Taksici çocuğun parasını ödeyip taksiden indiğimde annemin camdan baktığını gördüm.
Hızlı adımlarla bahçenin kapısını açtım ve kenarları ortanca çiçekleri ekili taşlı yolda kapıya ilerledim.Kapıyı açtığında anneme sarılıp yanaklarını öptüğümde oda aynı şekilde karşılık verdi ve elini belime sarıp 'seninle biraz konuşalım mı güzelim?' dediğinde başımı sallayarak onayladım.
"sen git üstünü değiştir bende birer Türk kahvesi yapayım gelirsin balkona"
"tamam annecim,Erdem nerede?"
"Gül hanım ile"
18lik kıza, tribe girip hanım diye seslenmesine gülerek odama geçip beyaz gri ve siyah çizgili askılı elbisemi giyinip ayağıma evde giyindiğim parmak arası terliklerimi giyindim. Saçlarımı da tepemde ev topuzu yapıp balkona çıktım.Annem elinde tepsi kahveleri sehpaya yerleştiriyordu.Hasır koltuğa oturduğumda oda yanıma oturdu ve kahveme uzanıp içmeye başladım yavaş yavaş,çok sıcaktı.
"Eyşan, güzelim bir derdin mi var senin?" dedi alacağı tepkiden korkarcasına minik bir volumle konuşmaya başlamıştı.
"hayır annecim neden?"diye sordum sakince. Sanırım kafa karışıklığımı çok belli ediyordum.
"dalgınsın sürekli robot gibi dolandın ortalıkta,omuzlarım ağrıyor diye sızlanıyorsun sağlığın yerinde dimi kızım? çok çalışıyorsun."
"iyiyim annecim bir sıkıntım yok rahat ol sen"diye mırıldanıp kahvemi bıraktım ve ellerini tutup sarıldım ona.
"bir şey oluyor anlarım ben anneyim"diye sızlandığında saçlarını öpüp sakinleştirmeye çalıştım onu.
Umarım düşündüğüm şey gerçek değildir diye içimden geçirirken ani bir karar ile annemden geri çekilip Batuhan'ı aradım.
İkinci çalışta açtı telefonu.
"efendim?"
"neredesin?"
"hastaneye geçeceğim şimdi bir şey mi oldu?" dediğinde tırnağımı dişlerimin arasına almıştım bile.
"beni de alsana işim var hastanede"
"hani izinliydin Eyşan şimdi konuştuk iş diyorsun kızım sen?" diye atladığımda anneme bir dakika işareti yapıp içeri odama gittim.
"tamam alırım"
"Batu?"
"söyle Eyşan seni bekliyorum"diye kızdı bana.
"gittiğinde randevun varsa iptal et"
"umarım daha önemlidir senin işin"
"evet,önemli"
--
Arabada sessizce gidiyorduk.Sakindik.Aklıma gelen şeyle Batuhan'a döndüm.
"Parkinsonun belirtileri neler?"
"ne yapacaksın?"diye ters ters konuştuğunda gözüm seyirmişti "sinirlendirmede adamı söyle"
"substansiya nigra'da dopamin üreten hücrelerde kayıplar çıkıyor. Belli bir oranda hücre kaybı olunca da hastalarda bulgu ve belirtiler görülmeye başlar.İşte kambur durma, mikrografi (yazının bir anda küçülmesi karmaşıklaşması ), hipomimi (yüz ifadesinde donukluk), bir bacağın aksaması veya sürüklenmesi , boyunda veya uzuvlarda uyuşma,karıncalanma, ağrı veya rahatsızlık,ses kısıklığı, depresyon, yorgunluk, eklem ağrıları, salya akması, kabızlık, uyku ve cinsel işlev bozuklukları, unutkanlık, ciltte yağlanma en bilindiği el titremesidir . Birinde mi olduğunu düşünüyorsun?"diye bir anlık bana baktığında ona döndüm.
