gospel #bts

when you started to try

"Sizin aklınıza bir şey geliyor mu?"

Taehyung odanın içinde dört dönerken sordu.
Herkesi evinde toplamış ipuçları aramaya çalışıyordu.

"Hoseok'un sevdiği yerler... bunca aydan sonra sence tekrar sevdiği yerlere gidiyor mudur dersin? Belki başka bir şehirde bile olabilir."

Başını avuç içleriyle sıktı. Haklı olmalarından nefret etse de o devam edecekti. Bulmak imkansızdı, ama edecekti.

"Pore'a gidiyordu. Aslında, mutsuz olduğunda beraber gidiyorduk. Oraya bakabiliriz."

Taehyung, Namjoon'un söylediği barın ismini aklına kazıdı. Yakın arkadaşının sevdiği yerleri bile bölük pörçük biliyordu, içler acısıydı.

"Evine gidip bir şeyler arayalım."

Jimin'in önerisine başını salladı evdekiler.
Bazıları anahtarları olmadığından olumsuz karşılamıştı, bazıları da orayı görmek bile istemediklerinden.

"Sorun değil. Ben gittim ve aradım zaten."

Seokjin bir anda söze atılmıştı.

"Ne buldun?"

Taehyung cevapladı.

"Jeju adasına bir broşür ve bir defter. Ona ait olduğu kesin ama kilidi olduğundan açamadım henüz."

Yoongi derin bir iç çekmiş saçlarını karıştırmıştı. Taehyung içlerindeki en zekilerden bir tanesi olmasına rağmen bazen çok aptalca davranabiliyordu.

"Defteri ver. Ben açarım." dedi sanki mırıldanır gibi. Küçüğünün gözleri sevinçle parlamıştı. Defteri almaya gitti.

Geri döndüğünde elindekini Yoongi'ye uzattı. Basit bir kilide sahip olan defteri ise büyük olan zorlanmadan açmıştı.

İşte şimdi Hoseok'u bulmak kolaylaşacaktı.