KALP SADECE BİR GÖVDE BİLİM TERİMİ.

36 4 0
                                    

Zeliha Er

Aşk hakkında birkaç teorik fikrim var olsada hiç hayata geçirilişini hissetmemiştim.
Bu üç harf aklımın kuytu köşelerini kazındırırken kendi kendime söyleniyordum.saçlarım birbirine 2.dünya savaşını andırır biçimde girmişti.

Odamın loş ışığı eşliğinde gözlerimi karşımdaki mavi duvara yöneltmiştim.
Kulaklıklar artık hissedilecek kadar kulağımda kalmıştı.
Dişlerimi birbirine bastırdım,ellerim uzun zamandır yumruk halindeydi.

Evet şuanda radyodan Özgür'ün anlaşılmaz Salak programını dinlemekle meşguldüm.
Yine saçmalarken kızın biri aramıştı programı,ve o gerizekalı Özgür ona ne demişti bilin?

-Bu hafta 300.arayanım olarak, bugun benimle bir akşam yemeği kazandınız!!!

Kız ne mi yaptı?
Sanırım telefon başında minik çaplı bir kalp krizi geçirdi.dıyduğumuz son şey annesinin acı cığlığıydı.
Peki asıl soru Özgür Bey bu enbesilliği nasıl,ne zaman ve en önemlisi neden yaptı?
Biraz geri gidelim!!!

Deniz kenarı yumuşak dalgalar ve hafif esintiyle kendi kendime bir şapşal gibi gülümsüyordum.
Napıyım deniz rahatlatıyordu!!

Tam bu sırada o defalarca izlenen bir milyonuncu klasik sahne yaşandı.
Gözlerime kapanan bir çift yumuşak ve sıcak avuç içi!!

Ben ne mi yaptım?

Gayet normal birşey olsada bana göre,klasik sahnelerde ellerine dokunup kişiyi tahmin etmeye çalışıyorlarmış.Bunu Seher söyledi.

Herneyse..

-Imdat şuan 25c sıcaklığında 3,3 gram ağırlığında beş parmaklı bir el tarafından mükemmel gözlerim çıkartılıyor!!diye bağırdım.

Tabiki sözlerim yine insanları güldürmekten ileri gidemedi ama..

Sahilde bulunan tüm yüzler bana çevrilince,aşağıdaki köstebek kardeşle kanka olacak kadar yerin dibine girdim.
Özgür yanıma oturup bana doğru gülümsediğinde bende hiçbir şey olmamış gibi yaptım.
-Korktun mu milena?

Dudağımın yanındaki eti bir güzel dişledikten sonra sahte bir şekilde  güldüm.

-Ne demezsin?
-benden hoşlandığını düşünüyorum dediğinde afallasamda oluşan romantik havayı dağıtmak için ortaya bir kahkaha attım.
-Bu gerçekten imkansız,olağandışı..
-pekala ozaman sorularıma cevap ver?
Tamam dercesine kafamı salladım.
-benim için endişeleniyor musun?
Evet tabiki endişeleniyordum.
Ama malesef yalan söylememeye söz vermiştim.
-Arada
-peki ozman beni tatlı falan buluyor musun?

Sorunun saçmalığı göz yaşartıcı cinsten. Tabiki buluyorum. 
-çok nadir.
-peki beni kıskanıyor musun?
Bu soruya kocaman evet diye bağırmak istesem de kendimi nikah masasına kadar tutmam gerekiyor. 
Koca bir kahkaha attım.
-Saçmalama tabiki hayır.
Bu cevabımı bekler gibi bir hali vardi dudaklarının kenara kıvrılmasının ardından o da güldü.
Onun gülüşü benim gülüşüm gibi yalan söylüyorum diye bağırmiyordu tabi.
-Emin misin milena?  Dedi milena derken suratında ki ifade beni gerdi.
-Evet diyebildim . Metobozlizmamın çalıştığını hissettim bu duygu iğrenç.
-Seni kıskanıyorum diyene kadar sınırlarını biraz zorlayacağım.Dediğinde ona Küçümseyen bir bakış attım.

-Elinden geleni ardına koyma dedim kendinden bu kadar emin olması sinir bozucuydu tabiki.
Ona doğru biraz yaklaştım sadece emin olamadığı duygulardan o emin miydi bilmek istiyordum.
Nefes alışverişi hızlandı bununla beraber Kalp atışının hızlandığına emindim benim gibi hissediyor muydu bilmiyordum.
Ama bu durumu hala açıklayamıyordum.

HAYATA SIRIT #WATTYS2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin