when you can't forget

2.3K 362 54
                                    

Üçüncü şişenin de dibini gördükten sonra durması gerektiğini hissediyordu Taehyung. Fakat hisleri, isteklerini bastıramıyordu o anda.
Öyle özlemişti ki, çıldıracak gibiydi.

Dördüncü şişeyi açtı.

Ağlamak, bağırmak, bir şeyleri yumruklamak, evini dağıtmak, resimlerine bakmak, rüyalarında sarılmak.

Hepsini denemişti. Her şeyde Hoseok'u hissetmeye çalışmış, pek becerememişti.

Bazen ona kızıyordu tek bir iz bırakmadan gittiği için. Çoğu zaman da kendine kızıyordu, Hoseok'u bir kere bile dinlemeden, ciddiye almadan arkadaşlarına inandığı için.

Gerçi, düşününce hala inanmak için yeterli sebebi vardı. Hepsi de geçerli sebeplerdi üstelik. Fakat bir insanı intihara veya öylece ortadan kaybolmaya itecek kadar kaba ve kırıcı olduklarını fark edememişti.

O sadece, arkadaşının çektiği gibi bir acı çektirmek istemişti.

Hala ellerindeki tek suçlu Hoseok'tu. Hala onun  affedilemez bir şey yaptığını da kabul ediyordu Taehyung. Ama geri istiyordu işte.

Bir arkadaşı özlemek, istemek diğerine ihanet olarak görülemezdi.

gospel #btsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin