Garson Ve Radyocu WTF! ! .

74 7 0
                                    

ZELİHA ER
Kurallarım ve ben bir bütünüz.
Benim dünyamda herşey olması gerektiği gibi olur. En ufak hataya bile yer verilmez. Şu aralar yaşadığım dengesizliklerin haddi hesabı yoktu.  Ve hala sanki şampuanın bittiğine inanmayıp içine su dolduran amaçsız insan gibi yaşıyorum. Karşımda oturan şuan ona uygun bir tabir bulamadığım bu kız umarım hayallerimin elçisi olmama engel olmaz . Oxford treni kalktığından beri ben olduğum yerden kalkamadım.
-------
Söylediğimi sindiremeyecek birşey yoktu . Numarayı alması  neredeyse imkansıza yakındı.  Sadece bunu ufak rötuşlarla bundan kastım hafif hayalkiriklariyla  öğrenmesi lazımdı.  Bu çocuğu her geldiğimde görüyorum ve insanların aksine onu görmeye değilde onu görmeye gelenleri seyretmek için geliyordum .   İnsanların bu denli çırpınışları hayata tutunmamı ağlıyordu.
Yüzündeki ifade karakterinin tam aksiydi. Ondan bu benim için çocuk oyuncağı bakışı atmasını bekliyordum.
Oyun oynama sırası bendeydi ve ben oyunu kurallarına göre oynardım. Bu oyunun kurallarını benim koyduğum kısmını atlamayalım.
Çocuğu beğendiği aşikârdı. Ama cesareti tartışılır.
-Sen ciddi misin?
-Oldukça.
-Yapabilirim tabiki. Dedi. Tabi derken kızaran yanakları bütün düşüncelerini ele veriyordu.
-Tabii yaparsın ama paralel evrende. Ha bu arada çocuğun numarasını cafenin sosyal medya hesabından bulmayacaksın. Bu da bir kural.
-Ah Baykuş bu çocuğu neden bu kadar abartiyorsun ki? Bana karşı koyabileceğini zannetmiyorum. Bu fikrin sana da mantıklı gelmemesi gerekiyordu. Evine taşındım. Senin evine. Dedi son cümleyi vurgulayarak söyledi.
-Sana karşı koyamayan herkes seni aldatıyor mu? Dedim. Çok ağır birşey söylemediğime eminim. Diğer kızların aksine Nutella pijama ikilisi günlük rutinlerden gibi duruyor. Ayrılık ıtemi değil.
-O mesele tam olarak öyle değil dedi.Umrumda değil cümlesine eş değer olarak omuz silktim.
-Degil numara istemek konuşamayacağına eminim.
-Senin aksine baykuş , insanlarla iletişime geçebiliyorum. Şimdi işi ustasından öğren . Dedi kendine olan güveni İngiltere kraliçesi olma yolunda.
-İnsanlar ile iletişime geçebiliyorum. Ama seninle iletişim daha eğlenceli. Dedim. İnsan olmadığını vurgulayarak. Anlaması zaman alır bu süre zarfı bile kafamı dinlemeye yetiyor.
-Palyaçolar konusu bir tahmin olmaktan çıkıyor. Dedi bugünkü konuşma gözlerimin önünden film şeridi gibi geçerken.
Tepkisiz kalmak susturmaya yeter diye umut ediyorum.
-Bi baksana. Diye çığırdı. Evet normal şartlar altında çığırmak kelimesi lügatıma terstir. Ama şuan tam tabir bu.
Çocuk bu tarafa gelirken "Çok kabasın" demeyi ihmal etmedim. Biri bu kıza dur demeli .
Başımızda dikilirken en az Karşımda oturan disko topundan daha odun tavrıyla
-Buyrun dedi .
-Öncelikle arkamızda oturan kızıl saçlı makyaj torbasının ve yanındaki vitrin mankenlerin buraya yiyecek gibi bakmasıyla alakan var mı? Diye söze başladı işini gerçekten biliyordu.
Çocuğu izlemeye başladım evet kaslarının giydiği tişörtten fışkırırmasının benim için ifade ettiği tek şey 2 beden büyük bir tişört alması gerektiği tabiki.
-Evet,dedi çok sinir bozucu. Verdiği cevap karşısında mavi deniz yosunumuz tabiki en büyük silahı olan çenesini kullandı.
-Harika. Onların yanına gidip yüzlerine doğru çekici bakışlarını yollamaya ne dersin ha? Zira kız garsonlarınızın daha alçak gönüllü olduğunu umuyorum. Dedi zirâ kelimesini ilk defa kullandığına emindim.
-Garson seçme olanağınız ne yazık ki yok. Dedi soğuktu ve bu durumu daha komik hale getiriyordu.
-Müşteri memnuniyeti ilk sıradadır. Yoksa burda öyle değil mi? Dedi Seher . çabası gözlerimi yaşartıyordu. Keşke temel matematikten yüksek not almasını isteseydim. O bile daha kolaydı.
-Sadece ne istediğini söyle. Sert söylediği son cümle seherin pes etmesini sağladı sanırım .
-Numaranı? Dedi. Yanılmıştım bu kız pes etmeyen sert kızı oynayacak sanıyordum. Çocuk Seher 'e yaklaştı ve fısıldadı.
-Sence birine numaramı verecek olsam bu kişi arkada oturan kızıl afet değilde sen mi olursun ? Dedi sen derken yaptığı vurgu aşağılama içeriyordu.
Sonra gitti. Seherin suratındaki ifade görülmeye değer.
-İyi çabaladın.
-Isınıyordum tatlım.
-Kıvırma patates şuan durumunu AKUT bile kurtaramaz.dedim haklı olarak laf sokuyordum. Sanırım daha çok eğlenecektim.
-Bugün morarma sınırını aştın inek o yüzden sadece kalkalım hatırlat yarın bu konu hakkında sana laf sokarım.
-BİR gün laf bulmak için düşünmene yeter mi ki? Dedim ayağı kalkarken.
-Sınırını zorlarsan evdeki kendini geliştirme kitaplarını Elif'in evindeki tavuklara yediririm dedi.

HAYATA SIRIT #WATTYS2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin