Olayların üzerinden 3 gün geçmesine rağmen Şirin, hala kabullenememiş ve mektubu bir çok kez daha açıp okumuştu. Her okuyuşunda farklı anlamlar çıkarıyor, Zehra' ya olan kıskançlığı katbekat artıyordu. Şirin bu duygularını doruklarına kadar hissederken, Eren cephesinde olaylar bambaşka yorumlanmıştı. Zehra' nın yüzüne bile bakmaması onu iyice sarsmış, bunun üzerine bir kaç gün içinde de hiç bir şekilde konuşmamışlardı. Olabilecek her türlü senaryoyu kafasında defalarca düşünmesine rağmen bir çıkar yol bulamamıştı. Zehra'nın ailesinden biri almış olsa çoktan belli olurdu. Onlarca özenilmiş cümleye sevdiceğinin hiç bir şey dememesi zoruna gitmişti birazda.
Zehra ise Eren'in düşündüklerinden tamamen habersiz kırgınca yaşayıp gidiyordu. Eren'in bir bakışına bile razı olabilecekken hiç bir şey yapmamış olması delirtiyordu onu. Çekingen biri olmasa kendi gidip söyleyecekti. Bu kadarına bile vardı. Bir yandan bunları düşünüyor, bir yandan odasını topluyordu. Zil sesiyle irkildi. Ayşe Hanım ve Nesli alışveriş için, babası ise arkadaşıyla buluşmak için dışarı çıkmışlardı. Evde tek olduğu gerçeğiyle kapıya hızla gitti. Zil üst üste bir kaç kez daha çaldıktan sonra kapıya yetişti ve kulbu indirdi. Şirin; eline kek tabağını, yüzüne de sahte gülümsemesini yerleştirmiş Zehra'ya bakıyordu. Zoraki olarak içeri kendini buyur ettirdi. Salonda ki tekli koltuklardan birine oturup, elindeki tabağı orta sehpaya bıtaktı. Sanki 40 yıllık arkadaşlarmış gibi konuşmaya başladı...
Şirin aklını kurcalayan mektubun arka yüzünü merak ediyordu. Bu duygular tek taraflımıydı, yoksa Zehra'da hissediyormuydu? Bu soruyu kendi başına çözümleyemeyeceğini anlayan Şirin, evde dün yaptığı keki kapıp karşı daireye gitmişti. Zehra'nın duygularını öğrenmeliydi.
Şirin mimarlık okuyordu, Eren'in meslektaşı olmaya adaydı. Geçen gün Eren'e gelen telefonla Dubai'ye gideceklerini öğrendiği an havalara uçmuştu. Tek taşla iki kuş vuracaktı. Hem stajını beraber yapacaktı Eren'le, hemde yurtdışına çıkacaktı. Biraz düşündükten sonra bu güzel(!) haberi Zehra'ya da ulaştırması gerektiği sonucuna vardı.
...Şirin durmadan bir şeyler anlatıyor, Zehra'nın uzaktan yakından alakası olmayan konular hakkında konuşuyordu. Sonunda biraz sustu ve nefes aldı. Önündeki çayı hızlıca karıştırdı ve yeniden Zehra'ya döndü. Ona üniversitede olan olaylardan bahsetti. Zehra ise Şirin'in daha üniversitede hangi bölümü okuduğunu bilmeden Dubai'ye gideceğini öğrendi. Sonunda Şirin'in bu tek kişilik muhabbetine biraz da olsa katılabilmek amacıyla ne okuduğunu sordu. Aldığı mimarlık cevabı ise biraz huzursuz etmişti Zehra'yı. Eren'le bu kadar yakından ilgilenmesi üstüne üstlük birde aynı bölümü okumuş olmaları, sadece tesadüf gibi gelmiyordu ve bir kuzen ilişkisinden fazlası olduğunu hissediyordu. Bunları düşünürken Şirin hala konuşmaya devam ediyordu. Ama bu sefer cümlelerinin arasında Eren'in adıda geçmişti. Zehra biraz dikkat kesildi. Konu Eren'le ilgiliydi. Hayır hayır konu tamamen Eren'di.
Zehra, Eren ve Şirin'in Dubai'ye gideceklerini ve bir kaç ayrıntıyı daha öğrendiği zaman yüzü düştü. Ne yani Eren, Şirin ve Şirin'in yapmacık hareketleri beraber yolculuk mu yapacaklardı? Bir süre Şirin'in bu yurtdışı konusunu uydurduğunu düşündü. Ama bu kadarda ileri gidemezdi değil mi?
Şirin, asıl söylemek istediğini söyledikten bir kaç dakika sonra kalktı. Yalandan işi olduğunu söyleyip Zehra'ların evinden ayrıldı. Apartman koridorunda kendi dairelerine doğru ilerlerken hafif sırıttı ve evlerine girdi. Zehra ise içerde oturmuş, Eren ve Şirin'i uçakta düşünüyordu. Bir tarafı bu olayın yalan olduğunu söylerken, diğer tarafı kesinlikle doğru olduğu konusunda kararlıydı. Şirin resmen Zehra'nın içine kurt düşürüp gitmişti. Eren'in gitmesi normaldi sonuçta mimardı ama Şirin'i de peşine takmasına gerek varmıydı?
1.Hafta Sonra
Eren, yaklaşık 2 hafta önce yazdığı mektuba hiç bir şekilde geri dönüş alamamasının üzerine Zehra'ya biraz kırılmıştı. Belki istemiyordur diye zorlamakda hiç içinden gelmiyordu. Bu Dubai işi ona iyi gelecekti belkide. Önce Zehra'dan uzaklaşmak istemediği için bu konu hakkında olumlu düşünmüyordu ama sonradan kafamı toparlayıp gelmek daha hayırlı olur diye geçirdi içinden. Tabii bu Şirin'le o kafa nasıl toparlanabilirse!? Durmadan konuşup duruyor, rahat vermiyordu Eren'e. Bir de elinden düşürmediği telefonu vardı. Haberinin olmadığı her an fotoğraflarını çekiyordu. En sonunda Eren bu konuya dur deyip, Şirin'le bir anlaşma yaptı. Eren'le birlikte bir fotoğraf çekileceklerdi ve Dubai'den gidene kadar kameraya tıklamayacaktı. Şirin'in de işine gelen bu anlaşma üzerine son kez eline alıp kameraya tıkladı Şirin. Arkalarında gün batımı manzarasıyla ikiside kameraya bakıp gülüyorlardı. Çektikten sonra hoşuna giden Şirin, sosyal medyada fotoğrafı paylaştı.
Bu sırada hiç bir şeyden haberi olmayan Zehra, hastanede boş bir zamanında telefonunu eline almış rastgele bakınıyordu. Sosyal medyaya girip biraz zaman harcamak istedi. İlk sayfada çıkan "tanıyor olabileceğin kişiler" kısmında Şirin'in adını gördüğü an gözleri büyüdü. Profiline tıklayıp fotoğraflarına baktı. Son attığı gönderi Eren'leydi ve gayetde mutlulardı. Etraflarında ne bir bina nede çalışan işçiler vardı. Sanki işe değil gezmeye gitmişlerdi. Eren'in gülüşünün normal olmadığıda belliydi. Muzip bir şekilde gülmüştü,yanakları da kızarmıştı biraz. Farkında olmadan hiç istemediği bir kelime Zehra'nın dudaklarından çıkmıştı; "UYUZ"... Bu fotoğrafa bir süre daha bakıp kapattı telefonunun kildini Zehra...
Mutlu pazarlaar😬 Biraz Şirin gıcıklığıyla geçen bölümle hepinize meraba. Oy ve yorumlar için çok teşekkür ederim🙏🏻 En yakın zamanda görüşmek üzere👋🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp İlacım
SpiritualBen Zehra. Kayınvalidesine fobisi olan gelinlere inat, sevdiği adamın önce annesiyle tanışıp kaynaşan Zehra. Hep daha fazlasını isteyen insanlara inat, hemşire oluşuyla gurur duyan Zehra. Sürekli depresyona giren kızlara inat, güler yüzünü eksik etm...