Bölüm 14: ''Değişim''

7.7K 531 84
                                    


Sevgi insanı nankörleştiriyor, bencilleştiriyordu. Belki daha fedakâr oluyorduk fakat tek insana karşı. Vural bana her ne kadar kırıcı cümleler bahşetmiş olsa da yapamazdım. Çünkü gidip başkasıyla şansımı denemek, hem kendi aşkıma hem de o kişiye haksızlık etmek demekti.

Sonuçta Güney'le deneyebilirdim. Bunun karşılığında onunla olan arkadaşlığımı ve kendime olan saygımı kaybederdim. İşte tam da bu sebeple biraz yalnız takılacaktım. Onlarla doğup büyümüş değildim ya onlarsız yaşayamayayım.

Okuldan içeri adım atarken aklımda bunlar dolanıyordu. Ruhum daralıyordu.

Vural ile aramda çok büyük farklar vardı. 

Mesela o sevilendi, ben seven. 

O yaraydı, ben merhem. 

Onu unutmak için çok fazla sebebim varken yapamamak güçsüzlüktü. Kulaklığımdan yayılan müzikle kendime gelmeyi denedim. Belki de benim ruhumu iyileştirecek şey, insanlar değildi.

Kulaklığımın teki çekildiğinde yerimde sıçradım. Güney'in sırıtan yüzünü görmeyi beklemiyordum. ''Günaydınlar efendim,'' dedikten sonra dağınık saçlarımı iyice karıştırdı.

''Günaydın, Güney.''

''Yeniden şansımı denemeye geldim.''

Yan yana yürümeye başladığımızda diğer kulaklığı da çekip çıkardım. Telefonum elimdeydi. ''Hangi konuda?'' derken samimiydim. Bazen onun bana karşı hisleri olduğunu unutuyordum.

''Vural'ı seviyor olabilirsin ama benimle sevgili olursan çok şanslı bir kızsın demektir. Sonuçta sevgi alışkanlıktır.''

''Hayallerini yıkmak istemiyorum Güney. Ne yazık ki sevgi alışkanlık değildir.''

Omuzları düştü, ofladı.

''Hazır cevap olduğunu unutmuşum, yordun beni.''

Onun tavrına gayriihtiyarî güldüm. O da bana eşlik ettiğinde gerginliğim uçup gitmişti. Rahattım artık. ''Güzel kızsın, buralarda kurtlara yem olma tamam mı?'' Gözlerimi devirmekten alamadım kendimi.

''Tabii ki.''

Biz şakalaşmakla meşgulken telefonumun titremesiyle ciddileştim. Çok çevresi olan ve sürekli mesaj alan birisi değildim. Haliyle heyecan içinde ekranı açıp gelen mesajı okudum.

''Bayadır görüşemedik gençler. Size yeni bir haberle geldim. Özlemişsinizdir. Vural tedavi olmayı reddetti. İlaçlarını alması konusunda ikna edin ki size falan saldırmasın.''

Anında kafamı kaldırıp Güney'e baktığımda o da aynı mesajı okumakla meşguldü. ''Şu Vural'ı acayip kafaya takan kimse, onun da hasta olduğunu düşünüyorum.'' Kendi fikrini belirttiğinde omuz silktim.

''Bize neyse.''

''Gitmeyecek misin? Deja vu oldum çünkü. Beni sorun etme, takıl.''

''Gitmeyeceğim,'' desem de asıl ikna etmek istediğim kişi Güney değildi, bendim. Vural gidip birileriyle çıkmamı söylemişti. Demek ki bana ihtiyacı yoktu, aslında mantıklı düşünürsek hiç olmamıştı. 

''Senin bu kadar çabuk pes ettiğini görmek üzücü.''

''Beni Vural'a göndermeye mi çalışıyorsun şu an?'' dediğimde yaramazlık yaparken yakalanmış ama kızılmayacağından emin olan çocuğun özgüveniyle sırıttı. 

''Benimle mutsuz olacaksan onunla mutlu olmanı tercih ederim. İkra, şu an sana üzüldüm. Benim gibi romantik bir çocuğu kaybettin.''

Hala gülüyordum.

Ölü Kalbin Feryadı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin