13. BÖLÜM

136 20 2
                                    

Yeni bir bölüm daha. Umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar...😊

Elbette elimde Sinan'ında zayıf noktaları vardı. Bazen ona kıyamasam da bu sefer hak etmişti. Yapacak bir şey yoktu. Başına gelenlere katlanacaktı.

Benden uzaklaşarak merdivenlerden çıkarken bana doğru bakmayı da ihmal etmiyordu. O arada bende ona 'sen görürsün'adı altında 7 numaralı bakışımı atıyordum. Çok geçmeden kapı açılıp kapanma sesini duydum. Koridora doğru yöneldiğimde Eylül'ü gördüm. Ben tam neler olacağını soracak iken Hacer teyze ordan atılarak küçük çaplı bir hesap sordu. Ardında Eylül'ü yalnız bırakınca yanına gittim ve "Ne oldu canım. Niye suratın bu kadar asık ki senin. Siz konuşup anlaşmak için gitmediniz mi? Yoksa yine ağzını tutamayıp adama bir şeyler mi söyledin Eylül?!"dedim hafif sitemli bir sesle. Bana baktı sonra " Neler olduğu 40 yıl düşünsen aklına gelmez Zeynom. Akşam konseyde anlatırım."dedi ve merdivenlerden yukarı çıkmıştı.

Allah Allah ne olmuş olabilir ki acaba. Amaan Zeyno boşuna karalar bağlayıp düşünme. Eğer Eylül '40 yıl bile düşünsen aklına gelmez 'dediyse vardır bir bildiği. Artık konseyde öğrenicez başka çare yok.

..............................................

Akşam yemeği Sinan 'ın en sevdiği yemeklerden birisiydi. İşte şimdi intikam vakti diyerek tam Sinan'ın karşısına oturdum. İşte şimdi tam sırasıydı. Herkes yemeğe daha yeni başlamıştı ki ben birden "Hapşuu"diye hapşurdum. Hemen arkamdan Sinan "Hapşu" diye tekrarladı ve " İyi yaşa küçüğüm "deyip yemek yemeye devam etti. Çok geçmeden bir daha hapşurunca Sinan da arkamdan hapşurdu. Hacer Teyze ve Eylül 'İyi yaşa'dedikten sonra Eylül tam gözlerimin içine bakarak gülümsedi ve göz kırptı. Ya bu kız ne kurnazdı. Hemen anlamıştı ne yapmaya çalıştığımı. Ben hiç bozuntuya vermeden bir daha hapşurdum . Ardımdan Sinan tekrar hapşurdu ve kafasını kaldırıp bana doğru baktı . Ben hemen ona suyu uzatıp " Ne olur kusura bakma Sinan inan elimde olan bir şey değil. Birden üst üste tutuverdi."diyip 'üzgünüm'adı altında 6 numaralı bakışımla ona bakıyordum. "Yok önemli değil. İyi yaşa."dedi ve uzattığım su bardağını alarak bir yudum su içti. Tam kaşığı ağzına götüreceği anda öncekilerden daha hızlı ve gür bir şekilde"HAPŞUUU"dedim. Refleks olarak ardımdan hapşurunca cânım kazak batı verdi. Ben zorla gelen gülücüğü geri gönderirken Eylül patlattı kahkahayı. Hacer Teyze "Kız sus gülme deli. Oğlum sende kalk üstünü değiştir Allah aşkına küçük çocuklar gibi üstünü başını mahfettin."dedi hafif gülerek. Sinan bana dönüp tam konuşacak iken hemen numaradan hapşurdum. Lafı ağzına tıkanıp üstüne hapşuran Sinan artık sinirlenmeye başlamıştı. Sanırım ne yapmaya çalıştığımı anlamıştı sonunda. Tam "Zeynep sakın bir daha yapayım de..."derken lafını bitirmesine izin vermeden hapşurdum. Benim ardımdan tekrar Sinan. O hapşurunca Eylül ve Hacer Teyze birlikte kıs kıs gülerek" İyi yaşa "dediler. Bende "Benimle yaşa..." dedim içimden olması suretiyle. Her ne kadar gözlerinin en derinlerine bakarak yapmak istesem de SÖYLEYEMEDİM...

.............................................

Biz sofrayı toplarken Sinan kazağını değiştirmiş merdivenlerden iniyordu.
Onu görünce istemeden yüzümde bir gülümseme oluştu. İşte Sinan Bey gördün mü bakalım? Sen mi yamanmışsın yoksa ben mi? Düşüncelere dalmışken Eylül mutfaktan 'Zeyno çayı koyar mısın sana zahmet" diye bağırdı. Gözlerimi Sinan dan ayırarak mutfağa yöneldim . Ocağın üzerine çayı koyduktan sonra tam arkamı dönüp gidecekken Sinan'ı arkamda aniden görmem ile korkup çığlık attım. Bu halim Sinan'ın hoşuna gitmiş olacaktı ki gülmeye başlamıştı. "Sinan bak 2 oldu bu . Korktuğumu biliyorsun niye aynı şeyi yapıp duruyorsun?"dedim. "Senin yaptığına ne demeli Zeynep Hanım. Biri hapşurunca refleks olarak ardından benimde hapşurduğumu bilmene rağmen hemde. Yemek yememe bile izin vermedin. Ya en sevdiğim yemekti ama senin yüzünden bir lokma ya yedim ya yemedim. Bir de üstüne üstlük kazağım battı. Annemin dalga geçmesi de cabası."dedikten sonra kendimi tutamayıp kahkahayı patlattım. Bir süre sonra Sinan da bana katıldı. Mutfağın ortasında kahkaha atıp gülüyorduk. Mutfak kapısından girip bakan Eylül de bizim halimizi görüp bize katıldı. Mutfakta birbirimize bakarak katıla katıla gülüyorduk. Tam elimi ağzıma götürüp hapşuracakken Sinan elimi tutup "Sakın!"dedi . Eylül bizim bu halimizi görüp bir daha gülmeye başlamıştı. Yüzümde bir tebessüm ile geçirdim içimden'En kötü günümüz böyle olsun.'

SÖYLEYEMEDİM...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin