Ben o salağa çok alıştım

41 7 0
                                    




Bu küçük ucubenin gidecek olmasını içimde bir yerlerde hiçte istemiyordum .

Hayatımın önemli bir köşesinde olmasa bile yukarlarda bir yerlerde olduğu kesindi.
Ne yapsam diye düşünürken aramam gereken kişinin Baran olduğuna karar verdim.O inatçı keçiyi ancak o ikna edebilirdi.
Kütüphanede otururken bu konuda ne yapacağımı gram olsun bilmiyordum.
Aklımda dolaşan fikirlerle,onu geri getirmekte kararlıydım.
Benden sıkıldığını söylese bile inandırıcı gelmiyordu.
Onun gitme nedeni çoğunlukla Baran geri kalanı ben olmalıydım.

Nerede olduğunu bilmem gerekiyordu.
Seheri aradım telefonun dördüncü çalışında telefonu açtı.Bu durum beni şüphelendirdi. Birden Seher'e ne sormam gerektiğini unuttum onu neden arıyordum ki?

-Nerdesin Karahindiba prensesi.

-Baykuş gidiyorum diye parti yaparsın zannediyordum.Neden aradın?

soruya soruyla karşılık vermesi canımı sıkıyordu ama bunu hep yapıyor olması doğal bir alışkanlık kazanmamı sağlamıştı.

-Gideceğinden kesin emin olmak istedim ona göre davetiye bastıracağım dedim.Bunu derken ses tonum çok keskindi.
Yalan söylemeyi beceremeyen bir insan olarak harika atıyordum.
Alkış bana!!!

-Evet taksideyim kesin yani dediğinde. içimde oluşan o tuhaf hüzün ona alıştığımı gösteriyordu.Tamam iyi şeyler yaşamadım ama alışmışım işte. Eve köpek aldığımda kitaplarıma işese bile ona alıştığım için ölünce ağlamıştım.

-Harika diyip telefonu suratına kapattım. Bu kadar duygusallık yeter canım sıkılmaya başlamıştı.

Uzun zamandır takmadığım gözlüklerim buğulanmıştı hayır şu an değil.diye kendimi durdurmaya çalışıyordum.Ağlamak falan istemiyordum.
Onu kaldırırken yaşadığım işkenceyi,beni defalarca rezil edişini asla unutmayacaktım.
Birşeyler yapmam lazımdı.
Baran'ı aramaya karar verdim.Arama tuşuna basıp telefonu kulağıma götürdüm.

-Alo? dediğinde bu sesin Baran olduğundan emindim sesinde az da olsa hüzün belirmişti.
Ne kadar takmıyor gibi olsada onunda üzüldüğüme emindim.

-Baran? diye sorduğumda cevap gecikmedi ayrıca sinirli gibi olduğu için acele ediyordu

-Eevet?

-Nerdesin? dedim kim olduğumu söylemeden bu soruyu yönelmiştim ama kim olduğumu anlar diye düşünüyorum .Genelde konuştuğu kızların benim kadar kibar olduğunu zannetmiyorum.

-Marjinal dedi. Neden soryorsam zaten çocuk orda çalışıyor. Bu Seher'in yan etkileriydi sanırım.

-Bekle oraya geliyorum.Dediğimde sesinde şüphe yoktu benim olduğumu anlamış. Zeki insanın hali bir başka. İyice Babanneme benziyordum.

-TAMAM dedi sorgulamadan telefonu kapattı. Bende Seher'e gelen e maillere bir göz attım.İzmir'e gidiyordu,bundan beni haberdar etmişti.
Anlamadığım şeyde sadece evden ayrılmak yerine neden İzmir'e gidiyordu.
Belkide bişeylerden kaçıyordur diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum.

Sanırım Baran'dan kaçıyordu.
Aklıma gelen şeyle kütüphaneden koşarak çıktım.
Bu koşu bana onu eve almak şart koyduğum zaman yaptığı saçmalık sonucu koridorda tazı gibi koştuğumuz zamanı hatırlatmıştı.
Gülümsedim.
Bana bakan insanlar umurumda değildi.
Otoparka doğru olağan hızımla koşarken,arabanın önünde bekleyen,Özgür'e neden burdasın diye bile sormadan sürücü koltuğuna atladım.
Yanımdaki koltuğa bindiğinde hızla arabayı çalıştırdım.

HAYATA SIRIT #WATTYS2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin