23. BÖLÜM

94 12 3
                                    

Demir in ağzından

Tam gidecekken tuttum bileğinden. Yerinde kaldı ama bana dönmedi bile. Ona yaklaştım ve her iki elini ellerime hapsettim. İşte bunu çok seviyordum. Her yanımı saran kokusu ve varlığı...

Burnumu saçlarına yaklaştırıp derin bir nefes aldım. Sonra kulağına doğru eğilerek kalpten dudağa ne dökülüyorsa söyledim.

"Seviyorum seni. Bu kelimeler hiç mi birşey ifade etmiyor. Yapma Eylül sen arkanı dönünce kalbim daralıyor. Nefes alış verişim bile zorlaşıyor. Zannetmek ki pes edicem. Seni kazanmak için ne gerekiyorsa yaparım. Peşindeyim sevgilim... Gönlüm cefanı bile kabulleniyor, yeterki yokluğunla sınama beni. Senin için atan kalbimin sesini duymuyor musun? Gönlüm senle yanar söner oldu. Yapma yokluğuna alışamam,yapamam... Sadece bir şans istiyorum senden . Biliyorum kötü bir tecrübe edindin o pislik yüzünden ama sana yalvarıyorum bunun bedelini bize ödetme"

Onu omuzlarından kavrayarak kendime doğru çevirdim. Yere doğru eğik olan yüzünü çenesinin altından tutarak kendime doğru yönlendirdim. Gözleri dolmuş öylece yüzüme bakıyordu. Ah güzel kadın sen böyle baktıkça içim gittikçe eriyip sana doğru akıyor. İkimiz de konuşmadan bir süre göz göze kaldık. Sonra o harekete geçerek omuzunda duran ellerimi aşağı doğru itti. Bu kadar uzaklık bile çok gelmişti biranda. "Bak biz seninle olmaz yani olmayız. Ben güvenemem,güvenmiyorum. Hem eminim ki sizdeki bir hevestir. Yoksa siz ve ben olmaz"der demez hemen " Saçmalama Eylül. Ben sana seni seviyorum diyorum sen ise bir hevestir geçer diyorsun. Ben kendimi tanımayacak kadar kaybetmedim daha. Sana karşı olan hislerimin de ciddiyetinin de gayet farkındayım ve senden vaz geçmeyeceğim" dedim. Gözünden bir damla yaş aktı ve bir tane daha. Onu kendime doğru çekerek "Gel buraya başımın tatlı belası"dedim ve sıkı sıkı sarıldım. Saçlarının üzerine bir öpücük kondurup çenemi yaslayarak "Heves olsaydın çoktan geçerdi ama sen sevdasın ki sol yanımda takılı kaldın. Bize bir şans ver Eylül. İnan her şey boş senden sonrası,o yüzden seni bırakmaya niyetim yok bilesin" dedim ve tekrar başının üzerine bir öpücük kondurarak içime çektim cennet kokusunu.

Bir müddet o şekilde kaldık. Hiç ayrılmak istemesem de mecbur kalarak onu kendimden ayırdım. Onun bu hali bana okadar garip geliyordu ki gülümsedim. "Ne oldu benim o asi stajerime ve dik burnuna"dedim. Karşımda süt dökmüş kediye dönen kişi gerçekten Eylül müydü? Gözleri gözlerimdeyken daha fazla üzerine gitmemek için " Peki tamam. Ben herşeyi gözlerinden anlıyorum. Kelimelere gerek yok"dedim ve elini avuç içime alarak kapıya doğru yönelince birden beni durdurdu ve elini çekmeye çalışınca ona izin vermedim. "Delirdin mi sen . Bu şekilde odadan nasıl çıkarız?"dedi ve tuttuğum elini işaret etti. "Ne varmış bunda. Hem sevdiğim kadının elini tutmamda ne tür bir sakınca olabilir ki"dedim. Biraz utandı ilk önce ama sonra hemen altta kalmayarak " Birincisi hemen elimi bırak ikincisi de ben izin vermediğim sürece çoğu şey sakıncalı olabilir,senin iyiliğin için söylüyorum"dedi. Aha işte şimdi eski haline dönmüştü. Gülümseyerek ona doğru adım attım ve oda attığım her adımda geriliyordu. En sonunda sırtı duvara değdiğinde ellerimi her iki yanına koyarak kaçmasını engelledim. "Birincisi o eli bir kere tuttum artık sonsuza kadar bırakmam,ikincisi de merak etme küçük hanım henüz kelimeler dudaklarından dökülmese de gözlerin her şeyi ele veriyor. O yüzden bekliyor olucak sevdiceğin"dedim ve ona göz kırptım. Ellerini göğsüme koyarak ittirmeye çalışsa da başarısız oldu. Bileklerinden tutarak onu durdurdum . "Lütfen bırak beni lütfen"diye söyledi kısık bir ses ile. Daha yeni far etmem ile ona "Bak buda iyi artık Bey lafını kaldırıp sen oldum. Buna çok sevindim sevgilim"dedim. Bir hışım ellerim arasından kurtulup kapıya yöneldi. Bana dönüp işaret parmağını havaya kaldırarak"Bir daha sakın bana bu kadar yakınlaşmaya çalışma. Ayrıca da sevgilim kelimesini de kullanmak yasak. Madem bir şans istiyorsun o zaman söylediklerimi aklına yazsan senin için iyi olur"dedi ve arkasını dönüp tam elini kapı koluna atmıştı ki tekrar arkasına dönerek "Önce ben çıkacağım ,sende bir süre bekle ondan sonra çık"diye uyarır bir tonda konuştuktan sonra çıktı. Yüzümdeki gülümseme ile odada bir kaç tur attıktan sonra yeterli bir zaman geçtiğini düşünerek odadan çıkıp davet alanına gittim. Zeynep'in yanında öylece duran Eylül 'ü görmem ile yanlarına doğru yol aldım. Beni görünce gözlerini belertip öyle baktı. Her ne kadar gitmemi istese de bilmiyordu ki artık ondan gidemezdim. Bir süre ben ve Zeynep laflarken o sadece sessiz bir şekilde dinliyordu.

SÖYLEYEMEDİM...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin