları silemiyordu. Silemezdi. Bunu ne Nafiye Teyze'nin meşhur çamaşır suyu becerebilirdi, ne de en iyi markaya sahip silgiler...
Dudaklarımdan bir kahkaha süzüldü. Son düşüncelerime katıla katıla gülerken uzun zamandır ilk defa şen şakrak güldüğümü fark ettim.
"Berfu?" Umut'un şaşkın çıkan sesiyle duraksayarak arkamı döndüm. Okyanuslarının diplerine serpiştirilmiş şaşkınlık tohumları gülümseyerek beni izliyordu. "Sen gülüyor musun?"
Ağzımı açmama, bir mimik veyahut bir kafa işaretiyle karşılık vermeme zaman bırakmadan sesini yükselterek devam etti.
"Nafiş Sultan koş, Berfu gülümsedi!"
Onların bu saf heyecanlarıyla tekrar kahkaha atarken Allah'a içimden bir kez daha teşekkür ettim. Belki hayatımda birçok şeyi kaybetmiştim ama henüz manevi ailemi kaybetmemiştim ve kaybetmeye de niyetim yoktu.
*
TOLGAHAN UMUT ARICAN.
"İstikamet Kaynaklar!"
Sesim bizimkilerin kulağına yavaşca ilişirken dudaklarımdaki tebessüm tahtını devirmeyerek hâkimiyetini sürdürdü. İçim yanıyor, kanım fokurduyordu ama buna rağmen, dışarıya sevinçten dört köşe olmuş bir adam imajı çiziyordum. Buna mecburdum. Berfu'nun mutlu olması ve olanları unutması için böyle davranıp gülmesini sağlamalıydım.
O gülmeliydi ki benim kalbimde papatya bahçeleri açmalıydı.
Soluk yüzüne öncesine nazaran biraz daha renk gelmişti ve bunda bizim çok büyük payımız vardı. O yalnız kalarak veya içine kapanarak anca kendini bitirirdi. Oysa biz yanında olup dertlerini ondan söküp alacak, mutluluğa giden yolda ona yoldaş olacaktık.
Bir haftalığına kiraladığım arabaya bindiğimizde Nafiye Teyze, "Her şey tam, değil mi?" diye sordu.
"Her şey tam, sultanım. Umut hepsini bagaja yerleştirdi." Cemre'nin açıklamasından sonra Nafiye Teyze tatmin olmuş gibi kafasını salladı ve önüne döndü. Yüzüme küçük bir tebessüm yerleştirdikten sonra arabayı çalıştırıp piknik alanına gitmek için yola çıktık.
Radyoda ardı arkası kesilmeyen müzikler, Cemre'nin Berfu ile beraber şarkılara eşlik etmesi, Nafiye Teyze'nin büyük bir mutlulukla onları izlemesi ve benim bu tablonun bozulmaması için içimden ettiğim dualar eşliğinde Kaynaklar'a geldiğimizde arabayı köşeye park edip anahtarı kontaktan çıkararak kapıyı açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kar Taneleri
ChickLitKüçük ve narin bir kar tanesi düştü yeryüzüne. Kasvetli ve boğucu acılar doğrudan onun tenine nüfuz etti. Acı, sivri ve uzun tırnaklarını çıkararak onu yavaş yavaş öldürmek, canını yakmak istedi. Narin kar tanesi, soyut kollarını etrafına dolaya...