İstediğim tek şey, yorumlarınızı okumak, o kadar.
Multimedia'da bölüm parçası var.
Ve ayrıca multimedia'da Niall'ın mükemmel saçları ve kendisi yer almakta. ❤
Keyifli okumalaar!
Az önceki hitabım nedeniyle bana kaşlarını çatmış bakmayı sürdürüyorken benim ona gülümsüyor olmam sanıyorum onu biraz daha sinirlendiriyordu. Anın keyfini sürerken artık müzik sesini duymadığımı fark edince adımlarımı hareket ettirmeyi kestim.“Neden durdun, dans ediyorduk.” Ne yani, o müzik sesinin bittiğini fark etmemiş miydi? Bu kadar da dalgın olamazdı, değil mi?
“Müzik kesilmiş.” Dediğimde dudakları yukarı doğru kıvrıldı ve az önceki sinirli hali bulutlara karışıp gözden kayboldu. Bu durum beni gülümsetirken konuşmasını bekledim.
“Neredeyse bir dakikadır müziksiz dans ediyorduk, bayan çokbilmiş.” Şaşkınlıkla gözlerim irileştiğinde kaşlarımı da çatmam uzun zamanımı almamıştı. Müziğin çoktan bitmiş olması bizim müziksiz dans ettiğimiz ve insanlara bir nevi rezil olduğumuz anlamına gelirdi. Yani, bir de onların önünde öpüşmüştük. Ah, tanrım.
“Neden söylemedin?” Sinirle ona bakmayı sürdürdüm. Onun tek yaptığı ise gülümseyerek bana bakmaktı.
“Hep sen mi beni deli edeceksin?” Kaşlarım hayretle havaya kalktığında kollarımı ondan çektim.
Etrafa kısaca baktığımda Amelia ve Liam’ın camın kenarında bir şeyler konuştuğunu gördüm. El ve Lou patlamış mısır yiyip gülüşüyorlardı. Zayn ve Harry bilek güreşi yapıyor, Perrie de onları izliyordu. Güzel, en azından dikkatler üzerimizde değildi.
Birkaç adım ötemdeki koltuğa yerleştiğimde Niall salondan çıktı. Bende ilgimi başka şeylere vermeye çalıştım. Zayn ve Harry’nin bilek güreşi bitmiş yerini tartışmaya bırakmıştı. Gülümserken kulağımı onlara verdim.
“Aslında sen kazanmadın dostum.” Zayn Harry’nin sözlerine alayla güldükten sonra oturduğu kanepede biraz daha yayıldı.
“Her seferinde aynı şeyleri dinlemekten bıktım, kıvırcık.” Harry kaşlarını çatıp ona bakmayı sürdürürken savunmasına devam etti.
“Her seferinde hile yapmandan bıktım, Bradford’un kötü çocuğu.” Son üç kelimeyi alay ve taklitle söylediğinde gülmeden edememiştim doğrusu. Zayn bile gülmüştü buna.
“Yine mi aynı bahane dostum? Bu sefer kendini geliştirirsin diye ummuştum.” Zayn kahkaha attığında Harry gözlerini kısmış Zayn’e bakıyordu.
“Komik değilsin Zayn, kabul et.” Zayn yeniden kahkaha attığında bende gülümsememi genişlettim. Niall’ın nereye gittiği hakkında bir fikrim yoktu. Şu an umursamıyordum çünkü beni az önce sinir edip gitmişti.
“Evet Hazza. Senin kadar komik olamam. Bak ne diyeceğim, dışarı çıkıp gökyüzünde ölü kuş aramaya çıkmaya ne dersin?” Harry elindeki yastığı Zayn’e fırlattığında gülmeye başladılar. Açıkçası Zayn’nin neden böyle dediğini anlayamamıştım.
“Bu da ne demek?” Ayağa kalkıp onların yanına gittim ve Harry’nin yanına oturdum. Zayn kahkahasını durdurabildiğinde Harry’nin attığı yastığı elinde tutuyordu.
“Bir keresinde Harry’le stüdyodan çıkmış bize gidiyorduk. Yolda yürürken yerde ölü bir kuş görmüştüm. Yanımdaki zeki insana ‘Harry ölü kuşa bak’ dediğimde o gökyüzüne bakıp ‘Hani, nerede?’ demişti.” Sözlerini bitirirken kahkaha atmaya başlamıştım. Bu çocuklar neden bu kadar şirin olmak zorundaydılar ki? Harry de gülerken kendini savunmasından da geri kalmıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Butterfly's Wings
Fanfiction“Canım kızım, Seni kollarıma aldığım ilk anı bugün gibi hatırlıyorum. Minicik, sıcacık ve savunmasız, pamuk gibi.. Bembeyaz. Şirin. Beyaz kelebeğim, sen artık kanatlarını çırpmaya başlıyorsun. Hayatın zorlu, ama aynı zamanda güzel yolunda uçmaya h...