5.Bölüm

30 5 11
                                    


    Miso'ya ulaşamayınca o kadar endişelendik ki...

"En son Suga almıştı değil mi? Arayalım!"dedi Gri Na ve eline telefonu aldı. Telaştan ne yapacağımı şaşırmıştım!

Miso

   Şu an olduğumuz durum çok utanç vericiydi! Yorgana sarılmış, üstelik Jimin'in üstündeydim.

"Jimin kalksam mı ben?"

"Kalkabilirsen kalk. Ben rahatım."dedi ve gözlerini kapattı.

"Hey! Ne yapıyorsun?"

"Uyuyorum."dedi gözlerini açmadan. Birden i anın siniriyle ağzına çakıverdim. Hızla gözlerini kocaman açtı. Her nekadar açmaya çalışsa da hala incecik bir çizgiydi gözleri.

"Bana vurdun ha? Yine vurdun ha?"dedi. Gülmesini beklerken sinirlenmişti.

"Ben-"

"Sus! Bir daha bana sakın vurma! Vuramazsın da zaten!"dediğinde kendimi kötü hissetmiştim. Bu 'Sen kimsin ki' anlamına geliyordu. Gözlerim doldu ve damlalar akmaya başladı.

"Niye ağlıyorsun şimdi?"

"Ben senin için kimseyim değil mi?"

"Bak ben açık sözlü biriyim. Yani...Tabiki de kimsesin!"

"Ah! Hayır! Hayır! Peki..."

"Bak! Eğer bana böyle geldiğin günden aşık olduysan ümitlenme. Çünkü seni asla sevmem."değince hıçkırıklar içinde ağlamaya başladım.

"Yeter...Sus artık!"

"Ah! Saçmalama! Senin ki minik bir hoşlantı. Yani mantıken düşünürsek, bir haftada bana aşık olamazsın!"

"Zaten bir haftada aşık olmadım sana salak! Seni...Off!"diye bağırdım ve tepinmeye başladım.

"Unutma ben bir erkeğim ve sen üstümde müsait bir yerimde tepiniyorsun." Utandım.

DanBi

  BTS'IN yurduna girdik ve hemen Suga'nın kilitlediği odaya gittik.

"Hadi Suga aç şu kapıyı."dedi Taehyung.

"Ya şey..."dedi Suga.

"Ney!"diye bağırdı Jungkook.

"Ben anahtarı kaybettim."

"Oğlum seni gebertirim!"diye bağırdı RapMon.

"Tamam sakin olun! Ben kapıyı kıracağım."dedi Taehyung.

"H-hayır! Ya sana birşey olursa."dedi Gri Na utanarak. Taehyung Gri Na'ya yaklaştı ve yanağını okşadı.

"Sorun yok. İyiyim ben."dedi ve göz kırptı. Evet. Gri Na ölmüştü.
Taehyung  güldü ve kapıya yaklaştı. Bir iki git gel yaptı ve kapıya girdi. Kapı hızla yere düştü ve o manzara...Miso Jimin'un üstünde...Yorgana sarılı...

"Hahaaaaahahahahaaa!!!"diye kahkaha attım ve odaya girdim.

"Çocuk ta yapaydınız bari..."dedi Jungkook.

"Sus!"diye bağırdı Eybi. Herkes o kadar iyiydi ki... Umarım bu huzur asla bozulmaz dı!

"Ee çıkarın beni bu lanet adamın üzerinden!"diye bağırınca işin ciddiyetini anlamıştık. Anlaşılan birşeyler olmuştu.

"Sakin."dedi Gri Na ve hızla yorgana uzandı. Biz de yardıma koştuk. Sonunda çıkardığımız da Miso bize yalvarır gözlerle baktı ve konuştu.

"Hemen gidelim nolur!"dedi ve evden çıktı. Evet çıktı. Bizde hızlıca vedalaştık ve çıktık yurttan.

"Miso dur artık!"diye bağırdım ve Miso ağlayarak durdu. Etrafta kimse yoktu. Güzel. Hemen gittim ve sarıldım.

"Neler oldu?"

"İlk...İlk başta güzeldi. S-sonra...Off! Benden nefret ettiğini bildiğiniz belirtti. O kadar kötüydü ki..."dedi ve daha hızlı ağlamaya başladı.

"Şşt! Sakin! Artık bir ciddi ciddi oppalar hakkında konuşma yapmam lazım. Ben de dahil, oppalarınız için lütfen artık ağlamayın. Tamam.Cidden zor ve kötü birşey ama...Yapacak birşey de yok!"dedi lidomuz Wori.

"Haklısın. Artık Jimin'in karşısında öyle şey olmayacağım. Normal ve olgun biri gibi davranacağım."dedi Miso ve gözlerini sildi. Umarım...

Yurda gider gitmez benim yazdığım 'Light' şarkısını çalıştık. Hatalarımız baya vardı. Ben piyanoya geçmiştim. Gri Na da yeni olmasına rağmen gitara geçmişti.

"Kızlar olmuyor. Nasıl yapacağız?"dedi Miso.

"Yapmalıyız. Elimizde ki en iyi şarkı şimdilik bu. Ha eğer, yarına kadar bir şarkı yazıp müziğini de ayarlarım derseniz tamam."dedim.

"Off! Devam o zaman! Yarın başkana sunmamız lazım."dedi Eybi ve kağıdını düzeltti.

"Başlayın."dedi Wori ve şarkı başladı. Eskisinden daha iyi oluyordu. Umarım yarın güzel olur.

                          ***

    Sabah henen şirkete gittik. Başkanın odasına girdik ve haber verdik. Daha sonra kayıtın yapıldığı odaya geçtik. İlk enstrümanla söyledik. Daha sonra sadece ses kayıtları  alındı.

"Kızlar. İyisiniz ama biraz daha iyi olacağız tamam?"dedi Kim Eun Ji ve gitti. Mecbur iyi olmalıydı.

"Çok yoruldum."dedim ve gözlerimi yumdum. Sanırım kötü şeyler beni bekliyordu. Garip hissediyordum.

"Aynen. Ben kafeteryaya gidiyorum."dedi Eybi ve hepsi onu takip etti. Bense gitmemeyi tercih ettim. Yorgundum ama dans etmek istiyordum. Hemen bize ait olan dans odasına girdim ve Exo'nun Lotto şarkısını açtım. Kareografisi aklımdaydı...Ne zaman unutmuştum ki... Müzik başladı ve kendimi bıraktım...

Yaklaşık üç saat dans ettikten sonra cidden yorulmuştum ve artık yeterdi. Hemen çanta mı aldım ve çıktım odadan.

"Kim Eun Ji! Benim deliler gitti mi?" Eun Ji güldü.

"Evet. Senden git dinlen artık."dedi ve uzaklaştı. Haklıydı. Mutlu mutlu çıktım şirketten. Hiç kendimi saklamaya çalışmadım. Yurda az kalmışken Chen'i gördüm. Sevinçle yanına gidiyorken yanında biri olduğunu fark ettim. Bir kızdı. İyice yaklaşınca o kızın...O kız olduğunu anladım. Hızla yanlarına gittim. Gıcık kız imza alıyordu!

"Senin ne işin var burda!"diye bağırdım Türkçe. Güldü ve bana baktı.

"Ahh...Dan...Bi...Seni ezik,kilolu,sivilceli kız!"dedi. Chen bizi anlamıyordu.

"Oppamın Chen olduğunu biliyorsun."dedi ve sinirlerim iyice tepeme çıktı!

"Bak Pera! Amacın ne bilmiyorum ama...Chen'den uzak dur."

"Sa-na-ne."

"Hey durun! DanBi! Neler oluyor!?"diye sordu Chen.

"Sorun yok Jong Dae. Ah! Yarın buluşacağız. Unutma! Hoşçakal!"dedi ve elini dokunup gitti Pera. Tamam şimdi kıza gelelim. Pera denilen şahıs, ortaokuldan arkadaşım. Farklı sınıflardaydık ama arkadaştık. Sonra ben buna Exo'yu öğrettim falan... Sonra baya sattı beni. Oppam Chen değince kapışmaya başladık. Olay böyle. Ha durun? Onlar yarın...

"Seni gebertirim!"diye bağırdım Chen'e.

"Hey! Sakin ol! Neydi bu şimdi! Fanıma da mı imza vermek suç?"

"Hayır ama o farklı...Neyse anlatsam anlayacak mısın?"dedim ve yanından uzaklaştım.

                       ***

       Uyandığımda cidden kötüydüm. Pera'nın dönmesi lanet birşey di...Yataktan kalkmadan telefonu aldım ve instagrama yatarken ki halimi attım. Anında geliyordu beğeniler. Gülümsedim ve instagram da dolaşmaya başladım. Hızlı hızlı geçerken birden durdum. Chen fotoğraf paylaşmıştı. Ama bu...Kendi hesabın da bu fotoğraf vardı... Sekiz dakika önce paylaşmıştı. Saat birdi. Peki fotoğrafta ne mi vardı? Pera Chen'in yanağını öpüyordu! Gözlerim doldu ve ağlamaya başladım. Chen çoktan beni unutmuştu bile...

L.M.LHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin