"şarj et!" dedikten sonra yanımdaki stajyer doktora baktım.
"200, hazır"diye seslenince önümdeki hemşire çekildi ve bana yer açtı.
Verdiğim elektrik kalbini çalıştırmayınca tekrar, bu sefer 300'e şarj etmesini söyledim.Olmadı.
Kolumu sıyırıp saatime baktım. "ölüm saati 16:21" diye mırıldanıp Hasan'a dosyayı doldurmasını söyleyip acilden ayrıldım.
Cansu'nun düğününden bu yana iki hafta geçmişti ve günlerim öyle sıkıcı geçiyordu ki bunalmaya başlamıştım.Taki bu gece yapılacak Türk Kardiyoloji Derneğinin hazırladığı bir davete katılmam için bir mail alana kadar.
Bu akşam oraya Araz ile gidecektim.
Hastanede hazırlanacaktım buradan alacaktı beni.
Odama geldiğimde Esma tıklattı kapımı.Mor bir etek üstüne sarı gömlek giyinmiş gözlüklerini eteğine uydurmuştu fakat göz farının yeşilliğini gözlüğüne rağmen görebiliyordum. Ayağında da pembe tokalı alçak topuk ayakkabıları vardı.
"buyur Esma?"
"Tankut bey geldi efendim 16:45 randevusu varmış"
"gelsin" dediğimde üstüme çekidüzen verdim ve içeri girmesini bekledim.
Tankut bey 42 yaşında Aritmi hastalığı olan bir hastamdı,ilaç ile tedavi etmeye çalışıyorduk eğer işe yaramaz ise ameliyata başvuracaktık.
Efsun teyzede de bir şey çıkmamıştı gayet sağlıklıydı bir şeyleri stres yapmış olmalıydı büyük ihtimal.
-----
Son olarak gül kurusu rengi olan rujumu da sürdükten sonra düz saçlarımı arkadan tutturdum. Ayakkabılarımı giyinip elbisem gibi krem rengi olan şalımı çantama atıp siyah tek bant yüksek topuklu ayakkabılarımı giyindim ve odamdan çıktım.Esma çıkmıştı bir saat önce. Saat akşam sekiz olmuştu,Araz birazdan burada olurdu sanırım. Yavaş adımlarla asansöre ilerlerken Özgür çıktı karşıma.
"vaayy hocam yakıyorsunuz ortalığı alev aldı buralar" diye sırıtarak konuşunca bence kıkırdadım istemsizce.
"teşekkürler Özgür ne kadar garip bir şekilde ifade etsen de"dedim mimik yaparak. Özgür sarışın yeşil gözlü uzun boylu fit, yakışıklı bir çocuktu.Ona bakan şımarık zengin çocuğundan başka bir şey değil derdi fakat adam babasına rest çekip şirkette CEO olmaktansa tıp okumaya karar vermiş ve bu yolda başarıyla ilerliyordu.
"yanınızda olacak şanslı kim hocam? Batuhan abimi?" dedikten sonra bir an hastanede olduğumuzu hatırladı ve düzeltti "Batuhan hocamı?"
"yok daha özel biri"diye sırıtarak konuşurken bir el hissettim çıplak sırtımda.
"demek özel biriyim ha?"diye ukala ukala sırıtırken yanaklarını sıkıp öpme isteğim dolup taşmıştı fakat yapmayacaktım.
"lafın gelişi" diye mırıldanarak ona döndüm.