Değerini kaybedince anlamak... Çok acı bir gerçektir kendisi. Bazen "keşke"lerin başlangıcı, bazen söylenebilecek sözlerin sonu... İnsanoğlunun içine düşmemesini bir türlü öğrenemediği durum. İyi olsaydı da kızsaydı bana, diyebileceğiniz tonlarca zaman, geriye kalan.İşte aynen bu sözde ki gibi Zehra'da hasta odasında ki koltuklardan birine oturmuş o tonlarca zamanı geçirmeye çalışıyordu. Tam da her şey iyi gidiyor derken, yeniden hiç beklemediği olaylarla karşı karşıyaydı. Eren'le iyi gidiyordu, akşam olmasına ve gelmesine az kalmıştı. Hastanede, nöbete kaldığı gayet boş zamanlardan biriydi. Zehra'nın elinde çay, hastanenin girişinde dolanıp vakit geçiriyordu. Birden bir sürü gürültü, insan sesleri başladı. Zehra sesin geldiği tarafa doğru kafasını çevirdi. 112 ekibi ambulanstan sedyeyle birini çıkartmış hızla hastaneye yaklaşıyorlardı. Zehra, hastanın üzerindeki kıyafeti bir yerden hatırlıyor gibiydi. Sedye hastane girişine yaklaştıkça Zehra, hastanın bir bir her şeyini hatırladığını fark etti. Zehra hastaya bakakalmış durumdayken, sedye ona daha çok yaklaştı, yaklaştı ve yaklaştı. Zehra hastayı görünce elindeki çayı düşürdü önce. Sonra panikle görevlilerin arkadından koştu. Sedyenin üzeri kandan neredeyse görünmüyordu. Bir kaç doktor gelip hemen ilgilenmişlerdi. Ameliyathaneye aldıktan sonra kapıyı kapattılar ve Zehra'da öylece kalakaldı.
Daha bir kaç gün önce babasının koltukda oturduğu aklına geldi. Kenardaki sandalyelerden birine oturdu. Bir kaç dakikadan sonra arkadaşı Aslı koridordan geçerken gördü Zehra'yı. Yanına gelip olanları öğrendikten sonra şok oldu o da. Su getirmek için kantine doğru indi Aslı. İnerken Eren'de hastane girişinde bekliyordu. Elinde telefonu sürekli açıp kapatıyordu tekrar tekrar. Aslı, Eren'in yanına gitti ve;
- Zehra'nın babası için mi geldin? Diye sordu.
Eren biraz şaşırmış bir şekilde Aslı'ya baktı;
-Ben Zehra'yı görmeye gelmiştim, babasının ne ilgisi var ki bununla? Diye sordu.
Aslı büyük bir pot kırdığını o an anladı ve mecbur anlatmaya başladı. Eren, Aslı'nın sözleri daha bitmemişken sözünü kesip;
-Zehra nerde?
Dedi. Aslı eliyle yan koridoru işaret etti. Eren ise vakit kaybetmeden koştu Zehra'nın olduğu yere.
Eren, Aslı'nın gösterdiği koridora vardığında yıkılmış gördü Zehra'sını... Eliyle yüzünü kapatmıştı. İçinin acıdığı o kadar belliydi ki... Dışardan bile fark edebilirdiniz. Zehra'nın oturduğu sandalyenin yanına oturdu Eren. Zehra o an fark etti Eren'in geldiğini... Eren pantolonunun cebinden mendil çıkardı bir tane, Zehra'ya uzattı sonra.
Zehra, Eren'e döndü ve bir şeyler anlatmaya çalıştı;
-Ya Eren, babam... Kaza yap...
Zehra bir yandan ağlayıp bir yandan Eren'e olayı anlatmaya çalışırken, Eren susturdu.
-Yorma kendini Zehra, biliyorum olanları.
Eren'in içi titremişti onu böyle görünce... Aklına kendi babası getirdi, tabii fotoğraflardan ne kadar tanıdıysa... "Ya Zehra'da benim gibi olursa"diye düşündü. "Ya Salih Amca..
Düşüncelerini bitirmeden kesti. Kötü düşünmemeliydi. Çok geçmeden Aslı elinde su şişesiyle göründü. Zehra'ya suyu verdi ve Eren'e döndü;
-Doktorlarla konuşabildiniz mi? Dedi.
Aslı sorusunu bitirdiği anda ameliyathanenin kapısı açıldı. Doktor Zehra'nın yanına gelip;
-Yakının mı? Diye sordu.
Zehra " babam" deyince doktor anlatmaya başladı;
- Hayati bir durum söz konusu değil şuan. Sadece çok kan kaybetti... A pozitif yada A negatif kan bulmamız gereki...
Eren, doktor daha sözünü bitirmeden atladı;
-Ben A negatifim. Kan verebilirim!
Dedi ve doktora onay ister gibi baktı. "Zehra Hemşire kontrolleri yaptıktan sonra kan alabilirsiniz" dedi ve gitti.
Eren ve Zehra aynı anda birbirlerine döndüler ve hızla kan odasına girdiler.
Zehra bir kaç kontrolü yaptıktan sonra Eren'e döndü. Koluna iğneyi batırdıktan sonra;
-Ne kadar teşekkür etsem az. Ya senin yaptığını kimse yapmazdı. Teşekkür ederim...
Dedi ve ağlamaktan şişmiş gözleriyle Eren'e bakıp gülümsedi.
Kan alma işlemi bittikten sonra Eren elinde meyve suyu kutusuyla, Zehra'sı da yanında yürüyorlardı. Ameliyathanenin kapısına geldiklerinde Zehra annesine telefon açıp olanları anlattı. Annesi de hemen geleceğini söyledi ve telefonu kapattı. Şimdi tek yapmaları gereken sabretmekti.
Bir süre sonra neredeyse herkes oradaydı. Eren'in annesi Ayşe Hanım'ı alelacele çıkarken görmüş sonrada soluğu ikiside burada almışlardı.
Ameliyathanenin kapısından ilk doktor çıktı, arkasından da hemşireler... Herkes doktorun yanına toplandığında doktor, önce ağzını kapatan bezi açtı sonra da konuşmaya başladı;
- Hasta şuan gayet iyi, kan verdikten sonra tıparladı kendini. Birazdan odaya alınır hepinize geçmiş olsun...
Zehra annesine ağlayarak sarıldı, gerçekten inanılması güç bir çok şey yaşamıştı ama atlatmıştı babası. İçinden sürekli şükretti... Anlamıştı babasının değerini. İyiki de kaybetmeden anlamıştı, kaybetmenin eşiğindeydi. Ama insanın bu duruma düşmeden düşünmeyeceğinin kanıtı...
Yeni bölümden merhabaa🙋🏻 Yorumlarınızı tek tek okuyorum herkese teşekkürler😇 Haftaya pazar görüşmek üzere... Mutlu pazarlar🌹
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp İlacım
SpiritualBen Zehra. Kayınvalidesine fobisi olan gelinlere inat, sevdiği adamın önce annesiyle tanışıp kaynaşan Zehra. Hep daha fazlasını isteyen insanlara inat, hemşire oluşuyla gurur duyan Zehra. Sürekli depresyona giren kızlara inat, güler yüzünü eksik etm...