14- ARAF

56.1K 2.9K 222
                                    

"" dedi karşı taraftaki kendinden emin tok ses. Duygu bu sesi nerede olsa tanırdı.

Ateş...

______________________________________

Duygu olduğu yerde kalakalırken, bir kez daha yumruklanan kapının menteşeleri yerinden oynamıştı.

"Ne istiyorsun?" dedi Duygu sesini sabit tutmaya çalışarak. Bir yanı bu adamın gecenin bu saatinde kapısının önünde ne işi olduğunu deli gibi merak ediyor, bir yanı da onun yanında ne kadar gerildiğini hatırlayıp hemen burayı terk etmesini isteyerek Duygu'yu arafta bırakıyordu. Ateş'in kapının arkasındaki sinirle homurdanmasını işitti. Cevap vermeye bile tenezzül etmemesi genç kadının tüm sinir hücrelerini harekete geçirse de, sonunda Duygu dayanamayıp kapıyı açmaya karar verdi.

Ateş kolunda büyükçe bir çantayla kapıda dikilirken, delici bakışlarla Duygu'ya bakıyordu. Bedenine tamamen yapışan siyah bluzu ve dağınık saçları Duygu'nun teninin karıncalanmasına sebep olmuştu. Bu saatte kapısında görmeyi beklediği en son insan Ateş'ti.

Sonunda genç adam konuşmaya karar verdiğinde sanki çok zor bir şeyi söylemeye hazırlanıyormuş gibi bir ifade takınmıştı.

"Seninle konuşmam lazım!"

Duygu bunun önemli olduğunu fark ederek, kapıyı araladı ve Ateş'in içeriye girmesine müsade etti. Ateş koltuklardan birine otururken, gergin olduğu yüzünden okunuyordu. Duygu kahve yaparak geri döndü ve Ateş'in karşısına oturdu.

"Bu saatte buraya geldiğine göre önemli bir şey..." Duygu aklına gelen kötü düşüncelerle birden ayağa fırladı. "Nadya yaya... Yoksa ona bir şey mi oldu?"

Tam cümlesini bitirmişti ki, Duygu karnına giren bir krampla birlikte iki büklüm olmuştu. Hissetiği acının şiddetinden nefesi kesilmişti.

"İyi misin?" dedi Ateş kılını kıpırtdatmadan. Duygu ölse canının yandığını ona belli edemezdi.

"Sorun yok," dedi güçlükle kendini koltuğa atarak. "Nadya yaya iyi mi?"

"O iyi... Bilmiyorum... Buraya gelişimin sebebi o değil..."

"Ne peki?"

"Emlakçı aradı..." dedi Ateş sorgulayıcı bakışlarını Duygu'nun üzerine dikerken. O an Duygu başından aşağıya kaynar sular dökülmüştü. Salih Bey'in her şeyi kabullenip öylece evine çekip gitmeyeceğini tahmin etmesi gerekirdi.

"İki günde hem evini soydurmuş hem de saldırıya uğramışsın..."

"İyi de bunlar seni hiç ilgilendirmez!" dedi Duygu dişlerinin arasından. Sert bir ses tonu kullanmak istese de, sesi umduğundan daha güçsüz çıkmıştı. Bıçak kesiğinin olduğu yer yanıyor, Duygu'ya her geçen saniye daha çok acı veriyordu.

"Evet!" dedi Ateş. "Beni hiç ilgilendirmez. Ne yaptığın ya da sana ne olduğu umrumda bile değil. Ben buraya Oğuz Karahanlı'nın emriyle geldim."

"Ne?" dedi Duygu şok olarak.

"Ev sahibin," dedi Ateş açıklama yaparak. Ama zaten bu Duygu'nun çok iyi bildiği bir ayrıntıydı. Adada kimsenin tanımadığı bu gizemli adamın Duygu'yla ne gibi bir ilgisi olabilirdi? "Marika burda yok. Peki ya sevgilin?"

ATEŞLE OYNAMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin