Gözlerimi açtığımda başımda bir adam vardı. Kişiyi daha iyi görebilmek için gözlerimi ardarda kırptım ve adamı net bir şekilde gördüm. Bu...Bu..."Berk?"dedim türkçe konuşarak.
"Sus."dedi ve önüne döndü. Bir zamanlar abi kardeş gibiydik. Zor zamanlarımda hep o vardı.
"Berk, ne olur konuş benimle..."dedim ve ağlamaya başladım.
"Sus! Konuşarak işimi zorlaştırıyorsun!"diye bağırdı. Ses boş depoda yankılandı. Kore'de böyle bir yer olduğunu bilmiyordum.
"Hani kardeştik biz. Hani hiç bırakmayacaktın bu cadı kardeşini?"dedim ve çığlık atmaya başladım. Kalbimi çok kırmışlardı... Sinirle bana yaklaştı ve bağırarak konuşmaya başladı.
"Kolay mı sanıyorsun? Benim, bizim için kolay olduğunu mu sanıyorsun?!"
"Bizim...Rüzgarlar da mı burda?"
"Evet. Şimdi sus."dedi ve önüne döndü. Az sonra içeri, önde Pera arkada da diğerleri girmişti.
"Uyanmış mı melek vokalimiz?"dedi Pera.
"Senden nefret ediyorum! Zaten Chen ile konuştuklarınızı duydum! İğrençsin."
"Sus!"dedi ve bana tokat attı.
"Pera. İleri gitme."dedi Eylül.
"Sus!"
"Pera. Her zaman senin yanındayım. JYP büyük bir şirket. SM ile de kardeş şirket olduğunu düşünürsek onun yokluğunu fark etmişlerdir bile. Hemen işini hallet gidelim."dedi Jana.
"Haklısın. Seni uyarıyorum, Jong Dae'mden uzak dur bücür! Ünlü bir idol oldun diye kıçın kalkmasın hemen!"
"İşimi seviyorum. Bunu kime sorsan öyle der."dedim ve Bengü'ye baktım. En çokta o bilirdi.
"Her neyse!"dedi ve Rüzgar'a bakış attı. Rüzgar istemeye istemeye a4 kağıdı ile yanıma geldi. Diğerlerine baktığımda yavaşça gidiyorlardı.
"Üzgünüm..."dedi ve kolumu eline aldı Rüzgar.
"Rüzgar yapma! Yapma ne olur!"
"Mecburum. Affet beni. Seni seviyorum."dedi ve bileğimi kağıt ile kesti. İnledim. Kağıt kesiyi bıçaktan daha keskin ve acıtır derlerdi. İnanmazdım. Artık inanıyorum.
"Hoşçakal."dedi ve koşarak depodan çıktı. Az sonra içerisi gaz kokmaya başlamıştı. Bağlı olduğum sandalyeden etrafa bakınca doğal gaz borusunun çıktığını gördüm. Zehirli...
Gri Na
Yurda geldiğimde DanBi hariç herkes evdeydi.
"Bizim deli vokal nerde?"dedim ve koltuğa yayıldım.
"Gelmedi daha."dedi Eybi.
"Geç olmaya başladı. Meraklandım ben ya..."dedi Miso.
"Arayalım."dedi Wori ve telefondan aradı. Kaşlarını çatınca açmadığını anladım.
"Ne yapacağız?"dedim. İçimde kötü bir his vardı.
"Ben Chen'i arayacağım."dedi Miso ve aramaya başladı. Chen o kadar bağırıyordu ki, sesini duyabiliyordum.
"Onu kaçırdılar! Lanet olsun! Miso birşey yapın! Ben bizim üyelerle bütün ekiplere haber verdim. Sizde BTS'e falan gidin. Lütfen birşey yapın..."en son cümlesini zar zor duymuştum. Miso'nun telefonu elinden düşünce Eybi hemen ona sarıldı. Ben Taehyung'u ararken Wori'de hem Mark'a gitmişti, hem de başkana haber vermişti. Herkes hazır olunca hızla yurttan çıktık. Baya kalabalıktık. Exo üyeleri, Bts üyeleri, Got7 üyeleri ve başkan Jinhyoung...Bak o kadar toplandık senin için...Ne olur birşey olmasın sana güzelim...