25.Bölüm

1.1K 122 3
                                    

25.Bölüm

"Geçen yaz gelmemiştin, bu kış ilk dönemde de gelemedin, e kaç gündür telefonlarımıza bile çıkmayınca ben de dayanamadım. Madem kızım gelmiyor ben gideyim dedim."

Babam çat pat kurabildiği İngilizce cümlesini gururla sonlandırdığında üçümüz de gülümsedik. Ben, Asya ve babam ile benim karşımda, tekli koltukla oturan Rick..

Biri Rick'e görünmez olması gerektiğini söyleyebilir miydi lütfen? Çünkü babamın bakışları onu buldukça, içten içe onu süzgeçten geçirip, analiz ettiğini anlayabiliyordum.

"Asya gerçekten annene çok benziyorsun. Tıpatıp gençliği."

"Annemin gençliğini biliyor musunuz?"

Hayattaki tek amcasını tanımanın yeni heyecanı vardı tabi Asya'da. Babam bana defalarca anlattığı  anılara dalarken bu tabloya daha fazla dayanamayıp ayaklandım. Tüm bakışlar bana çevrilirken hışımlı tavrımla dikkat çektiğime pişman olmuştum bile. Baş parmağımla mutfağı gösterip;

"Ben sıcak bir şeyler hazırlayayım. Yazdayız ama hava bu gün biraz garip."  Diyerek mutfağa çekildim usulca.

Suyun  kaynamasını beklerken metalden yansıyan eğri büğrü çehreme dalmıştım.

"Tek garip davranan hava değil."

Boş bulunarak dayandığım tezgahtan hafifçe sıçradım.

"Korkutmak istememiştim." Dedi Rick bu defa.

"Önemli değil. "

"Nasıl hissediyorsun?"

İki omzumu da sıkıntıyla kaldırdım ve dudaklarımı gerdim. Masanın etrafındaki sandalyelerden birine otururken çektiği diğer sandalyeye de ben, kendimi bıraktım.

"Nasıl hissetmeliyim?"

Elimle salonu işaret edip devam ettim.

"Onlar mutlu aile tablosu çizerken ben.. Ben bir türlü kendimi oraya aitmiş gibi hissetmiyorum."

Elimi tuttuğunda bir kıvılcımlanmanın kolumdan bedenime doğru yayılması normal miydi?

"Angela ve Miley babamın yanına ilk taşındıklarında ben de böyle düşünmüştüm. Garip, soğuk.. Yanlarındasın ama sanki dışarıdan bir izleyicisin de aynı zamanda. Ama sonra fark ettim ki bunun onlarla bir alakası yok. Bu seninle ilgili. Ne düşündüğünde."

"Hiç iyi şeyler düşünmüyorum."

Masadan kalkıp su ısıtıcısından kahveyle doldurduğum bardaklara suyu döktüm.

"Özellikle sen benden bildiklerini saklarken."  Dedim aklıma gelen diğer sorunlarla.

"Ne gibi?"

"Şu Lancelot, Jons'un o gün mırıldandıkları, o adamlar, şu parşömen?"

Kaynatıcıyı sertçe tezgaha vurdum.

"Hayatımdaki her şey değişiyor ve ben.. Ben bunları sadece izliyorum. Biraz daha benden bildiklerini saklarsan gidip kendim bulacağım!"

"Ben kahvemi hep şekersiz içmişimdir."

Babamın, üvey babamın yaklaşan adımlarıyla kahvelerime odaklandım. Ayak sesleri mutfağa girdiğinde tanıdık ses bıraktığımın aksine daha sertti.

"Ve sen Rambo evet evet sen,"

"Richard."

"Efendim?"

Auxılıum Serisi I; GardiyanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin