24

69.8K 3K 501
                                    

Bu bölüm @EdaGrrolu için yazıldı ❤ Keyifli okumalar 😘😘 300K için çok teşekkürler 💕💕💕❤

Duygu beyninin hatırlamak istemedikleri kısmının açılan kilidini şimdilik kapayarak, tüm dikkatini kapının önünde elinde çiçeklerle dikilen Cem'e yöneltti.

Ateş tam arkasında duruyordu ve Ateş'in eli Duygu'ya güven verircesine omzunda asılı kalmıştı. Neden sonra, Cem Duygu'nun omzundaki kolu takip etti ve Ateş'le göz göze geldi. Onu yeni fark etmişti ve kaşları öfkeyle çatıldı.

"Beni nasıl buldun?" dedi Duygu, aralarında oluşacak bir konuşmaya mahal vermek istemeyerek. Aklında bin bir türlü sorular dolaşıyordu. Cem onu nasıl bulmuş olabilirdi? En önemlisi buraya ne için gelmişti? Onun hakkında verdiği röportajdan sonra hangi yüzle buraya gelebiliyordu? Ama Duygu sakinliğini korumaya kararlıydı ve şimdi kendinden emin dik duruşu, Cem'e tüm özgüvenini haykırıyordu.

Cem bakışlarını Ateş'in üzerinden ayırarak, Duygu'nun omzundaki eline baktı. Sonrada Duygu'ya döndü.

"Önce beni içeri davet etmeyecek misin?"

Duygu dur dercesine elini kaldırdı. Hayır, onu bir misafir gibi evinde ağırlamak istemiyordu. O bir yabancıydı.

Duygu elini kapayarak işaret parmağını Cem'e doğrulttu. Sakin durmaya çalışıyordu. "Sana beni nasıl bulduğunu sordum!"

"Bak Duygu, bu önemli değil."

Arkasında duran Ateş'in öfkesinin arttığını artık hırıltılı şekilde çıkan nefes seslerinden anlayabiliyordu. Ateş'in karışmamasını umarak, Cem'e tısladı. "Ne istiyorsun?"

Ancak Cem, o kadar kolay lokma değildi. İçeriye kabul görmeden, alelade bir konuşma yapmazdı o. O yüzden hiç üstüne alınmadı ve bakışlarını Ateş'e yöneltti. Bu işin uzayacağını o an anladı, Duygu. Cem'in olduğu yerde belada var demekti.

"Bu adam kim?" Sinirli bakışlarını Duygu'ya yöneltti. "Sevgilin mi?"

Ateş, Duygu'nun omzundaki elini beline kaydırdı ve genç kadını korurcasına kendine çekti. "Bak!" Ateş kendini sakinleştirmeye çalışırken, aldığı kesik kesik nefesler öfkesini açığa vuruyordu. "Benim kim olduğumu sana göstermeden önce buradan toz ol. Yoksa, kötü olacak."

"Hey," dedi Cem. Her zamanki otoriter tavrıyla ve sakinliğiyle baskı kurmaya çalışıyordu. "Buradan gitmemi söyleyecek tek kişi o. Ayrıca seni ne ilgilendiriyor? Duygu benim nişanlım."

Ateş dudaklarının arasından hırladı. Duygu adeta nefes almaya bile korkuyordu.

"Eskiden nişanlındı!"

"Sen ne biliyorsun? Sana bir şey kanıtlamak zorunda değilim. Duygu, seninle bir dakika konuşabilir miyiz lütfen?" Gözlerini soğuk bir nazarla Ateş'e dikti. "Yalnız!"

Ateş'in gerilen sinirleri Duygu'nun hiç hoşuna gitmemişti. Cem'le dövüşüp, başını belaya sokmasını istemiyordu. Aklındaki türlü şüphelere rağmen elini Ateş'in koluna koydu. Bu meseleyi kendi çözmeliydi. Ancak daha bir şey demesine fırsat kalmadan Ateş atıldı.

"Konuşamazsın!"

"Bak, sana sorduğumu sanmıyorum... Sen..." Cem daha cümlesini tamamlayamadan, Ateş Cem'i alıp kapının yanındaki duvara yapıştırdı. "Sen misin?" diye kükredi.

Cem zar zor aldığı nefeslerinin ardından, "Ne?" diye sordu. "Duygu'yu tehdit eden sen miydin?"

Duygu sanki olduğu yerde mıhlanmış gibiydi. Hiçbir şey söyleyemiyor, Cem'den gelecek yanıtı merakla bekliyordu. Cem yakasını Ateş'ten kurtardı ve öfkeyle soludu. "Benim kim olduğum ve ne yaptığım seni ilgilendirmiyor! Duygu'yu ayrıldığımızdan beri ilk defa görüyorum. Ayrıca sana ne? Sen kimsin!"

ATEŞLE OYNAMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin