Polislerden yaşlı olan,
"Shawn Mendes," dedi."Evet, buyrun benim."
"Butler Kafe'de kavga olmuş, kafenin sahibi şikayetçi. Hemen bizimle geliyorsun."
"Uhm...pekâlâ," diyerek kapımı kilitledim, sanırım kavgada bulunduğumdan beni çağırıyorlardı.
Diğer polis,
"Ellie Hunter da burada oturuyor," dedi yanındaki polise.
Ellie'nin dairesi önünde durdu ve kapıyı çaldı. Ellie kapıyı yavaşça açtı, üzerinde pijamaları vardı.
"Ellie Stuart Hunter?"
"Evet, benim."
"Butler Kafe'de çıkan kavgada siz de varmışsınız. Bizimle geliyorsunuz."
"Off...pekâlâ. Üstümü değiştirip geliyorum."
Polisler keyifsiz bir şekilde bekliyordu. Ellie üstünü giyinmiş kapıyı kitliyordu.
"Frankie Dunne'un kız arkadaşı mısınız acaba?"
"Evet?"
"Diğer polis arkadaşlar onu almaya gittiğinde üzerinde uyuşturucu bulmuş," dedi yaşlı polis arada ilerlerken.
Ellie şaşkın ve ağlamaklı gözlerle bir bana bir de polislere baktı.
"İnanamıyorum...Bunu bana neden söylemedi," diyerek gözyaşlarına boğuldu.
Yaşlı polis,
"Biraz hızlı...gençler.Arabaya binmeliyiz artık. Şerif bizi bekliyor. Bu arada arkadaşınız tutuklandı," dedi.
Araca binip kemerlerimizi bağladık. Ellie hıçkırıklarla ağlıyordu.
"Ellie...lütfen ağlama," sesimi kızı o kulağına fısıldadım.
"Sana bir şey söylemem lazım. Bir ihtimal biliyorsun diye düşündüm, o gün barda Frankie'yi gördüm, birinden beyaz bir torba alıyordu.""Keşke söyleseydin. Eğer bunu bilseydim Frankie'yi uyarırdım."
Elini yanağına götürüp yaşlarını sildi.
"O hatalarının bedelini ödüyor. Ya oradan çıkamazsa," dedikten sonra ağlamayı sürdürdü."Ah Frank," diye ümitsizce dışarıyı izliyordu.
Ellie'nin omzunu sıvazlamak istedim ama yapamadım. O ağlayınca kalbimin acıdığını hissettim.
Polis bürosuna vardığımızda girişte Cameron, Camilla ve Matt'i gördüm.
Şerif odasına hepinizi aldı.
Mavi gözleri ve geniş suratıyla bir kurdu andırıyordu orta yaşlı şerif.
Tek tek hepimize olayı anlattırdı."Burası sakin bir yer. Bunun böyle devam etmesini istiyorum, çocuklar."
Hepimiz kafamızı salladık.
"Cameron Dallas, seni bir gün burada misafir edelim ve ailen gelsin. Onlarla konuşmak istiyorum. Şimdi Matt'den o tekme için özür dile. Mart sen de Camila'dan o pis lafların için özür dile."
Cameron dişlerini sıkarak özür dilerken Mart pişkin pişkin güldü.
Ofisten sırayla çıkarken tutuklanıp götürülen Frankie'yi gördüm.
Camila ise sevgilisi için ağlıyordu.
Ona bir işim olduğunu, gitsem sorun olup olmayacağını sordum."Sorun yok Shawn," dedi zar zor gülümseyerek.
--
Otobüslerden birine binmiştim, Island Records şirketine gidiyordum.
Camila'nın ağlayan hali aklıma geldi, gerçekten Cameron'a çok aşıktı.
Ellie ise oldukça çaresiz görünüyordu.Boş bir yere oturdum ve düşüncelere daldım. Ellie o serseri için çok gözyaşı dökmüştü. Harap olduğunu kendi gözlerimle görmüştüm.
Hem o harap olmuştu, hem ben.
Kalbim son parçasına kadar ayrılıyordu. Bu acı yüreğime işler miydi, bilemiyordum.Elimdeki karta baktım, binanın bulunduğu caddede indim.
Sonunda Island Records'un karşısındaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Treat You The Best - Shawn Mendes
Fiksi PenggemarBu hikaye 'Treat You Better' klibinden esinlenilmiştir. Shawn, ailesi olmayan bir sokak müzisyenidir. Annesini, babasını ve hatta kardeşi Aaliyah'ı araba kazasında kaybetmiştir. İki yıl önce taşındığı motelde kalan komşusu Ellie'ye aşık olur. Fakat...