Z.A.
Yağmur önümde süper mini bir elbiseyle karşımda öylece dikiliyor.
Z:Oha! İlah mısın 🙏 silah mı🔫? Yağmur?
Y:Çok mu abartmışım?
Z:Yani biraz ama kızım erkek olsam anında yazarım yani.
Y:İyi hadi gidelim.
Arabaya binip Black Bara gittik. Burası benim favori mekanımdı. Aynı zamanda da buraya daha önce Keremle ilk tanıştığımız zamanlarda gelmiştik. İçeri girdiğimizde her zamanki yerimize geçtik. Garsona içkilerimizi söyleyip koltuklara kurulduk.
Z:Yağmur?!
Y:Efendim?
Z:Şunlar Keremle Can değil mi?
Y:Oha çüş! Yanlarındaki kızıl afetler ne lan öyle?
Z:Yağmurcum piremseslikten çıkıp dayılığa girişiyoruz. Yürü canım.
İçkilerimizi masadan alıp onlara doğru yürüdük. Vardığımızda yüzüme bir piç smile yerleştirip kolumu Keremin omzuna koydu. İlk önce bana sonra da koluma baktı. Acayip derecede ağır olan içki kokusu burnuma geldiğinde yüzümü buruşturdum. Ne kadardır burda bunlar?
K:Vaaay! Zeynep? Hoşgeldin. Otursana.
X:Kerem bu kız kim? Niye buraya oturuyoğğ?
Z:Ben şimdi oturtucam sana...
K:Hiç kimse. Sadece eskiden takıldığım biri.
Duyduklarımla kan beynime sıçrarken kolumu Keremin omzundan çekip Yağmura baktım. Ağzını açmış muhtemelen benim gibi Keremin dediklerini hazmetmeye çalışıyordu. Keremi kolundan tutup bardan dışarı çekmeye başladım. Sarhoş olmasa mümkün değil tabii. Bardan çıktığımızda kapının önünde durdurup konuşmaya başladım.
Z:Kerem? Bak eğer sarhoş olduğun için böyle konuşuyorsan-
K:Kızım sen saf mısın?
Ona anlamayan bakışlar atınca devam etti.
K:Her zamanki gibi yine tek amacım seni de yatağa atmaktı. Ki onu yaptım. Beklemediğim bir şekilde oldu doğrusu. Kızlığını aldım sonuçta. Gerçi kim bana kızlığını vermek istemez ki ? İşte Zeynep Yılmaz sen de benim orospularımdansın artık.
O an ona tokat bile atamadım. Sadece yüzüne baktım. Sadece öylece durdum ve yüzüne baktım. En ufak bi duygu kırıntısı aradım ama yoktu. O duygusuz herifin tekiydi. Ben ondan ne bekliyordum ki? Dudağıma bir öpücük koydu. Anında dudağımı silip yüzüne onun iğrençliğini tükürmem bir oldu.
Z:Bu kadar basit mi?
K:Evet.
Çekip gitti. Dizlerim artık titremekten yorulmuş olmalılar ki kendilerini saldılar. Yere çöküp sadece baktım. Ne bir damla göz yaşı ne de en ufak bir çığlık sadece şu sözler döküldü dudaklarımdan;
"Bu kadar basit miydi herşeyi bitirmek?"
Şoka girmiş gibiydim.Yağmur Canla beraber beni evime getirdi. Yaklaşık 2 saattir hiçbir şey söylemeden öylece oturuyorum. Nereye baksan zaten onunla anılarımız. Galiba bu evde yaşamak istemiyorum. Ayağa kalktım. Yağmuru arkamda bırakarak yukarı çıktım. Odama girdiğimde kalbime saplana iğneler teker teker çıkıp farklı yerlere saplanmışlar gibi hissettim.
İşte oradaydı. Kızlığım. Bembeyaz carşafın ortasında kırmızı bir leke. Orayı yok saymaya çalışıp dolabımdaki bütün eşyaları gelişi güzel bir valizin içine tıktım. Valizi alıp aşağı indim. Yağmurlara giçbir şey söylemeden evden çıkıp Canın getirdiği arabama bindim. Nereye gideceğim ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yok. Sdece ilerliyorum.
Sonunda bir otelin önünde durduğumda kafamı direksiyona yasladım. Kafamı kaldırıp otelin isim tabelasına baktım. Sayer. Bu ne şimdi? Otelin önünden ayrılıp şirkete gittim. Saat gece 03:00. Ve evet. Ben bu saatte şirkete gidiyorum. Şu anda hiçbir şey hissetmiyorum. Zaten bir süre de hissedeceğimi sanmıyorum. Bundan sonra hayatımdaki tek erkek babam olucak. Belki Can Barış ve Aksel. Sadece bu kdar. Hiçbir şekilde kimseyle ilişkim olmayacak. Peki Kereme aşık mıyım? Evet. Bu değişmeyecek bir gerçek. Bunu değiştirmeyi ister miyim? Hayır. Sonuçta onunla çok güzel günlerimiz de oldu.
Ahh! Kimi kandırıyorum? Keşke hiç Sayerlerle ortak olmasaydık. Keşke onunla hiç tanışmasaydım. Keşke ona aşık olmasaydım.
Şirkete vardığımda arabamı park edip indim. Şirketin kapısında duran güvenlik görevlisine gece çalışacağımı söyleyip içeri girdim. Odama çıkıp çantamı gelişi güzel bir yere fırlattım. Güvenlik görevlisi getirmesini söylediğim valizi bıraktıktan sonra bana garip bakışlar atarak odadan çıktı.
Yapmam gereken çok şey var. Önce Sayer Holdingle olan anlaşmamızı fes etmem gerek. Ödeyeceğimiz tazminat oldukça yüksek olsa da bu ortaklığa daha fazla devam edemem. Telefonumu çıkartıp Akseli aradım.
Telefon konuşması***
"Zeynom?"
"Aksel sana bir şey sorabilir miyim?"
"Sor güzelim. Ama hızlı ol çünkü gözlerim kapanmak üzereler."
"Tamam. Hızlıca söylüyorum. Biz Kerele ayrıldık. Ben dün onun oldum ve bugün bana onu orospusu olduğumu söyledi. Ben de hiçbir şey diyemedim. Öylece çekip gitmesine izim verdim. Sonra Yağmur ve Can beni evime götürdü. Ben biraz kalınca orada Keremle çok anım olduğunu düşündüm ve valizimi toplayıp şirkete geldim. Kalıcak bir yere ihtiyacım var. Misafir kabul eder misin? "
"Lanet olsun! O piçin sana bir şey yapacağını tahmin etmeliydim. Tamam bana gel. Ondan önce bir doktora gitsen iyi olur."
"Neden?"
"Fazla tepkisizsin."
"Bir saate ordayım."
Odamdan çıkıp şirket çıkışına doğru ilerledim. Çıktıktan sonra arabamın bagajına valizimi yerleştirip Akselin evine geldim. Kapıyı çaldım. Kapıyı açan kişiye baktığımda vücudumdan büyükçe bir şok dalgası geçmişti.
Bölüm sonu.
Bölümler iki haftada bir gelicek. Bazen erken de paylaşabilirim. Ama en geç iki hafta içerisinde olucak. Sizi seviyorum.😘😍😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ortak (ZeyKer)
FanfictionGözlerimi açtığımda bi odadaydım ama burası benim odam değildi. Yatakta doğrulacağım sırada kapı açıldı. İki yeşil göz bana bakıyordu.