'Eyşan kalk kızım hadi'
'Eyşan kalk canım'
'kızım uyanmadın mı hala?'
'kuzum benim hadi kalk annesinin bir tanesi'
'Eyşan kalk artık vuracağım kafana bir tane' annemin son bağırması ile çileden çıktığını anlayıp 1,5 kişilik yatağımda doğruldum ve 1,5 kişilik yatağımdan kalkıp 1,5 kişilik yatağımı topladım.Harika bir yatağım vardı,çünkü o 1,5 kişilikti.
Yeni yatağıma bayılıyordum. Hayatımda ilk kez gerçekten rahat ve işe yarar bir şey aldığımı düşünerek banyoya girip kısa bir duş alıp penguenli pijamalarımı giyinip annemle temizlik yaptım. temizlik bitince kahvaltı kısa bir şeyler atıştırıp odama döndüm ve siyah hafif göğüs dekolteli de olsa beğenerek aldığım dizlerimin biraz üstüne gelen elbisemi ve ayağıma beyaz spor ayakkabılarımı giyinip holde annemi beklemeye başladım.
Bu sırada Erdem eve gelmişti.
'oo beyefendi eve gelmiş, sonunda Erdem bey'diye alkışladığımda kısaca üstümü süzüp 'göğüsün çok kaçık üstünü değiştir'dediğinde kardeşim büyümüşte ablasının giyindiklerine dikkat ediyor diye sevinsem mi yoksa bana emir verdiği için kafasına geçirsem mi bilemediğim için ikisini yapmaya karar verip önce yanaklarına birer öpücük kondurup sonra kafasına geçirdim.
'ya ne yapıyorsun abla ya'diye bağırdığında kulağını çekip 'bir daha bana emir ver bak sana ne yapıyorum'diye hiddetle konuşup 'canım kardeşim'diyerek konuşmamı sonlandırdım ve yanağını son kez öptüm.Oda hemen iğrenmiş gibi yaparak yanağını sildi.
Tabi ki iğrenmemişti. Şapşal olmayan karizmasını çizdirmemek için böyle yapıyordu ama kardeşim diye söylemiyorum ballı çocuktu maşallah yakışıklıydı, ablası gibi anasının güzel genlerini almıştı. Bir tek gözleri o aptal herife benziyordu o kadar. Karakteri benzemesindi.
O yeter.
'anne hadii' diye bağırdığımda annem koşa koşa yanıma geldi.
'Eyşan bu sıcakta neden siyah kızım'diye ayakkabılarını giyerken güneş gözlüklerimi taktım.
'çünkü canım istedi' şunun kadar harika bir açıklama olamaz dünyada,sana ne canım istedi , çünkü canım istedi harika ya.
Annem ile yaptığımız alışverişten sonra onu arkadaşı Sema teyzeye bırakıp bir taksiye atlayarak Hande ve Cansu ile buluşacağımız mekana gittim.
Deniz kenarında bir yere oturduğumda güneş gözlüklerimi çıkarıp garsondan bir bardak su isterken Hande geldi ve oda bir kahve söyledi.
'Araz ile nasıl gidiyor?'
'Araz ile giden bir şey yok Hande'
'öpüşüyor muşsunuz? Kız bu yaştan sonra yiyişmek mi kaldı'diye katıla katıla gülmeye başlayınca elimle eline bir fiske vurup 'saçmalama Hande ne öpüşmesi yiyişmesi ya'diye cırladım.
'Özgür söyledi abi, sesinizi duymuş'
'kıçından uydurmasın Özgür,salak ranzadan düştü bide bizi dinleyecek diye.Sende iyi takılmaya başladın onunla'diyerek konuyu değiştirme girişimim işe yaramıştı Hande beni bırakıp kendine odaklanmıştı. Klasik insan işte.
'arkadaşız kızım olamaz mı?'
'sadece arkadaş?'
'Batuyu biliyorsun Eyşan'diye kızgınca bana baktığında masaya Cansu geldi ikimize de sarılıp öperken dikkatimi çeken yüzük parmağındaki alyans ve koca tek taşıydı.
