Derin bir nefes alarak Araz'dan daha hızlı yüzmeye çalışarak kıyıya yaklaştığımda birkaç saniye farkla beni geçmişti. Yüzüm asılırken onun yanına gittim ve sırıtarak bana uzattığı havluyu alıp titreyen bedenime sardım.
"hiç adil değil,boyunun maşallahı var tabi geçersin" diye somurturken yanıma gelip kolunu belime doladı ve beni kendine çekti.
"bir dahakine yenmene izin vereceğim söz" diye sırıtarak konuştu ve burnumu öpüp geri çekildi.
Hastanede ameliyattan vazgeçmem üzerinden 1.5 ay geçmişti ve Araz işlerini ancak ayarlayıp beni Kabak Koyuna getirmişti. Ben zaten izinliydim Batuhan'dan. Tatil dönüşüde işe başlayacaktım fakat hastalara dokunmam yasaktı. Ne yapacağıma karar vermemiştik daha. Herşeye razıydım.
Annemi zar zor ikna etmiştim fakat Araz'a benden çok güvendiği için çokta bir sıkıntı çıkmamıştı açıkçası. Ona söylediğim tek yalan ayrı odalarda kalacak olmamızdı.
Tamam başta bende ayrı odalarda kalırız diye kendimi kandırıyordum fakat otele geldiğimizde Araz 'istersen ayrı odalarda kalabiliriz' diye teklif ettiğinde "fark etmez ya tek oda iyidir" diye dalgınlığıma gelip gerçek düşüncemi söyleyince geri alamadım maalesef ama aynı odada kalmamızın bana eksisi yoktu aksine artısı vardı onunla daha çok vakit geçirip onu daha çok tanımak için zamanım oluyordu.
Mesela uyurken hafif bir tınıyla horladığını fark etmiştim. Bu benim başta sinirimi bozsa da iki gün içinde alışıp ölü gibi uyumaya devam etmiştim. Zaten arada, çok yorulduğu zamanlarda oluyormuş bu durum, kendisi konusu geçtiğinde söylemişti.
Kumsaldan çıkıp odaya geldiğimizde önce ben duş aldım sonrada Araz duş aldı. O banyodayken bende üstüme siyah kemerli eteğimi ve bol beyaz askılı badimi geçirdim üstüme.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Araz'da çıktıktan sonra üstünü giyindi ve bir iki saat kadar oyalandıktan sonra dışarı çıkıp lokantaların olduğu caddeye çıktık.
Etrafta yemek yiyecek güzel bir yer ararken Araz elini omzuma atmıştı, bende omzuma attığı elini tutup yürümeye devam ettim.
"ne yemek istersin?"
"bilmem ki"
"pizza?"
"evet pizza. İyi olur çoktandır yemedim"
Pizzacıdan içeri girdiğimizde taze hamur ve baharat kokusunu soluyunca yüzümdeki gülümsemeye engel olamadım.Çok güzel kokuyordu.
Cam kenarında bir masaya oturduktan sonra yanımıza gelen garsondan bir büyük boy karışık ekstra mantarlı ve bir küçük boy karışık pizza yanında da kola söyledik.Sadece 15 dakika sonra küçük pizzamdan ısırmış yemeye başlamıştım.
Araz hiç konuşmadan hızla pizzayı yerken bir an durup ona baktım.
"Çok mu acıktın sen?" Diye tebessüm ederek konuştuktan sonra masadan bir peçete alıp dudağının kenarındaki sosu sildim.
