Ve o yıllarca verilen uğraşın sonucu... Çalışacağım hastanenin kapısının önündeyim. Bir yanım endişeli;yaşayacağım,uğraşacağım onca hasta,ölümler,iğneler,serumlar ve daha bir çok şey yüzünden,diğer yarım ise oldukça mutlu;o kadar emeğin,gayretin karşılığını alacağımda dolayı. Ben bu düşüncelerle kapı önündeyken,telefonumun zil sesi ile irkildim,kim mi? Tabii ki ANNEM. Evden çıkarken onca dua seansıyla gönderdikten sonra,merakla çalışacağım yer hakkında lafa tutmak,eleştirilerde bulunup,tembihlemek için arıyor. Onu çok bekletip sinirlendirmeden hemen telefonu açıp kulağıma koydum ve biraz önceki düşüncelerimde yanılmamış olduğumu fark ettim. Hiç durmadan soru soruyor,cevap vermemi bile beklemeden yeni bir soruya geçiyordu.Bense bu soruların bitmeyeceğini düşünüp ani bir kararla lafını kestim ve konuşmaya başladım;
- Anne dur bi' nefes al istersen.Daha hastanenin kapısının önündeyim.Hem ben sana bi' düzenimi oturtayım, bi' işlere bakayım arayıp haber veiririm demedim mi? Daha benim bir şeyden haberim yok sen beni soru yağmuruna tutuyorsun??!
-Ben sanki senin aramayı unutup,bana bir şey söylemeyeceğini bilmiyor muyum??Bu yaşına kadar tanıdım ben seni ,bunları yapmayağına adım kadar eminim.Neyse Zehra neyse sen yine burnunun dikine git,anneni meraktan öldür kızım.Hadi sende kapının önünde ne dikiliyon girsene içeri!!
-Tamam anne ,giricemde heyecanlıyım az bekle
-Ayhh ayhh çıldırtıcak bu kız beni yemin ederim.Görüşürüz sonra Zehra kapatmam lazım
-Peki Ayşe Sultan araşırız sonra
Anneme elimden geldiğince sevimli gözükerek,bana olan sinirini hafifletmeye çalışıyordum.Ama annem böyleydi işte her anında panikleyecek bir şeyler bulur,o panik hallerini tüm aile film izler gibi izlerdik.Tabii klasik bir Türk annesi sadece panikle kalır mı? Kalmaz.Aynı zamanda dakik ve planlı halleder her ne yapıyorsa.Ama sanırım bu öğretmenlik zamanlarından kalma bir özellik,yani daha doğrusu babam öyle söylüyor.Babamın ise annemin tam zıttı denebilecek bir yapısı var.Babam sevmez macerayı,yenilikleri ve dahası diğer bütün aile normal aile yapısına karşın pek karışmaz,daha doğrusu ilgisini çekmez yaşanılan olaylar.Bu yüzdendir ki genelde evde annemin sözü geçer.Bu arada bir de kız kardeşim var;evlerden ırak,keçi inadı derler ya onun canlı örneğini kardeşimde bulabilirsiniz.Çoğu zaman bi'şey olucak veya istiyorum derse olur.Ne yapar,ne eder bulur bir yolunu ama bir o kadarda sevimlidir,sevdirir kendini hani bir söz söylenmiş ya şeytan tüyü var diye gerçekten bu laf tam ona göre.Aslında ben bizimkileri Nesli doğmadan uyarmıştım.Adını Nesli koymayalım ismini yaşar başımıza bekçi kesilir diye ama dinletemedim.Ne yani bir insanın sözünün dinlenmesi için illa sakallı mı olması gerekiyor??Neyse bir şekilde zor güç,kendime verdiğim gazlarla girdim çalışacağım hastaneye.Aslıda pek de alışılmadık bir yer olmadığı için garip karşılamadım;ilaçların ,dezenfekte sabunlarının o kendine has kokusunu burnumun derinliklerine çektikten sonra başhekimin odasına doğru yürümeye devam ettim.
***
Kapıyı tıkladığım anda içeriden tok bir ''gir'' sesi geldi.Yavaşça açtığım kapının arkasıda beyaz tonların hakim olduğu bir oda gördüm.Köşede başhekimin arkasında yine beyaz büyük bir dolap vardı.İçinde onca kağıt tomarı,onca dosya olmasına rağmen gayet düzenliydi.Başhekim ''buyrun lütfen'' dediğinde bu düşüncelerimden sıyrılıp eli ile işaret ettiği koltuğa doğru yöneldim.Kendimi anlatma çabalarım,heyecanlanmalarım derken başhekim çalışacağım konular hakkında konuşmaya başlamıştı bile, anladığım kadarıyla bayağı bir yorulacaktım.Ama alışıktım değilmi??Denidiği gibi hemşirelerin dolaplarının bulunduğu odaya doğru ilerledim,boş bir dolap bulduğum anda avını yakalamaya çalışan aslan gibi üzerine atladım.Çantamdan önlüğümü çıkarıp üzerime giydim ve çantamı dolaba koydum.Denilene göre yemek arasına az vardı.Bende odada biraz daha oyalanıp aranın gelmesini bekledim.İki üç dakika sonra içerisi dolmaya başlamıştı bile.Bir kaçı ile koyu bir muhabbetin içindeydim.Aradan sonra çok iyi anlaşabileceğimi düşündüğüm üç beş arkadaşım olmuştu bile.Aralarından adı Aslı olan kız ile daha iyiydim.Sanırım bundan sonra beraber takılacağım,zaman geçireceğim birini bulmuştum.
***
Eveeet.Sanırım ilk işim belli oldu.Acil servis yazısını gördüğüm an adımlarımı hızlanırdım.Staj yaparken yaşadığım heyecanı yine aynı dozda yaşıyordum.Bir an kendimi lise zamanlarımda hissettim.O anılarımın hepsini bir köşede yazarak ölümsüzleştirseydim diyorum şimdi.Çünkü ilklerim hep o yıllardaydı.Bir sürü maceralı hatıra,hastanede yaptığım sakarlıklar ve dahası.Hayatımı yazsam roman olurmuş dedim bir an,sonra zeka fışkıran iç sesim avazı çıktığı kadar bağırdı''o kadar edebiyat dersini boşuna mı gördün??hayatını yazsan otobiyografi olur,roman değil''Bilgiç iç sesimle bir iki çatışmadan sonra acil servisin kapısı açıldı ve bir kadın panik bir şekilde bağırıyordu hatta çığırıyordu.Bir dakika PANİK?? bu ses ANNEMİN sesini andırmıyor mu?Sanırım bu işi hallettikten sonra aramalıyım.Bu düşüncelerimden sıyrılıp o ihtiyaç görüldüğüm yere gittim ve perdeyi açtığım anda annemi gördüm??
-ANNEE??!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp İlacım
SpiritualBen Zehra. Kayınvalidesine fobisi olan gelinlere inat, sevdiği adamın önce annesiyle tanışıp kaynaşan Zehra. Hep daha fazlasını isteyen insanlara inat, hemşire oluşuyla gurur duyan Zehra. Sürekli depresyona giren kızlara inat, güler yüzünü eksik etm...