Bölüm 22

2.9K 137 10
                                    

Salih Bey odada Şirin'i görünce şaşkınlığını gizleyemedi. Hafifçe doğruldu; Buyur kızım, dedi. ''Salih Amca size bunu verip vermemekte tereddüt ettim ama sanırım okumanız gerek'' diyerek cebindeki mektubu çıkarıp Salih Bey' e verdi ve odadan çıktı.

Şirin'in davranışlarından sonra afallamış olan ve kendisinin mektupla ne ilgisi olduğunu bilmeyen Salih Bey, daha fazla meraklanmadan okumaya başladı.

***

Okuduğu satırlar karşısında ne tepki vereceğini şaşırdı ve bir süre düşünmeye başladı Salih Bey. Düşündükçe aklına hoş karşılamadığı bir çok şey geliyor, işin içinden bir türlü çıkamıyordu. En sonunda aklına bu konuyu Zehra'yla konuşup işin doğrusunu yanlışını öğrenip sonra hareket etmenin daha mantıklı olacağı geldi.

Zehra' ların evinin küçük kızı Nesli, ortalıkta dolaşıyor, bir babasına bir misafirlere bakıp kendine meşgale buluyordu. Salih Bey, Nesli' yi ablasını bulması için aşağıya gönderdi. Fazla geçmeden ikisi de evin kapısındalardı. Zehra babasının bulunduğu odaya girdi. "Nesli beni çağırdığını söyledi baba?" dedi. Babası mektubu kendisine kimin verdiğini söylemeden mektupta yazanları, bu durumun onu ne kadar şaşırttığını ve kızından böyle bir hareketi beklemediğini anlattı. Zehra şaşırmış bir şekilde babasına ve uzattığı mektuba bakıyor, bu olayla ilgili yaşadıklarını hatırlamaya çalışıyordu. Evet, Eren mektubu okuduğu ve ona cevap yazmadığı için kırıldığını söylemişti ama Zehra bu olayın üzerinde hiç durmamıştı.  Belki yazılanları bu şekilde okumasaydı mektup ona çok şirin gelebilirdi. Babası Zehra'dan hala cevap bekliyor, ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Derin bir nefes alıp olayla ilgili ne biliyorsa anlatmaya başladı Zehra...

Çok geçmeden Salih Bey yatışmış önceki gibi hoş olmayan şeyler aklına getirmiyordu. Kızının belli ki haberi yoktu bunlardan ama sorulması gereken asıl kişi Eren'di. Nesli'den onu da çağırmasını rica edip Zehra'ya tekrar döndü Salih Bey.

Evin küçük kızı Eren'i evinde buldu. İkisi karşı daireye, konuşmanın olduğu odaya girdiler. Bu sırada evde sakince oturan Şirin, kuzeninin de çağırıldığını duyunca mektubun başlarını yakacağına emin olmuştu ki sevinçten dört köşeydi.

Eren, Salih Amca'ya anlattıkça anlattı. Zehra'nın bu olayla bir ilgisi olmadığını, kendinin de böyle yazmaması gerektiğini, konuşmanın daha makul olabileceğini... Bu sırada Ayşe Hanım hastaneden yeni çıkmış eşinin odada ki durumunu merak etmişti ve bu merak onu da olayların içine aldı. Durumu az çok anladıktan sonra Eren'e ve Zehra'ya daha fazla dayanamayıp Salih Bey'e döndü; "Ne var canım mektup yazmışsa çocukcağız? Hem çok çabuk unuttun seninde bana yazdıklarını" deyip konuyu bir güzel kapattı. Ayşe Hanım'ın son sözlerinden sonra Zehra' da Eren'de sırıtmaya başladılar.

Ayşe Hanım eşini alıp salona, misafirlerin yanına geçti. Odada tek kalan mektup mağdurları hala az önceki olayın etkisi altındalardı. Zehra bir süre daha güldükten sonra koltuğun üstüne bırakılan mektubu alıp odadan çıktı. Eren'de arkasından evine geçti. Aklına bir anda mektubu Salih Amca' nın nasıl bulduğu geldi. Tam o anda Eren'in yanına gülümseyerek gelen Şirin; " Ne oldu, çok kızdı mı Salih Amca sana?" dedi. Bu sözlerden sonra Eren'e dank etti;

-Tabii ya, sen verdin değil mi mektubu, tüm bunları zaten istemiyordun. Zehra' yı sevmiyordun, 'uzaklaştırmanın yolu da babasının ona kızmasıydı' böyle düşündün değil mi? Gerçekten bu kadar kötü düşünüyor olamazsın Şirin!

Kalp İlacımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin