Yatağımda yuvarlanarak sağ sola döne döne uyumaya çalışırken telefonumun sesi ile doğrulup komidinden telefonumu aldım.
Araz yazmıştı.
-uyudunmu?-Öküz 03:33
-evet- 03:35
-ha-ha, ne yapıyorsun? - Öküz 03:37
-gecenin bu saatinde ne yapıyor olabilirim canım?-03:38
-sana şuan birçok şey sayabilirim ama yapmayacağım- Öküz 03:38
-ha-ha- 03:39
-yarın sabah kahvaltı yapalım birlikte- Öküz 03:40
-olur, sen neden uyumadın?- 03:42
-birkaç plan hazırladım, herhalde bu gece senin normalde içtiğinden daha fazla kahve tüketmişimdir- Öküz 03:45
-hahha kimse benim kadar kafein tüketemez -03:46 kıkırdarken Araz'dan gelen aramayı kabul ettim.
"naber?"
"iyi, biraz seni özledim biraz yoruldum o kadar" diye mırıldandı yorgun sesiyle.
"ya, çok mu özledin sen beni?" diye cilve ile konuştuğumda hırıltılı sesi kulaklarımı doldurdu.
"çok"
"ne kadar çok?"
"yanımda olsaydın gösterirdim ne kadar çok" diye kısık sesle konuştuğunda derin titrek bir nefes aldım.
"öylemi?"
"öyle" diye fısıldadığında tam ağzımı açmıştım ki odaya Erdem girdiği için, pardon girmedi hayvan gibi daldığı için telefonu yanıma ekranı ters bir şekilde koymuştum hemen.
"ne istiyorsun Erdem saat gecenin dördü?"
"Gül ile konuşsana ayrıldı benden demin" diye mırıldandı yatağımın ucuna otururken.
"ne yaptın da kızı kızdırdın?"
"ya çok gereksiz bir mevzu kıskançlık yapıyor"
"tamam yarın konuşurum, merak etme" dedim omzunu sıvazlarken.
"sinir ediyor beni, arkadaşım diyorum sevmiyorum diyor"
"Erdem empati kur biraz, eğer istemiyorsa arana mesafe koymak en mantıklısı. Hareketleri Gül'ü rahatsız ediyor olabilir o her kimse"
"kıskandığı kişi Elif, abla nasıl mesafe koyayım?" Cansu'nun kardeşi olan Elif.
"tamam konuşurum iyice merak etme sen"
Ergenlerlik garip bir şey gerçekten. Birlikte olduğun insanı yakın arkadaşından kıskanmanın mantığı neydi? Tamam bir hareketini görmüşse veya yakınlığından rahatsız oluyorsa söylemeliydi elbet fakat Elif'i yıllardır tanıyorduk ve kesinlikle Erdem'e o gözle bakmadığına emindim. Erdem'de emindi. Onlar kardeş gibiydi.
Erdem'i def ettiğimde hemen yanımda duran telefonuma sarıldım. Hala açıktı.
"alo?"
"bebeğim?"
"duydunmu şapşalın derdini?"
"evet, çocuklar garip" diye mırıldandı esnerken
"hadi uyu sen. Bende yatacağım"
"tamam yavrum, iyi geceler"
"sana da, rüyanda beni gör" diye mırıldandığımda "kesinlikle" dediğini duydum telefonu kapatmadan önce. Çok seviyordum ben bu adamı ya.
