gospel #bts

00:00

-: Yalanlar söyledim hyung. Kötü yalanlar. Canını acıttım öyle değil mi? Seni her şeyden daha çok yakıp kavurdum.

-: Belki.

-: Oysa tam tersi olsun istemiştim.
Benim için okula geldiğinde beraber dondurma yemeyi.
Bana çok beğendiğim bir bilgisayar oyununda eşlik etmeni ve ne bileyim, ilişkilerimiz hakkında konuşup gülüşmeyi istemiştim.

-: Her şey istediğin gibi olmuyor hayatta.

-: Bana kızgın olduğunu biliyorum. Fakat bağırıp çağırmaman ve beni suçlamaman daha çok canımı yakıyor.

-: Yanılıyorsun. Seni hep suçluyorum. Herkese diyorum ki; Jungkook yalan söylüyor. Benden nefret ediyor ve beni ölüme sürüklemek istiyor. Jungkook beni mahvetmeye çalışıyor.

-: Hyung... özür dilerim. Anlamayacağını biliyorum beni ve anlatamam da.

-: Belki bir kere deneseydin anlayabilirdim.

-: Hayır hayır yanlış söyledim.
Sen elbette ki anlardın.
Fakat o anlamazdı.
O kötülük yapmaya devam eder ve sana zarar verirdi.
Diğerlerine zarar verirdi.

-: Biliyor musun? Sanırım biraz da bencil olmalıyım.
Hepimizin acı çekmesini, benim böyle yaşadığım her saniye ölme, kendimi parçalama hatta bazen bedenimi kavurup zihnimdeki acılara son verme isteğime yeğlerdim.

-: Lütfen söyleme bunları.

-: Peki. Söylemem.

-: Hyung...

-: Ağlama Jungkook.

-: Sen de ağlıyorsun.

-: Acıtıyor çünkü.
Senin canın acıyor mu?

-: Çok.
Çok acıyor.

-: Onlara doğruyu söylesen?

-: O-olmaz.
Yapamam.
Öldürür beni.

-: Söylemezsen...
ben öleceğim.

-: ...

-: Jungkook...

-: Üzgünüm Hoseok hyung.