Arayan başhemşireydi nasıl olduğumuzu sorduktan sonra bir an önce 112 Acil Koordinasyon Merkezine gitmemi söyledi.Oradan ambulansla enkaz bölgesine gidecekmişiz.Bunları duyduğumda bizimkilere baktım ve olayı anlatmaya çalıştım.
Saat:05:34
112 ekibiyle birlikte enkaz bölgesine vardığımızda oradaki görevli sessiz olmamız konusunda bizi uyardı; göçük altından gelebilecek sesleri dinlemeye çalışıyorlardı.Çıt çıkmıyordu.Kendimi bir anda kurtarma çalışmalarının içinde bulmuştum.Uykusuzluktan şişmiş gözlerim,birde karanlıkta aranırken iyice ağrıyordu.Vakit ilerliyordu.O saate kadar 5 kişi enkazdan çıkarılmışı, onlara ilk müdahaleyi yaptıktan sonra ambulansla hastaneye sevk ettik.Şuan bulunduğum yer yeni inşaatı yapılan bir ev.Bir çok işçi ve mimar varmış denilene göre.Aslında işin başında ki ben ile şuan ki ben arasında dağlar kadar fark var.Daha soğuk kanlıyım sanki...
***
Bir sürü demir parçasının arasından nefes alış verişler duyabiliyordum.Derin derin ve güçlükle...Hızlıca duyduğum seslere doğru yürüdüm.Demirlerin altında kanlı bir kıyafet parçası gördüğüm anda ise adımlarımı hızlandırdım.Yaralının yanına geldiğimde bir kaç kişiyi çağırıp demirleri kaldırmalarını istedim,sedyeye yaralıyı yatırıp taşıdık.Yeni sağlık görevlileride gelmeye başlamıştı.Ekip yetkilisi bana;
-Artık gidebilirsiniz çok yoruldunuz,dedi
Ambulansın kapısını kapattıktan sonra benimle birlikte 2 hemşire daha yaralıya müdahaleye başladı.Yaralıyı bir yatağa yatırdık.Diğer hemşireler tekrar ambulansa binip gittiler.Bense hastanın yanındaki koltuğa oturup annemi aradım,çok şükür iyiydiler,bunu öğrenmek beni çok rahatlattı.Bir gecede başıma neler gelmişti öyle?Ne çok yaralı görmüştüm kanlar içinde,deprem şiddetli ve geniş çaplı olmasa bile insanlara verdiği hasar büyüktü.İşte bir tanesi de gözümün önüde yatıyordu.Aklıma bizimkilerde gelince yaralının ailesininde onu merak edeceğini düşündüğümden montunun ceplerine baktım,bir cüzdan çıktı ve içinde ise kimliği ile bir kaç kart buldum.Adı Erenmiş.EREN GÜNGÖR.Cep telefonunu da buldum ve kilidinin olmayışı hoşuma gitmişti.Yaşanan onca korkunç şeyden sonra böyle şeylere mutlu olabilmek sadece acıydı.Rehbere girip'ANNEM' yazan kişiyi aradım bir kaç kez çaldı, tam kapanacak derken bir kadın sesi ''oğlum... hayırdır inşallah bu saatte!'dedi.Bense hala ne diyeceğimi bilmez bir şekilde susuyordum.Böyle yaparak daha çok korkutacağımı anlayıp söze girdim,yavaş yavaş anlatmaya başladım.Annesi büyük bir şok geçiriyordu,hıçkırıklara boğuldu ,nerede nerede hangi hastanede diye sordu hastanenin adını söyler söylemezde telefonu yüzüme kapattı.Bense yaralının cebinden çıkarttığım telefonu ve cüzdanı komodinin üstüne koyup su almak için kantine gittim.Hastanede adım atacak yer yoktu ve anladığım kadarıyla bundan sonra bir süre böyle olacaktı.Bu hale alışmalıydım.Suyumla beraber odaya geri geldiğimde yaralının bir şeyler sayıkladığını fark etmem uzun sürmedi.Ne dediğini kulak kesilip anlamaya çalıştım.Ama belli belirsiz sesi gidiyor,kesiliyordu söyledikleri.Hoş zaten doğru düzgün desede koridordaki ağlama,bağırışma seslerinden anlayabileceğimi sanmıyorum.Sonra bir an yaralının annesini düşündüm.Ne panikledi kadıncağız.Tabii, bu saatte telefon beklemediği ve oğlunun durumunu da öğrendiğini düşündüğüm zaman hak verdim.Depremden haberi yoktu ki,sanırım farklı bir şehirdeydi.Ben bunları düşünürken Eren sayıklamaya yeniden başladı.Yine anlayamadım.Ama gözlerim ondaydı.Daha önce hiç görmediğim bir siması vardı.Çenesi ve elmacık kemikleri belirgindi.Burnu bir erkeğe göre küçüktü,parmakları uzun ve inceydi,tırnakları kemirilmekten biçimsizleşmişti,bu belli oluyordu.Saçlarının koyu bir rengi vardı,kahverengi gibiydi.Kaşları pek dikkat çekmiyordu ilk bakıldığında.Kirpikleri uzundu.Ben bunları düşünürken telefonum çaldı,rahatsız etmemek için koridora çıktım,ordada sesten duyamayınca lavaboya gidip konuştum.Annem beni merak etmişti.Bende bir yaralının olduğunu,bu gece lojmanda kalacağımı söyledikten sonra telefonu kapattım ve odaya doğru yola koyuldum.Kapının kolunu indirip açtığımda yaralının uyanmış,doğrulmaya çalıştığını gördüm.Hızlıca yanına gidip yardım ettim.Ne olduğunu sordu.Teker teker anlattım,annesine haber verdiğimide.Anlatırken fark ettim ki gözleri açık kahveydi ve saçlarıyla çok uyumluydu.Sesi ne çok kalın ,ne de çok inceydi.Bana ufak bir tebessümle teşekkür etti,bende artık odadan çıkmam gerktiğini düşündüm ve kapıya doğru ilerledim.Odadan çıkarken öksürüklere boğulmuştu bile.
Kalp İlacım'ın yeni bölümleri her pazar sizlerle...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp İlacım
SpirituellesBen Zehra. Kayınvalidesine fobisi olan gelinlere inat, sevdiği adamın önce annesiyle tanışıp kaynaşan Zehra. Hep daha fazlasını isteyen insanlara inat, hemşire oluşuyla gurur duyan Zehra. Sürekli depresyona giren kızlara inat, güler yüzünü eksik etm...