20

58.8K 2.6K 260
                                    

ebus6161 (ilk tahmin eden), kevsemar, cansadogato, siyah_afrodit adlı kişilere ihtafen❤❤❤

Duygu hediyenin kapağını araladığında gördüğü şeyi idrak etmesi birkaç saniyesini almıştı.

"Hey, o gördüğüm Dolce&Gabbana'nın yeni koleksiyon bikinisi mi? Ulu Tanrım, bir para babasının dostluğunu edinmişsin!" Sonra Marika ne kadar yersiz bir laf anladığını fark edince yüzünü buruşturdu. "Şey, sadece şaka yapıyorum. Bikinide ne demek? Bu apaçık peşindeki sapıktan bir mesaj, ama ne demek istediğini biraz düşünmeliyiz."

Duygu, kutunun üzerini kapattı. Bu hediyenin kimden geldiğini gayet iyi biliyordu. Bakışları ister istemez Ateş'e doğru kaydı. Ateş sakinliğini koruyarak Duygu'nun bakışlarına cevap verdi. Belli belirsiz gözlerinde tehlikeli bir parıltı gezinse de, Ateş kendini hemen toparladı. Duygu'nun elinden kutuyu aldı. Sanki az önce hiçbir şey olmamış gibi sakin gözüküyordu ancak Duygu onun sinirlendiğini anlayabilmişti.

"Siz ikiniz," dedi Ateş. "Benim yapacak şeylerim var, bu gece birkaç saat idare edebilir misiniz?"

"Tabii, sorun değil," dedi Duygu. Onun nereye gittiğini sormamak için dilini ısırmak zorunda kalmıştı. Aklından bir şeyler geçtiğinin ve onun iz sürdüğünün farkındaydı. Her ne kadar bu düşünceli (!) hediyeyi kimin gönderdiğini bilse de, bunu Ateş'e açıklayamazdı. 

Ateş kapıdan çıkıp gittiğinde Marika bir ıslık çaldı. "Hey burada neler dönüyor böyle?" Sonra meraklı gözlerle Duygu'nun dibine sokuldu. "İşi pişirdiniz mi?"

"Marika!"

"Aman tamam canım. Zaten Tanrı biliyor ya, sende o da bir buz kütlesinden farkınız yok." Sesli bir şekilde iç çekti. "Şimdi otur bakalım. Bana her şeyi anlatmanı istiyorum. Bu bikini de nereden çıktı? Bak gerçekten endişeleniyorum, önce bıçaklanma sonra bu gizemli hediyeler..."

Duygu kendine bir içki doldurdu. Artık olaylar içinden çıkamayacağı kadar karmaşık bir vaziyetteydi ve akıl almaya ihtiyacı vardı. 

 "Dün gece sadece biraz hava almak istedim ve şu kamp yaptığımız yerde biraz yüzmenin iyi geleceğini düşündüm."

Marika'nın ağzı şaşkınlıktan kocaman açıldı. "Bundan Ateş'in haberi var mıydı?"

"Hayır, evden gizlice kaçtım."

"Sana inanmıyorum. Peşinde kim olduğu belli olmayan bir manyak var ve sen güvenli alanını terk edip, gecenin bir vakti yüzmeye mi gidiyorsun?"

"Lütfen sadece dinle..."

Marika somurtsada devam et der gibi başını salladı. 

"Yanımda yüzebilecek bir şeyim yoktu ve eve sırılsıklam dönmek istemiyordum. Bende bu yüzden tamamen soyunup denizde yüzmeye başladım." 

Marika'nın yüzü renkten renge girse de, sesini çıkarmadan devam ediyordu. 

"Sonra bir adam geldi. Önce onu tanımadım ve peşimdeki kişi zannettim ama sonra ortaya çıktı."

"Ne ortaya çıktı?"

"Onun Oğuz Karahanlı'nın ta kendisi olduğu!"

"Ne?" Marika hızla ayağa fırladı. 

"Bir sakin ol, evet. Oğuz Karahanlı ile tanıştım."

"O zaman sana bu bikiniyi gönderen kişi de..."

"Aynen öyle. Bana bikiniyi Karahanlı gönderdi. Ayrıca bana bu gece bir randevu verdi. O kamp alanından beni alacağını söyledi. En tuhafı da... Bundan asla Ateş'e bahsetmemem gerektiğini söyledi."

ATEŞLE OYNAMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin