16

61.1K 2.9K 360
                                    

@cokbilmisinbiri adlı kişiye ithafen ❤

Duygu şaşkınlıkla olduğu yerde kalırken, Ateş'in sesindeki tını tüm vücudunun baştan aşağı titremesine sebep olmuştu.

"Sana diyorum... Beni tahrik etmeye mi çalışıyorsun?"

Duygu yavaşça doğrulurken, Ateş'in gözlerine bakmaya cesaret edemeyip arkasına dönmemeyi tercih etmişti. Duygu'nun sessiz kalışına daha fazla dayanamayan Ateş büyük bir adımla Duygu'yla arasındaki mesafeyi kapattı. Arkası hala dönük olan Duygu'yu ani bir hareketle belinden tutarak kendi bedenine bastırdı ve eğilip kulağına fısıldadı.

"Eğer öyleyse ne kadar başarılı olduğunu hissedebiliyorsundur."

Ateş'ten buram buram yayılan o baharatlı ve erkeksi koku bir an için başını döndürse de, ani bir refleksle kendini Ateş'in kollarından kopardı. Genç kadın öfkeden kendisini kaybetmek üzereydi. Bu öfkesi sayesinde dönüp doğrudan Ateş'in gözlerine bakacak cesareti kendinde bulabilmişti.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun?"

"Yanıyorsun..." dedi Ateş. Duygu, hala Ateş'in terbiyesizliğini sürdürdüğüne inanamıyordu. Daha Duygu bir şey demeye kalmadan, Ateş aceleci bir tavırla kahve bardağını tezgaha koydu ve tekrar Duygu'ya doğru yürümeye başladı. Bir iki saniye sonra Duygu'yu kucağına aldığında Duygu'dan boğuk bir çığlık yükseldi.

"Ne yapıyorsun?!Beni hemen yere bırak!"

"Çeneni kapat!" diye hırladı Ateş. Ne yaptığını bilmez bir haldeydi. Gözleri kan çanağına dönmüştü. O an Duygu onun sabaha kadar uyumadığını algılamıştı. Kimbilir kaçıncı viski bardağını devirmişti sabaha kadar?

"Beni hemen yere bırak yoksa çığlık atacağım!"

Ateş Duygu'yu duymazdan gelerek, koltuğa yatırdı ve üstüne çıktı.

"İstersen dene..."

Duygu bağırmaya yeltense de, Ateş Duygu'nun ağzını tek eliyle kapatarak geceliğini sıyırmaya başladı. Duygu bunun olmasına izin veremezdi. Gördüğü en kötü kabustanda kötü bir durumdu bu. Ateş'in böyle bir adam olduğunu hiç düşünmediği için kendine kızıyordu şuan.

Ateş'in bu sefer iç çamaşarını aralayacağını düşünen Duygu'nun gözleri dolmaya başlamıştı. Sesi yettiği kadar "Lütfen," diyor ama ağzındaki el bunu engelliyordu. Karahanlı, Duygu'yu korumak isterken daha büyük bir tehlikeye attığının farkında mıydı acaba? Kuzuyu kurda emanet ettiğini bilerek mi yollamıştı?

Duygu anlamsızca debelenmeye çalıssada Ateş'in gücüne karşı koymak mümkün bile değildi. Ancak Ateş onu şaşırtarak iç çamaşırına bile bakmamış, geceleğini göbeğinin üstüne kadar sıyırıp, pansumanlı bölgedeki bandajı açmaya çalışıyordu. Bir an için göz göze geldiklerinde, Duygu Ateş'in gözlerinde başka bir amaç olmadığını anlayıp rahat bir nefes almıştı.

"Eğer saçma salak bağırmayacaksan, elimi çekeceğim."

Duygu usulca kafa sallayarak, Ateş'in elini ağzından çekmesini izledi. Ateş bakışlarını tekrar, Duygu'nun karnının üzerindeki berbat yaraya yönlendirdi.

"Yaran iltihap kapmış. Bundan dolayı ateşin var. Yarana tıbbi bir müdahale gerekiyor." Ateş şimdi Duygu'nun üzerinden kalkmış, arkasını dönerek ellerini saçlarında gezdirmeye başlamıştı.

"Yani sen..." dedi usulca Duygu. "Sen..."

Ateş buz mavisi bakışlarını tekrar Duygu'nun çıplak bakışlarına dikerken, Duygu geceleğini düzeltmekle meşguldü.

ATEŞLE OYNAMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin