SEHER BAŞER
Hayatın hangi tarafında olduğumu bilmiyordum.
Bazen kendimi bir annenin çocuguna yemek yedirmek için aç ağzını uçak geliyor demesi kadar saçma buluyordum.Sanırım anneleri çocuklarının uçak yediğini sanıyordu.
Karmaşık bir şekilde sürükleniyordum.
10 saniye sonrasını bile tahmin edemeyen bir bünyem ve öleceğiz zaten ne ciddileşmesi diyen bir hayat felsefem vardı.Bu halimi ben seviyordum.Başka kimsenin ne düşündügü umurumda degildi.
Yaklaşık yarım saattir oturduğum sandalyede rahatsızca kıpırdandım.
Vazgeçmeye niyetim olmadığı için gayet yüzsüzce geldiğim kafede benimle ilgilenen bir çok garson olmasına karşın beklediğim ukala beni farketmemişti bile ..Şuan mahkeme suratlı kızın evi için farklı çalışmalar yapmam gerekiyordu.
Bense sadece eğlenmek için kullandığım karşı cinsin peşinde gelmişti.Bu bir prensip meselesiydi, saçı mavi olan bir kız kaybetmemeli...
Aslında hiçbir kız kaybetmemeli..
Telefonun sinir bozucu sesiyle dalmış olduğum düşüncelerden sıyrıldım.
Arayan pek insanım olmazdı,
Hayır asosyal değildim.Rehberim hayvan doluydu.
Elime aldığım telefonun görüntülü arama isteğini kabul ettim.
Ekranda nerde olduğunu pekala bildiğim Bayan Inek belirdi.-Merhaba en sevdiğim ev arkadaşım.
Sesime kattiğım sahte neşe umutsuz olduğumu fark etmesin diye bir paravandı.
-Evim nasıl lolipop, hemen açıkla bana?
Giydiğim kıyafete olan beğenisi göz yaşartan cinstendi.
-Evde değilim dedim.Arkaplandan mekanı tanıdığı bir gerçekti.
Yüzündeki muzur ifade başaracagıma zerre inanmadığını gösteriyordu.-Boşuna çabalıyorsun.Dedi nedense bunu söylemesi canımı sıkmamıştı.
O salak çocugun numarasını alıp gösterdikten sonra o kızıl yapışkana vermek istiyordum.Yada isteyen diğer enbesillere...
Bu şeytani fikirle kendimi yenilenmiş hissettim.
-Kahve içmek için buraya geldim dedim.Kendimden ödün vermemeliydim.-Komiksin.diyip yüzüme telefonu kapattıgında içimde biriken lafları söylemek zorunda olduğum gerçegiyle yüzleştim.
Tabiki yenik düşemezdim.
Onu tekrar aradım.
-Canım hat kesildi herhalde sorun değil özür dilemek yerine banada ordan bir çizgiroman al.Ses vermesine izin vermeden telefonu kapattığımda, aklında oluşan sorular beni güldürmüştü.
Nerde olduğunu nasıl bildiğimi asla bilemeyecekti.Araba anahtarı yanında olduğu sürece nerde olsa haberim olacaktı.
Sagol kolay kullanılan teknoloji!!!!
Ayaklarımın zeminde tuttuğu ritimle, sonunda dikkatini çektigim varlık bana doğru gelmeye başladı.
Duruşumda kımıldama olmadan masanın önüne gelmesini izledim.
Çökük elmacık kemikleri ifadesizliğinin en büyük nedeni olabilirdi.
-Ne istiyorsun?Sesindeki bezginlige anlam veremesemde benden dolayı olmadığını düşünmek istiyordum.
-Aslında bu ucu açık bir soru;
dünya barışı, fil üzerinde bir tur, sonra kendime ait bir helikopter,matematigin yasaklanmasını, bide numaranı?Bana "ben senin annenim"demişim gibi baktıkdan sonra ağzını birkaç kez aralasada birşey dememişti.
-Senin uyumaya ihtiyacın var bence, bunlar şans eseri olsa bile, sana numaramı vermem imkansız.