SEHER BAŞER
Kafamının içinden Osmanlı ordusu geçiyor gibi hissetmem,dünkü minik çaplı smacdownımızdan kaynaklanıyor olabilirdi.
Zarzor kaldırdığım kafam ve kafamı saran mavi saçlarım,nedense süpürgesiz bir cadıyı andırıyordu.
Aynaya bakmaya korkmamı,ağrıyan saçdiplerime bağlayarak banyoya girdim.
Gözaltlarım dayak yemiş gibi mosmordu.aslında dayak yemiştim.
Ineklerin beyinleri kadar kas güçleri de oldukça ileri seviyedeydi.
Saçlarımı yatıştırmak işe uğraşmak gerçekten oldukça zor geldiğini için kafamın üzerinde bir topuz yaptım.
Yüzümüzde yaklaşık beş kere falan yıkadıktan sonra az da olsa hazır hissediyordum.
Bügünde kendi kendime kalkmam inekliğin yavaş yavaş banada bulaştığını gösteriyordu.
Korkmuyorum desem yalan olurdu.En yakın zamanda karantinaya alınmam gerektiğini düşünerek,dolabıma ilerledim.
Çimen yeşili pantolonum ve tozpembe kazağımda tamam olduğumu hissetmesemde umrumda değildi.
Etrafda hiç ses yoktu.Odasıda oldukça düzenliydi.Onun odası hep düzenli zaten..
Nedense aklıma gelen fikirle gülümsedim.
Anlaşılan bizim şapşik marjinal radyonun sunucunusunu aramakla meşguldu.
Aslında bulabileceğine emindim.
Bu kadar gecikmesi hiçde normal görülmediği için,bu işi kontrol etmem gerektiğini düşündüm.Elime teknolojinin somut örneği,gps olarak kullandığım telefonumu almayı unutmadım.
Karnımda çalan ziller eşliğinde apartmandan çıktığımda,bugün okula yürüyerek gitmenin iyi bir fikir olacağını düşünüyordum.
Yada yanımda para namına birşey yokda diyebilirim.Hafif rüzgar esintisi ve hışırdayan yaprak sesleriyle,kendimi terapide gibi hissettim.
Adımlarımı birbiri ardınca atarak kafam bomboş ilerliyordum.
Tabi midemde bir o kadar boştu.
Okula gitme isteğim milim milim azalırken kendimi okulun kapısının önünde buldum.
Okulun önü oldukça kalabalıktı.
İnsanlarla göz teması kurma gibi bir saçmalık yapmadan sadece ayaklarıma bakarak ilerlemeye devam ediyordum.
Kahkaha seslerinin geldiği yöne gelince kafamı kaldırdım.
Ağaçların arasındaki püf armut koltukta oturan eski sevgilim ve kucağındaki Elif e baktım.
Yüksek voltajlı kahkahaları nedense sinirimi bozmuştu.
Kafamdan geçen binlerce şeytani fikirlerin en iyi olanlarını süzgecimden geçirerek,sonuncuda karar kıldım.
Tabiki bunun için yardıma ihtiyacım olacaktı.
Okulun içerisine adımımı atınca sıcak hava yüzüme tokat gibi çarptı.
Merdivenlerde yada koridorda inek izine rastlanmadığım için direk kantine doğru ilerledim hayır tabiki aç olduğum için değil.
Baykuş'u burada bulabileceğimi düşündüğüm için.
Derste olmaması için içimden dualar ederken,renkli masaların süslediği kantine girdim.
Gözlerim radar misali etrafı sararken,kırmızı masanın bir tarafında Zeliha elinde bir kitap,diğer yanında ise kocaman bir kahve kupası vardı.
Karşısında ise biri kız diğeri oğlan olduğunu düşündüğüm.
Iki tane göZlüklü ve diştelli inek vardı.
Adımlarımı hızlandırıp,avına ulaşmaya çalışan bir Aslan gibi ilerlemeye başladım.
-Merhaba inek tayf,diye selamladıktan sonra ikili ineğin benimle ilgili
"Ne kadar da yabani"
Dediklerini duydum.
Zeliha bana hortlak görmüş gibi bakarken,iki ineğe döndüm.
-Bakın canlarım dedikodu sessiz yapılır,benim bildiğim bunun için size ders mi veriyim??
Bana anlamaz bir şekilde bakarlarken;
-Ben sülfürik asitin ne demek olduğunu bilmiyorum.
Dedim
Ikiside cıklayarak kaçar misali masadan ilerlerken ineklerin arkadaş konusunda seçici davranması işime yaramıştı.
-Arkadaşlarıma beni rezil ettin.
Dediğinde ona benim annem bir fil demiş gibi baktım.
-Canım ev arkadaşım,onların türü ne bilmiyorum ama senin bir sonraki evrimin onlara dönüşmeni sağlayacak.
Tabiki müdahale edeceğim..
-Ne istiyorsun??
-soğuk yenen o yemekten istiyorum.
Dediğimde sırıttı.
-Zeytinyağlı mı istiyorsun.
-Cidden ya Salak falan mısın?
Intikam demek istedim.
Tuhaf bir inek kahkahası atınca gözlerimi pörtletip yüzünde sabitledim.
-Ne istiyorsun?
-İnternete bir ev arkadaşı ilanı ver.
Bulabileceğin en manyak insanla görüşme ayarla!!
-Bunu neden kabul edeyim?
-Elif için yapıyoruz dediğimde kafasını salladı.
-O senden bile ot beyinli kız için kötü şeyler yapmayı kabul ediyorum.
Dedikten sonra ikimizin de suratında bir joker sırıtışı vardı.