Bölüm 32

2.2K 114 14
                                    


Dün gece yaşadıklarımın şokunu atlatamamışken doktorun birkaç hastalık adı vermesi üzerine daha da sıkışmış hissediyordum kendimi. Kim derdi ki çalışmaya başlamak için heyecanla girdiğim kapıdan sevdiğim insanlarla bir bir aceleyle gireceğimi? İnsanın başına bir gecede dünyası yıkıladabilir, şenlenedebilirmiş. Hayatın gerçekleriyle karşılaşınca anlıyormuşsun sevdiğin birini kaybetmenin korkusunu... 

Hastahane koridorları hiç bu kadar soğuk gelmemişti bana mesela. Hiç bir olay için kendimi suçlu tutmamıştım bu zamana kadar. Ama artık resmen suçun kendisiydim. Eren bana onlarca kez nefes darlığının olduğunu söylese de hiç üzerinde durmamıştım. Aynı şeyleri ben yaşasaydım Eren de benim gibi mi yapardı sizce? hiç sanmıyorum. Sevdiğim adamı kaybetme korkusuyla yüzleşirken insanlara dik durduğumu da gösteremiyorum. 

Sabaha karşı Eren uyanmamışken doktorun söylediği hastahaneye kaldırıldı. Olanlara hala tam olarak inandıramıyordum kendimi. Belki de aşırı mutlu ve huzurluyken bu hallere düşmemizdendir diyorum hep. Aklıma titrediğini gördüğüm an geliyor sürekli, dün benimle şakalaşırken kıymetini bilememişim demek ki... 

Yeni odasına ve hastahanesine geçirilen Eren'i annem ve babam takip etti. Yürümek için bile güç bulamıyordum kendimde; midem bir şey almıyor, bünyem Eren'den başkasını kabul etmiyordu sanki. Herkes odada bizi yalnız bıraktığında yaklaşamadım bir süre ona. Bu suçluluk duygusunun dışa yansımasıydı belki de. Geçen uzun sürenin ardından konuşmaya başladım Eren'le. Pişmanlıklarımı, üzüntülerimi, sevinçleri, yaşadıklarımızı ve buna benzer bir çok şeyi anlattım ona. Uyanacak gibi olduğunda korktum ve kalktım yanından yine. 

Aklımın ucundan geçer miydi Eren uyurken yanından kalkacağım?

Daha fazla rahatsız etmemek için odadan çıktığımda bedenim üzüntüsünü ve elden bir şey gelmeyeceğini  göz yaşlarımla anlattı gayet. Bundan sonra yapabileceğim gerçekten tek şey dua etmekti. Semra Teyze yanıma oturup sustu bir süre. Ellerini omzumda güç verir gibi tuttuğu sırada söze başladı,

-Eren'e hastalığını tam anlamıyla anlatırsak her zamanki gibi karşı çıkıp 'benim bir şeyim yok' deyip geçiştirir. O yüzden sadece önlem amaçlı, kontrol için geldiğimizi bilsin olur mu kızım, dedi.

Karşı çıkamazdım buna belki de haklıydı. En iyisi haberinin olmamasıydı. Tam da düğüne az kalmışken ve tam da Eren'le olabilecekken tüm bunlarla karşılaşmamız olabilecek en kötü şeydi. Hastahanenin kapısından giren Şirin düşüncelerimi bölüp 'nerede?' dedi aceleyle. Semra Teyze yerinden kalkıp her şeyi anlattığı sırada göz kapaklarım uykusuzluğa daha fazla dayanamayıp düştüler. 

Gözlerimi istemediğim manzaralara açarken karşımda doktoru görmem fazla uzun sürmedi. Hızla ayağa kalkıp dediklerine odaklanmaya çalıştım,

-Yaptığım muayeneler ve testlere bakılırsa Eren Güngör, Plörezi hastası ve....

Doktor aileme hastalığı açıklarken ben çoktan ne dediğini anlamış ve kalktığım yere aynı hızla yığılmıştım. Kulağım boğuk sesler duyuyor, doktoru dinleyemiyordum.

-Hastalık akciğer zarında sıvı birikmesi olarak kendini gösteriyor. Darbe almış akciğerinden,  virüs de kapmış gibi görünüyor. Aslına bakarsanız, deyip bir süre sustu doktor. 'Aslına bakarsak ne? iyileşecek değil mi?' diye çıkıştım. Doktor bana bakarak devam etti,

-Ameliyatla veya başka herhangi bir müdehaleyle sıvıyı almamız çok zor, ilaç takviyesi yapıyoruz ama bu da tansiyon düşümü yapabilir. Bu ilaçla sıvının bir kısmı gider ancak tamamını almamız dediğim gibi çok zor...

Doktorun söylediklerinde bir çıkış yolu aradım, ikinci bir yol, kaçış... artık her ne derseniz... Derin sessizliği bozan Eren'in sesi oldu. Duyduğum anda gözlerime yine hakim olamadım. Nasıl belli etmeyecektik, nasıl söylemeyecektik şimdi? Zor hem de çok zor...

Odasına giren kalabalığı görünce ' Vaay, ne çok sevenim varmış... Ateşimin çıkmasına mı bütün bu telaş' deyip güldü. Dedikleri herkes de büyük bir huzursuzluk yarattı. Bana bakarak devam etti sözlerine, 

-Gelinliği seçebildiniz mi? Ben ne zaman damatlığımı alacağım ya?' 

Kafalar öne eğilmiş, herkes çaktırmamaya çalışıp zorla gülümsüyorlardı Eren'e... Sevdiğim insana acıyorlardı şuan. Hem de hepsi. İyileşeceğine adım kadar emindim, sadece kötü bir zaman geçiriyorduk o kadar. Doktor eminim yanılmıştı, testler karışmıştı, muayene ederken aklı dalgındı... Eminim. Hala odadaki herkes ona ölecekmiş gibi bakıyordu. Daha neler, Eren ya bu... Bildiğimiz Eren. Güldüren, gülen, güldüğünde gözleri gülen Eren!

 Daha fazla bu bakışlara dayanamayıp Eren'in yanına oturdum. Oturunca yavaş yavaş herkes çıktı odadan. Kapı kapandığı anda Eren'in gözlerine uzun uzun baktım. Sanki her şeyin farkındaymış ama hala beni üzmek istemediği için haberi yokmuş gibi davranıyor gibiydi. Gözlerim dolmaya başladığında gözlerine bakmak daha da acıtıyordu canımı. Sarıldım boynuna gözlerimi kaçırmak isteyip. Tereddüt etti ve şaşırdı bir süre, o da sarıldığında hayatımda ilk kez bu kadar sıktığımı hissettim kendimi. Ona sarıldığımda her yerim ağrıyormuş, sarılınca geçmiş gibiydi. ' Ne rahatmış burası vallahi, neden daha önce bu rahatlığın farkına varamamışım acaba?' dedi. Sesimin çatallaştığını bildiğimden sustum sadece. Bir süre o da sustu, kendimi toparladığımda ayrılıp gözlerine baktım. Gülümsediğini görünce ben de gülümsedim. İçim veda zamanları gibi burkulsa da kocaman gülüşüne karşılık vermeye devam ettim. Sonuçta hiç bir yere kaybolmayacaktı, daha düğünümüz vardı değil mi? Daha o şirin evde bir ömür geçirecektik. 

Odadan dışarıya hava kararıncaya kadar adım atmadım. Semra Teyze' nin oğluyla vakit geçirmek istediği gerçeği aklıma gelmese hiç çıkmazdım da neyse. Annemin zoruyla yemek yeyip tekrar odanın karşısındaki koltuklarda oturdum. Dua elimden gelen tek şey olduğu için odaya giren doktorların peşinden gitmedim. Her şeyin geçtiği ve herkesin güldüğü düğün günümüzü düşünerek rahatlattım biraz da olsa içimi.

Doktorlardan bizimle konuşanı dışarı çıkınca gözleri gözlerimle buluştu. Hiçbir şey söylemedi ama gözleri umutsuz bakıyordu bana. Acıyan bakışlarına daha fazla dayanamayıp ayağa kalktım, dönüp başka bir odaya girerken seslendim arkasından,

- Hepiniz göreceksiniz beraber çıkacağız buradan, iyileşecek o da! 



Gelecek bölümde görüşmek üzere...



Kalp İlacımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin