23.Bölüm

1.1K 117 11
                                    

23.Bölüm

Telefondaki sesleri duyduğumdan beri, Rick’in gelmesini beklerken dudaklarımı kemirmekten bir hal olmuş, çanaktaki kakaoyu çırpıyordum. İçim içimi yiyordu adeta. Ben de benliğimdeki kurdu oyalamak için kurabiye yapmaya karar vermiştim. Ama aç kurt doymak bilmiyordu. Çikolata parçalı kurabiyeler fırında pişerken bunların da kesmediğini fark etmiştim. Çikolatalı pastamın sosu ile işim bittiğinde kasedeki kakaoyu pastama özenle yaydım ve oturup çanağın içinde kalan erimiş çikolatayı kaşıklamaya başladım. Imm.. Evet, bu iyi gelmişti işte. Sıcak kakao.. O sırada çalan zille tabak ellerimin arasından kayıp tuzla buz oldu. Yerimden nasıl fırladığımı bile bilmiyordum. Kontrol edemediğim sesim, evin içinde çınlamıştı.

“Kapıya sakın bakma!”

Paniğimi bu kadar belli etmemeliydim Asya’ya ama olası kötü bir şeyle karşı karşıya gelmesini istemiyordum. Salondan hızla geçerken göz ucuyla Asya’nın tembelce kanepede oturmuş ayaklanmak için terliklerini ayağına geçirdiğini gördüm.

“Gelme! Sen gelme Asya! Salonda kal!”

Kapıya uzanacakken tekrar salona döndüm ve fısıldayarak;

“Hatta yukarıya çık.” Dedim.

Asya’nın ne oldu dercesine bakışlarını geride bırakıp kapıya gittim ve deliğe uzandığımda tanıdık yüzü içime huzur doğmasını sağlamıştı. Rahatlayarak kapıyı açtığımda, ilk işim boynuna sarılmak oldu. Sağ salim gelmişti!

“Bir şey mi oldu?”

Bu soruyu benim ona sormam gerekmiyor muydu? Geri çekilip maviliklerine baktım.

“Anlamadım?”

“Kalp ritmin evin 5 metre ötesinden duyuluyor.”

“Benden olanları saklamaya mı çalışıyorsun Rick? Her şeyi duydum.”

Salona vardığımızda kuzenim henüz ayaklanabilmişti. Rick’e doğru sırıtıp;

“Şimdi neden salonu boşaltmamı istediğin anlaşıldı.” Dedi.

Bununla uğraşacak vaktim gerçekten yoktu. Rahat tavrımı takınarak;

“Önemli değil. Biz de odaya çıkacaktık zaten. Sen yerini bozma canım.” Dedim ve Rick’i kolundan tutup merdivenlerden çıkarmaya başladım. Yukarı çıktığımızda ufak bir kahkaha attı.

“Ne yani, Jons’un zile basıp, kapıdan gireceğini mi sandın sahiden?”

“Her gün biri beni öldürmek istemiyor tamam mı? Buna yeni yeni alışıyorum. Her neyse bu sefer dikkatimi dağıtamazsın. Ne olduğunu duymak istiyorum. “

“Nasıl öğrendin?”

Odamın kapısını kapatıp çalışma masamın üstünde duran telefona uzandım ve Rick’e verip masamın yanındaki sandalyeye oturdum.

“Düşürdüğünde  açıktı.”

Karşımdaki koltuğa oturup getirdiği çantayı yanına koydu. Şimdi gayet ciddiydi.

 “Ne zaman pansuman için hastaneye gitmeyi düşünüyorsun.”

“Rick sen iyi misin?  Beni meraktan öldürmek mi istiyorsun? Ne oldu? Herkes iyi mi?”

 Benim agrasif tepkimin aksine o gayet sakindi. Kollarını kavuşturup arkasına yaslandı ve konuştuğunda yine o ikna edici tonunu kullanıyordu.

 “Sana anlatacağım. Ama bir şartla.”

“Dinliyorum. “Dedim hızlıca.

 “Bana düzenli olarak hastaneye gidip, kendine bakacağına dair söz vermelisin.”

Auxılıum Serisi I; GardiyanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin