Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Rujumu sürdükten sonra çalan telefonuma baktım.
Araz arıyordu.
'geldin mi?'
'beş dakikaya oradayım.'
'tamamdır.Çıkıyorum.' dedikten sonra çantamı alıp odamdan çıktım ve salona gidip yemek yiyerek televizyona bakan annem ve Erdem'in ilgisini üstüme çektim.
Karşımda simsiyah takım elbisesi ve gömleği ile Araz duruyordu.Saçları her zamanki gibi dağınıktı ama sanki özenle dağınık gibi durması sağlanmıştı.Beni şöyle bir süzerken dudağını ısırdı fakat karşısında olduğumu hatırlamış olacak ki düzelip 'gideli mi?'demekle yetindi.
'Arabanı değiştirmişsin'diye mırıldandığımda kendi tarafının kapısını açıyordu.
'yarılıyorum gülmekten harikasın ya nereden bu yetenek?'diye somurtarak konuştuğumda arabayı çalıştırdı ve yanağımdan makas alıp park yerinden hızlı bir çıkış yapıp sokağın çıkışına sürmeye başladı.
Çirkinsin güzelleşmişsin mi demeye çalışıyordu acaba?
Ya da normalde çirkinsin falan.Aynı kapıya çıkıyordu gerçi ikisi de.
'normalde makyaj yapmayabilirim ama kendimi gayet güzel buluyorum beğenmezsen beğenme'diye mırıldandığımda sesli düşündüğümü fark etmem bir oldu.
Gözlerimi sıkıca kapayıp açtığımda Araz eli ile ona bakmam için bacağıma kısaca dokundu.
'çirkinsin dememiştim,makyaj yapmışsın normalde yapmıyorsun anlamında dedim.Çirkinsin demedim Eyşan.'
'her neyse.'
'tabi, geçiştir yine'
'neyi geçiştiriyormuşum başka Araz?'diye sinirle tısladığımda oda tıslayarak cevap verdi