Geniş, koyu yeşil duvarları olan odanın içi rengarenk süslerle kaplanmıştı. Süs ışıkları kapıya, pencerelere ve boş kalan her yere kalp, çiçek ve kelebek şekilleriyle döşenmişti. Odanın köşesine yerleştirilmiş yemek masasının üstü çeşitli lezzetlerle bezenmiş, en ortaya kocaman, çiçek şeklinde bir pasta yerleştirilmişti. Odanın geri kalan kısmında ise altı çocuk, özenle sıraladıkları sandalyelerde en ön sırayı kapmışlardı. Gerisi ise tamamen boştu.
En ufak bir ses bile çıkmıyordu ortamda. Ne sandalye gıcırtısı, ne rüzgar uğultusu ne de aralarından birinin konuşmak için kullanacağı sözcükler, hiçbiri yoktu.
İçlerinden biri pastaya yönelip çiçeğin yapraklarından birini tabağına aldı. Ardından gözleri pastanın ortasına sabitlenen resme ve yazıya yönelmiş, kalbindeki sızı bir kez saha patlak vermişti.
Yirmi üçüncü yaş günün kutlu olsun Jung Hoseok!
'Evet' dedi içinden. 'Her şey tamam. Fakat, Hoseok nerede?'
Cevaplanması gereken tek soru o anda buydu. Arkadaşı, dostu orada yoktu. Orada olması gereken tek kişi yoktu ve bu can yakıyordu.
Çünkü Jung Hoseok; depresif ve intihara meğilli bir çocuktu.
Ve tam 237 gündür ondan haber alınamıyordu.
***
Konuşmalar eskiye dönük olacak.
Flashback yani.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gospel #bts
Fanfiction- Jung Hoseok; depresif, intihara meyilli, kayıp. Başlangıç: 7 Ocak 2017 Bitiş: 16 Şubat 2017