Zeynep 'in ağzından
Gecenin sonunda Sinan bizi almaya geldiğinde Eylül 'ün üzerindeki tutukluk hala devam ediyordu. Sinan biraz şüphe duysada sorgulamadan arabayı kullanarak evin yolunu tuttu. Eylül 'ün davette sonra anlatacağım dediği şeyi deli gibi merak etsem de eve gidene kadar mecburen sabretmem gerekiyordu.
Sessiz geçen yolculuktan sonra Eylül hemen kendini arabadan aşağı atıp evin yolunu tuttu. Sanki arkasından atlı kovalıyordu deliyi. Sinan'ın arabayı kilitlemesini bekledikten sonra yan yana yürüyerek bizde evin yolunu tuttuk. Sinan merak etmiş olacaktı ki bana "Zeynep Eylül 'ün bu hali ne böyle. Yoksa davet kötü mü geçti?"diye sordu. Yüzümü ona doğru çevirerek soğuk kanlı bir şekilde"Hayır hayır aksine muhteşem olmuştu herşey. Her kes herşeyi çok beğendi. Okadar çok yoruldu ki koşuşturmadan dolayı kendini hemen eve attı. Kıyamam "dedim bir şeyleri anlamaması adına. Söylediklerim kafasına yatmış olacaktı ki kafasını sallayarak "Doğru ,haklısın ama çok sevindim her şeyin güzel gitmiş olmasına. Peki şey ... sizi hiç rahatsız eden falan olmadı değil mi? Yani şeyden soruyorum... Ne vardı ki sanki bu kadar süslenip güzel olmaya anlamıyorum ki" diye konuşurken sonlara doğru sesini kısıp ağzında geveleyerek söylemişti ama ben yinede duymuştum. Yüzümde gülücükler oluşurken o kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu. "Niye gülüyorsun. Söyle bana rahatsız eden birisi oldu mu?"diye sorusunu yeniledi. Kafamı sağa sola doğru sallarken " Hayır aksine az öncede söylediğim gibi gayet güzel ve keyifli bir geceydi. Merak etme hem bak ben her zaman hazırlıklıyım"dedim çantadan çıkarttığım biber gazını gösterirken. Ardından elbisemin eteğini hafif kaldırıp giydiğim stilettonun topuğunu gösterdim ve "O olmazsa da bu kesin çözüm merak etme"dedim. Söylediğim sözler üzerine bir kahkaha attı. Kapıdan yeni içeri adım atmıştık ki hemen onu uyararak "Şşşş sessiz ol herkes uyuyordur. Uyandıracaksın"dedim. Oda işaret parmağını dudaklarına götürerek aynı şekilde"Şşş"dedi ve daha sessiz bir şekilde gülümsedi.
O kadar tatlıydı ki bu halleri içim eriyordu,ona doğru akıyordu... Ben onunla dolup taşarken istedim ki ona akıp kalbini benimle doldurayım... Ne kadar komik ve imkansızdı. Bu acınası halime bile güler olmuştum.
Ben önde o da arkada koridoru bitirdik. Ben tam merdivenlere yönelmiştim ki bileğimden tutarak "Hemen uyuyacak mısın?"diye sordu. Uykum yoktu ama halsizdim. Bunu ona söylediğimde "Tamam o zaman sen gidip üzerini değiştir ve bende o arada bize kahve yapayım. Karşılıklı oturur içer hemde biraz laflarız"dedi. Kararsız bakışlarım karşısında "Hadi ama küçüğüm , hem yarın hafta sonu erken kalkmak zorunda da değilsin. Uykun da yokmuş"dedi. Söyledikleri üzerine ikna olarak başım ile onu onaylanıp merdivende bir kaç adım atıp arkamı dönerek "Yalnız benim kahvem" demiştim ki "Şekersiz biliyorum"diyerek göz kırptı ve mutfağa gitti. Ardında bir adet şaşkın Zeyno bıraktığından habersiz. Bir süre merdiven basamağı üzerinde durduktan sonra odama gidip üzerimi değiştirdim. Rahat bir şeyler giydikten sonra yazmamı takıp aşağı indim. Mutfak kapısında durarak elindeki sıcak suyu kahveye döken sevdiğim adamı izledim. Bir gün benden kahve yapmamı iste sen ya sevdiğim, şöyle en tuzlusundan...
Sinan elindeki kupayı bana uzatıp "Zeyneeepp"diye sesleninde hayal aleminden ayrıldım hızla.Kupayı alıp odaya yönelince Sinan arkamdan "Bak sonra dalıp gidiyorsun dediğimde suçlu oluyorum"diye söyleniyordu. Odaya gidip büyük koltuğa oturduk. Kahvesinden bir yudum aldıktan sonra sehpaya bırakıp bir bacağını kıvırarak bana doğru döndü. Ben gözlerimi kaçırıp kahvemden küçük küçük yudumlar almaya başladım. "Niye gözlerini kaçırıyorsun Zeynep.."diye sorunca birden bire ne diyeceğimi bilemedim . Yüzüne baktığımda benden bir cevap beklediğini anlamam üzerine"Bilmem ki kasıtlı olarak yaptığım bir şey değil. Farkında bile değilim"diyerek sıvışmaya çalıştım. Neyseki sözler üzerine bana inanmış daha fazla sorgulamamıştı beni. Kahvelerimizi bitirmiştik ki bana "Küçüğüm senden bir şey isteyecektim. Eğer sende uygunsan yarın bana vaktini ayırır mısın?"diye sordu ve ardından"Tabi eğer bir planın yoksa"diye devam etti. "Hayır bir planım yok da hayırdır ne için soruyorsun?"dedim. Bana kısaca"Yarın bizim şirketteki arkadaşlar hem kaynaşmak hem de güzel vakit geçirmek için Güzel Yalıda gidip piknik tarzı gibi bir şey planladılar. Hemen hemen her kes çift olarak katılacak, sen de bana eşlik eder misin?"diye sordu. Teklifi üzerine biraz çekinerek"Şey ben gelmesem olmaz mı Sinan?"dedim. Sözlerim üzerine darılmış bir şekilde "Yapma ne olur küçüğüm, hem eyleniriz hemde güzel bir vakit geçiririz. Mesai arkadaşlarım ile tanışmış olursun , hem uzun süredir Güzel Yalıya gitmemiştik. Kırma beni"dedi. Ben şimdi seni nasıl geri çevireyim ve adam. El mahkum kabul ettim. Seni reddetmem sanki mümkünmüş gibi birde düşünüyordum. Gülümsedi bana kocaman ardından "Saol küçüğüm. Biliyordum beni yalnız bırakmayacağını"dedi. Saate bakarak "Ayyyyy saat baya geç olmuş Sinan . Hadi uyuyalım,bir yorgunluk çöktü üzerime. Bütün gece ayakta topuklularla öldüm. Eylül 'ün halini düşünemiyorum bile. Yazık yavrum ordan oraya koşturup durdu hep. Ben bir kere dans etmek dışında başka hiç bir şey yapmadan bu hale geldiysem onun perti çıkmıştır herhalde" diye söylenirken bir yandan da elimdeki kupaları mutfağa götürüyordum. Musluğu açıp kupalara su vurarken birden "Sen dans mi ettin?"diye soran Sinan'ın sesi ile yerimde hopladım resmen. "Sinan ya gelirken bir haber ver Allah aşkına. Vallahi bir gün kalpten gidicem senin yüzünden"dedim. Musluğu kapatıp elimi kuruturken sorusunu yenileyerek "Konuyu değiştirme Zeynep,dans ettim dedin az önce. Kiminle? "diye sordu. Ona şaşırarak "Evet dans ettim ettim de sen niye soruyorsun ki bunu?"dedim. Biraz tutuk bir şekilde "Hiç yani sadece meraktan,öylesine. Kim ile dans ettin?"dedi ve soruyu yineledi. Bende tanıyor olduğunu hatırlar hatırlamaz"Ha evet tanıyorsundur tabiki. Beni dansa Ayhan Hoca kaldırdı. Onunla dans ettik"der demez derin bir nefes verdi dışarıya. "Tabiki tanımaz olurmuyum. Odamı gelmişti?"diye sorunca "Evet Demir Bey onun eski öğrencisiymiş. Bize staj yerini de o ayarlamıştı zaten"dedim . Başını anladım dercesine aşağı yukarı doğru sallarken ben "Neyse benden bu kadar. Kusuruma bakma, Allah rahatlık versin sana"dedim ve odama çıktım. Kendimi yatağa atıp başımı yastığa koyar koymaz göz kapaklarım kapanmıştı. Gözlerimin önünde bir tek senin yüzün aklımda ve kalbimde bir tek sen varken uykunun kollarına attım kendimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖYLEYEMEDİM...
Horror"Dile benden ne dilersen küçüğüm. Aşk mı lazım sevgi mi?" dedim ve ardından elini alıp tam kalbimin üzerine koydum" İşte hepsi burda . En derininde, her köşesinde en güzel yerinde tam ortasında.... Söyle küçüğüm bize başka ne lazım. Herhangi bir sö...