-O yurtdışında okuyor.Çok sık görüşemiyoruz.
-Beni dinliyor musun sen?
-Olivia daha fazla saçmalık yapmadan eve gidiyoruz ben de şimdi geliyorum.
-Ben iyiyim sadece ufak bir tartışma.O biraz inatçı.
Kafamdaki düşüncelerin her biri sorulara bir cevap arıyordu.Zayn o kıza ne yapmıştı ve benimle oyun mu oynuyordu.David bağlanmamam konusunda uzunca bir nutuk çekmişti.David'in her zamankinden güçsüz göründüğünü hesaba katarsam ağır şeyler yaşanmıştı.Yaşananlar onu gerçekten etkilemiş olmalıydı.Bunu araştırıp gerçeği öğrenecektim.Yoksa merakım beni yiyip bitirecekti.Detaylıca bu kızı araştıracaktım.
İlk adımı bugün atmak istiyordum.Telefonumu alıp Christabel'ın numarasını tuşladım.Telefon bir kaç çalışta açıldı.
-Emredin efendim sorun nedir
-Sorun falan yok sadece gizemli bir kızı bulmamız gerekiyor
Zayn'in ağzından
Kum torbasına son bir darbe geçirdim.Bu kadarı yeterliydi.Terden her tarafım yapış yapış olmuştu.Üzerimdekileri çıkarıp banyoya girdim. Üstüme kolsuz düz siyah bir tişört üstüne deri bir ceket altıma beyaz bir pantolon giyip evden çıktım.Drew'i son bir kez daha sorgulayacaktım Silah taşımasam deri ceket giymek zorunda kalmazdım .Neyse zaten kısa sürecekti.Hayatını bağışlamamı benden yalvararak isteyecekti.
İnsanları yalvartmaktan daha çok hoşuma giden birşey var mıydı acaba? Bu durumda ya söyleyecekti ya söyleyecekti.Hayatını bağışlamamı istiyorsa dediklerimi yapacaktı. Gerçi her türlü onu sağ bırakmayacaktım da neyse.En azından o bunu bilmiyordu. Kimin adamı olduğunu öğrendiğim an işimi bitirecektim.Tanıdık depo yolunda ilerlerken bir kez daha ona ne yapacağımı düşündüm.Babam ölmüştü ama pislikleri peşimi bırakmıyordu.Babamla çok iyi anlaştığımız söylenemezdi.Annemi aldattığı gün benim için zaten ölmüştü.Annemi hatırlayınca onu özlediğimi farkettim.Onunla neredeyse 2 yıla yakın bir süre görüşmüyordum.Ama bu durumdan çokta şikayetçi değildim.Normal bir hayat sürmemi istiyordu ama benim normal hayatım buydu.Böyle olmak zorundaydım.Buna zorlanmıştım.Annem sadece babam gibi olmamı istemiyordu ama her ne kadar kabul etmek istemesem de gün geçtikçe ona benziyordum.Şirketin bana geçmesi bundaki en büyük etkendi. Gördüğüm tanıdık depoyla düşüncelerimden sıyrıldım.Durup geçmişi düşünmenin zamanı değildi.Şimdi önemli olan şey şirketin geleceğiydi.
Depoya girdiğimde gözleri kapanma derecesine gelmiş Drew'i gördüm.Adamlarım onu iyi benzetmişlerdi.Beni görünce gözlerini açık tutmaya çalıştı.Keyifle"Nasıl gidiyor Drew daha iyi misin?"dedim.Önceden bu söylediğime küfür eder ya da bağlı olduğu sandalyeden kalkmaya falan çalışırdı.Ama dediğim gibi o eskidendi.Bana karşı gelmemesi gerektiğini çoktan öğrenmişti.Hiçbir şey söylemeden iniltiye benzer bir ses çıkarmakla yetindi, Dudağının kenarı patlaktı.Konuşursa kanayabilirdi.Ona doğru yürüyüp tam önünde durdum.Elimi belime koyup sert bir ses tonuyla"Artık konuşacak mısın?"dedim."Ne bilmek istiyorsun."Bir kahkaha patlatıp adamlarıma kabloları getirmelerini emrettim.Kablolar elektrik yüklüydü.Söylemeyecekse elektrik yemek zorunda kalacaktı.Kablolar sarılırken yerinde huzusuzca kıpırdandı.Gözlerinde endişeyi görmek beni memnun etmişti.Sonunda ağzını açıp konuşmaya başladı."Durun Marker Staub." Bu isim takma ismiydi.İnanacağımı sanıyorsa yanılıyordu.Ne düşündüğümü biliyormuş gibi konuşmaya başladı."Allen Hale sandığının aksine gerçek değil sahte ismi.Kanıt istiyorsan İspanyada Staub şirketi ona ait.Araştırırsan sahibinin Marker Staub olduğunu görürsün." Kafam iyice karışmaya başlamıştı.Bütün herşey bir düzmece miydi yani? Soyadını kimsenin bilmemesi beni endişelendirmemişti."Daha dikkatli olmalıydım."diye kendime söverken içim onu öldürme isteğiyle doldu. Belimden silahı çıkarıp ona doğrulttum.Ardarda 5 kurşun sıkıp hayatını bitirdim ve memnuniyetle depodan ayrıldım.
Jessica'nın ağzından
Son pizza dilimimi de ağzıma atmıştım ki kapı çaldı.Peçeteyle ağzımı silip kapıyı açtım Harry gelmişti.Kuru bir sesle"Selam."dedi.Onu iyi tanıyordum.Birşeye canı sıkkındı. Moralinin bozuk olduğunu yüz ifadesinden anlayabiliyordum"Selam.Sen iyi misin?"Soğuk bir sesle "Kendall ile kavga ettim."dedi."Neden?"Omzunu silkip "Kıskançlık." dedi.Daha fazla üstelemedim.Hiçbir şey demeden çekilip geçmesine izin verdim.Hiçbir şey söylemeden ona baktım.Yüzü çok ifadesizdi.Gözlerini duvara sabitlemiş bir ayağını dizinin üzerine atmış,diğer ayağını sarkıtmıştı.Dişlerinin arasından konuşup"Lanet olası Brunette yüzünden."dedi.Konu Brunette olunca Kendall'a hak vermiyor değildim.
Ama bunu yüzüne söylersem sinirlenebilirdi.Sinirlenirse sinirlensin.Bu durumda Kendall haklı sayılabilirdi ve ben onu koruyacaktım.
-O kızın bir sürtük olduğunu biliyorsun değil mi?
-Evet biliyorum ama Kendall'ı aldatmadığımı da biliyorum.
-O kıza fazla yüz verme yeter.
-Geçmişte yaşadığımız şeyleri yüzüme vurmasından bıktım.
-Onunla yattın değil mi?
-Kafamı dağıtmaya yarıyordu.Kendall'dan önce
-Sana neyin iyi geleceğini biliyorum deyip ayağa kalktım.
Vazgeçemediği birşey varsa elma suyuydu.Morali bozuk olduğunda ona hep elma suyu içirirdim.Onu mutlu etmenin bir yoluydu.Yüzüme yerleştirdiğim kocaman bir sırıtışla mutfaktan çıktım. İlerliyordum ki sert bir bedene çarpmamla durmak zorunda kaldım.Elimdeki bardak
Harry'nin üzerine dökülmüştü.
-Siktir dikkatli olsana
-Üzgünüm. deyip üzerindeki tişörtü yere attı.
Çok sinirlenmişti.Burnundan soluyordu.Elinde tuttuğu tişörtü göstererek"Bunu yıkıyorsun,"dediğinde kafamı salladım.Elindeki tişörtü bana uzatınca tutup banyoya doğru ilerledim.Arkasından"Şu titizlik takıntından vazgeçemedin."diye seslendim"Takıntıyla alakası yok." Ya tabi Çamaşır makinesine atıp yıkanmaya bıraktım.Mutfaktan bir bez alıp halıyı silerken Harry başımda dikiliyordu.Sinir olduğum şeylerden biri
bir şey yaparken birilerinin gözlerini dikip bana bakmasıydı.İşimi bitirip doğrulurken"Ne var ne bakıyorsun."diye çıkışmayı ihmal etmedim.
"Senin için bir tişört alırım."Omuz silkip"Gerek yok."diye cevap verdim.Onu dinlemeyip odama ilerlerken"Ne o etkileniyor musun."demesiyle
arkamı döndüm.Pişkince sırıtmasına karşılık"Hayır.Sokağa çıktığında herkesin seni yiyecekmiş gibi bakmasını istiyorsan giymeyebilirsin."
Oflayıp kabul edince odama yöneldim.Gardıroptan hangisini giyebilir diye bakınıyordum ki Harry'nin buz gibi sesini duymamla olduğum yerde kaldım.
-Olivia Hudson ile derdin ne?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Indefinable
FanfictionHayat beklenmediktir. Beklenmedik hayatlar ortak noktalarda birleşir. Ama gerçek insanları kimse seçemez.Yaşanılanlar olaylar insanı değiştirir en önemli sonucuysa güveni sarsar.Tekrar güvenmek ise hiç görüldüğü kadar kolay değildir.Ama belki de güç...