Beklenmeyen

2 0 0
                                    

Bugün oldukça yoğun ve güzel geçti. Yarışma günü gelip çatmıştı.Yarın çekimleri olacaktı ve Ashley son olarak bana diktiği harika kostümleri gösterdi.Biraz aceleye gelmişse de harika bir iş çıkartmıştı.Her zaman ona güvenmiştim.Böyle yetenekli bir tasarımcıya ve bu kadar iyi bir arkadaşa sahip olduğum için minnettarım.Okuldan hemen sonra Ashley ile buluştum.Butün gün kıyafetler ve son provalar üzerine çalıştım.Yemek yemeye bile fırsatım olmamıştı ki açtım.Pizza söyleyip koltuğa yığıldım.

Duyduğum şiddetli bir sesle uykum bölündü.Kanepede uyuyakalmışım. Ses artmaya başlayınca gözlerimi aralayıp,uyuşuk adımlarla kanepeden kalktım.Biri kapıyı kırarcasına çalıyordu.Müdahele etmezsem kapımda polisleri bulabilirdim.Saate baktığımda 12:30 olduğunu gördüm.
Bu saatte kim, neden,evime gelirdi bilmiyorum ama iyi bir nedenden gelmediği belliydi.

"İçeride olduğunu biliyorum,Jess spor ayakkabıların dışarıda."

Beni çok iyi tanıyan biri olarak ses, Harry'nin sesiydi ve oldukça sinirli çıkıyordu.Neye bu kadar sinirlendi?
Dün gece söylediklerini kafamda dönmeye başladı.Geleceğini söylemişti.Uyku sersemi olduğumdan düzgün düşünemiyordum.Açtığımda gördüğüm yüz ifadesi beni ürkütse de "Senin sorunun ne?"diye bağırmaktan kendimi alamamıştım. Cevap vermiyordu.Donuk bakışları yere odaklanmış,bana bakma gereği bile duymuyordu.Hızlı ve düzensiz nefes alıp verişleri, inip kalkan göğsü alnındaki kırışıklık,sinirinin dışa yansımış haliydi.Fırtınadan önceki sezsizlikti.Düşünüyor, düşünüyor da
bir türlü içinden çıkamıyor gibi bir hali vardı.Hiçbir şey söylemeden kabaca beni ittirip eve girdi. Resmen evime zorla girmişti.Arkasından kapıyı da çarptığında sabrım taşmıştı.

"Burası bir apartman dairesi.Mağara adamı gibi davranmadan önce sakin olman gerekiyor."

Dediğimi umursamayıp, sert bir sesle "Bunu neden yaptın?" diye sormuştu. Neyden bahsettiğini bilmiyormuşum gibi yaptım. "Neyi,neden yaptım?" Yine beni duymamış gibi devam etti.

"Aynı şeyi bir başkası sana yapsa hoşuna mı giderdi?"

Sakin kalmalıyım Çünkü o hiç bir şey bilmiyor.Belli ki Kendall onu yalanları ile kandırmıştı.Dolmuştu şu an en tehlikeliydi.Alevini püskürtmeye hazırlanan bir tıpkı patlamaya hazır bir volkandı .

"Kendall'a yaptığını biliyorum." dedi beni yanıltmayarak.

"Bilmediğin şeyler var.Bu gece olmaz.
Yarın yarın konuşalım.

"Sen benle dalga mı geçiyorsun? Seni eski sevgilinle buluşturduğu için mi bu öfke? Kendall'ı o ıssız yere götürüp bırakmana değdi mi?"

İçimdeki öfkenin kabardığı an buydu
Sahtece güldüm.Damarlarımda sinir dolaşırken, en fazla,bu kadar olayları alaya alabiliyordum.Nasıl böyle olabiliyordu? Gerçeği öğrenmişti. Bana destek olması gerekirken onu koruyordu.Mağdur olan bendim ve
o sevgilisini savunuyordu.

Yaptığımdan pişman değilim,zerre kadar pişmanlık yok içimde.Kendall'ı msaum gibi göstermeye çalışsanda, masum değil,Umrumda değil,cidden bana yaşattıklarına saysın."

Sesim kin doluydu.Sözlerimin onu daha çok sinirlendirdiğini biliyorum
Umrumda olmuyor o kadar.İşaret parmağını bana doğrultarak konuştu.

"Onun başına gelenlerden sen sorumlusun."

Defol diye bağırmamla çenesi kasıldı. Eğer gitmezse ikimizden biri çok fena kırılacaktı.Sırtımı hızlıca duvara çarptığında ses çıkarmamak için dudaklarımı dişledim.Bu acıtmış,
zaten gergin olan sinirlerimin daha
da gerilmesine yol açmıştı.Biraz daha yaklaşıp aramızdaki mesafeyi kapattı. Parmakları kolumu sıkıca kavrayıp üzerime eğildi."Gitmiyorum." İlk defa ondan korkmanın getirdiği, tuhaf bir his oluştu içimde.Kolumu kurtarmaya çalıştıkça baskı arttırıp, canımın daha fazla yanmasını sağlıyordu.Kolumu aniden bırakmasıyla tökezledim.Eli bana uzanıp tuttu.Sızlayan kolumu ovuştururken ellerini ittim.

"Dokunma. Ne yaptığını sanıyorsun? Hangi hakla bana hesap sorarsın? Orospu sevgilin..."

"O orospu değil."

"Umrumda değilin nesini anlamadın?
O orospu da yaşadıkları da umrumda değil."

Tamam,biraz merak etmiştim ama bozuntuya vermedim.Göz bebekleri genişlemiş,gözü seyirmiş,öncesinden daha korkutucu bir ifadeyle,alnındaki kırışıklık belirginleşmişti.

"Benim de umrumda olmayacak."

Dediğine anlam yüklemeye çalışırken yerle temasımın kesildiğini hissettim. Bacaklarımı kavramış, bedenimi omzu üzerinden baş aşağı sarkıtıyor,başım omzunun üzerinde duruyordu.

"İndir beni."

Nereye götürüyordu? Merdivenlerin başına geldiğimizde bacaklarımı tekme atıyormuşum gibi savurmaya çalıştım."Rahat dur." Otoriter sesine aldırış etmeyip daha hızlı hareket ettirmeye çalışmıştım ki hissettiğim keskin acıyla durmak zorunda kaldım. Tırnaklarını bacaklarıma geçirmişti.Eşofmanım sıyrıldığından direkt çıplak tenime temas etmişti ve daha büyük bir sorunum vardı.Eğer biraz daha bu şekilde tutarsa düşebilirdim.

"Düşürmem ama kıpırdanmayı kesmezsen seni aşağı fırlatırım."

Beni odama götürüp yatağın üstüne bıraktı.Penyemi aniden çıkartıp beni sütyenimle bıraktığında şaşkın gözlerle ona baktım."Ne yapıyorsun."
Duymamışı oynadı. Yataktan kalkmak için hamle yaptığımda tek eliyle bacaklarımı kavradı. Diğer eli belime gidip eşofmanımı aşağı çekti."Ne yapıyorsun? Niye soyuyorsun beni?
Bıraksana." Korku dolu gözlerle ona bakarken bakışları vücudumdaydı.
Düşündüğüm şeyi yapacak mıydı?
Bu kadar zalim olamazdı. Dikkatinin dağınık olmasından faydalanıp kapıya koştum. Hızlıca arkamdan koşup belimden kavradı. "Hiç bir yere kaçamazsın. Kaslı kolları belime sıkıca dolandı. Saçmalıyorsun bırak." Ne kadar dirensem de tutuşundan kurtulamıyordum.

"Pişman olacaksın, çok sinirlisin."

"Kapa çeneni."

Beni tekrardan yatağa götürdüğünde her şey için geç olduğunu anladım. "Lütfen yapma." Üstüme ağırlığını vererek,beni etkisiz hale getirdi.Onu içimde hissettiğimde bağırmamak için dudağımı dişledim. Çok sert ve hızlı olmuştu bu.Onu ilk defa böyle görüyordum.Zarar vermeyeceğime inandığım arkadaşım tarafından, tecavüze uğrayacağımı söyleseler gülüp geçerdim herhalde. Gitgellerine son hız devam ederken içli bir şekilde gözyaşı döküyordum.Acımasızca içimde gidip gelirken, kasıklarım alev almıştı.Canımın acısını dudaklarıma çektiriyordum.

"Lütfen dur."

Sınırlarımı zorluyordu ve ben bir şey yapamıyordum.Gözlerimi zar zor açık tutuyor,kapatmamak için direniyorum. Daha önce hayatımda hiç bu kadar canımın yandığını hissetmemiştim. Yavaşladığında biraz olsun rahatladım.

Yavaş hareketleri uzun sürmemişti. Temposunu artırıp,öncekinden daha hızlı bir şekilde hareket etse de artık fiziksel acı duymuyordum.Vücudum acıya uyumuştu.Gözleri saniyeliğine muhtemel ağladığımdan kızarmış olan gözlerime çevrildi.

"Seni ikinci defa ağlarken görüyorum." diye mırıldandı kısık bir sesle.

Hep güçlü durmaya çalışmıştım ama en sonuna dayanamadığım nokta bu olmuştu.Kolay kolay ağlamaz,acımı içime atardım.

"Orospu çocuğu."

"Orospu çocuğu ha"

Hareketleri daha da hızlandığında dinen acım tekrar başladı. Dayanamıyordum.Artık bitsin istiyorum.Bu acıya daha fazla katlanamıyordum Vücudumdaki tüm güç tükenmişti.İçimden çıkıp,uzun aletinin hepsini köklediğinde,ufak çaplı bir çığlığın çıkmasına engel olamadım.Sıcak bir sıvı hissetmemle bakışlarını oraya çevirdim.Kandı! Kanıyordu! Her ne kadar yavaş da olsa,inlememe engel olamamıştım.
Acım, her geçen dakika artarken, yavaşça bacaklarımı kapamıştım. Bu,kanın tekrar akmasını sağlarken
hareket etmemi,zorlaştırıyordu.
Ona bakmıyordum."Git." dedim yalvarırcasına.Sadece git.




































Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 10, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

IndefinableHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin