Bölüm 21

3.1K 140 7
                                    


Akrabaların her biri Salih Bey'in neler yaşadığını hayretle ve yüzlerce soruyla karşılıyorlardı. Zehra ise teker teker yanıtlayıp kırmamaya çalışıyordu. Zehra'nın bu konuşkan halleri Eren'in çok hoşuna gitmiş olmalı ki köşede kendine bir yer bulmuş elleri çenesinde onu izliyordu.

Bu sırada kıkırdayarak Eren' in yanına oturan Aslı, Zehra'ya bakarak konuşmaya başladı;

- Durma , biraz yardım et kızcağıza, herkese Salih amcanın iyi olduğunu açıklarken kendi fenalaşacak şimdi.

Eren, Aslı'nın söylemiyle cesaretlenmiş olacak ki kendini bir anda Zehra'nın yanında buldu. " Dışarıya mı çıksak ?" dedi aniden. Ne diyeceğini şaşıran Zehra, bir akrabalarına bir de Eren'e baktı. En sonunda başını hafifçe salladı Zehra ve dışarıya çıkmalarıyla arkalarında şaşkın teyzeler ve yengeler bırakmaları bir oldu. Nefessiz geçen 2 günün ardında derin bir nefes aldı Zehra. Bir banka oturup sustular sadece aslında ikisininde birbirlerine söyleyecekleri onlarca şey vardı. Zehra ve Eren aynı anda birbirlerine dönüp sessizliklerini bozdular. Zehra " Her şey için teşekkür ederim Eren" dedi. Aynı anda Eren'in de Salih Amca biraz benimsedi sanki beni ?" demesiyle ikisininde sözleri birbirine karıştı. Hafif bir tebessümle devam ettiler konuşmaya;

- Resmen seninle uyuşmayan kan benimle uyuştu, sence de tesadüf için fazla değil mi ? diyen Eren biraz güldürebildi Zehra' yı...

Onu tanıdığı günden beri bu hallerine hiç tanık olmamış Zehra için farklı bir
Eren' di karşısındaki. Tercih hakkı verilseydi hangi Eren'i seçerdi? Ağırbaşlı, efendi Eren mi yoksa güldüren ve güldüğünde gözlerinin içi gülen Eren mi? Bunları düşünmekle iyice dalmış olan Zehra'nın dalgınlığı, Eren'in yalandan öksürmesi ve gülüşünü tutup, artık bakmak yerine konuşsan mı ? , demesiyle son buldu. Tek bir hareketle önüne dönen Zehra, içten içe kendine kızıyor, düşünürken neden dış dünyayı umursamadığını sorguluyordu. İlerden, elinde tepsi ve iki bardağıyla gelen Aslı, oturdukları bankın önüne gelip ikisininde yanına çaylarını koyduktan sonra gitti. Giderken arkasına bakıp Zehra' ya göz kırpması da Eren'in gözünden kaçmadı. Bu da onu biraz neşelendirmiş olucak ki çayından keyifle bir yudum aldı ve Zehra'ya dönüp konuşmaya devam etti.

Hastane kapısından içeri giren Aslı, karşısında Zehra'nın annesi Ayşe Sultan'ı görmesiyle nereye kaçacağını şaşırması bir oldu. Ayşe Sultan'ın " ne yapıyorlardı, konuştuklarını duyabildin mi, daha çok Eren mi yoksa Zehra mı konuşuyordu? " adlı kısa nutuğunu dinledikten sonra derin bir soluk alıp cevabına hazırlandı Aslı, " dinlemedim ben Ayşe Abla ama mutlulardı yani, benim bir hastama yetişmem gerek" deyip sağ koridora doğru adımlarını hızlandırdı.

***

Salih Bey eve çıkmış herkes rahat bir nefes almıştı. Hastahaneye gelen akrabaların neredeyse tamamı eve de ''geçmiş olsun''a gelmişlerdi. Zehra evde durmadan kapı ziline koşup misafirleri karşılıyor ve çay servisi yapmaya çabalıyordu. Olanları kapı deliğinden izleyen Eren ani bi hareketle kapıyı açtı ve Zehra'nın şaşkın bakışları arasında içeriye buyur edildi. Soluğu Salih Bey'in yanında aldı Eren ve hemen konuya girdi. Kulağına eğilip bir şeyler söyledikten sonra Salih Bey'in kafa sallamasıyla Zehra'nın yanına koşar adım gitti.

- Haydi Zehra, ben babandan izin aldım hiç o konuyu düşünme biraz nefes alman gerek, dışarıya çıkıyoruz, dedi tek solukta. Zehra'nın bir şey demesine fırsat vermeden kapının dışında beklemeye başlamıştı bile. Ayakkabılarını giyip Eren'in yanına gitti Zehra'da.

Asansörde Şirin'le karşılaştılar. Şirin çok da inandırıcı olmayan gülüşüyle " nereye, gezmeye mi?" diye sordu. Zehra hiç düşünmeden " evet, aynen öyle. Neyse biz seni tutmayalım" dedi ve Şirin'den boşalan asansöre hızla bindi. Arkasından Eren sırıtarak yanına geçti. Dışarda biraz vakit geçirdiler. Konuştular, sustular. Daha sonra Mert'de geldi ve onlara katıldı.

Şirin cephesinde olaylar bambaşkaydı. Salih Bey'in Eren'e karşı yumuşamasına tanık olmuş ve bu durum hiç de iyi olmamıştı. Eren'in Zehra'ya mektupta yazdıklarını düşündükçe hala aklı almıyordu ama bunu bir şekilde koz olarak kullanmalıydı. Zihnini dolduran onlarca düşünceyle salona geçti. Semra Hanım diyalizi için hastahaneye gitmesi gerektiğini söyleyip ayaklandı ve kapıya doğru ilerledi. Semra Hanım'ın çıkmasının ardından Şirin odasında sakladığı mektubu aramaya koyuldu. O sinirle nereye koyduğunu bile hatırlamıyordu ama saklayabileceği en ücra köşelere baktı ve sonunda elini attığı kağıt parçasını tuttuğu gibi çekti. Şimdi yapması gereken tek bir şey vardı. Son bir kez daha mektubu okuyup cebine koydu ve o da kapıda buldu kendini.

Zehra'ların evine girdiğinde önce Ayşe Hanımla karşılaştı; "Salih Amca'yı görmeye gelmiştim müsait mi acaba?" deyip cevabı bile beklemeden içeriye girdi. Salih Bey odada Şirin'i görünce şaşkınlığını gizleyemedi. Hafifçe doğruldu; Buyur kızım, dedi. ''Salih Amca size bunu verip vermemekte tereddüt ettim ama sanırım okumanız gerek''diyerek cebindeki mektubu çıkarıp Salih Bey'e verdi ve odadan çıktı. +

⭐️
Kalp İlacım'a devam etmeyeli baya bir olmuş. Özlemişim de yazmayı. Bundan sonra eskisi gibi her pazar yeni bölümlerle burda buluşalım. Bu arada yorumlara ve mesajlara elimden geldiğince cevap vermeye çalışıyorum. Oy ve yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Mutlu pazarlar!

⭐️

Kalp İlacımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin