"Seni?"dedim ve yutkundum."Seni her zaman koruyacağım." Üzülsem mi sevinsem mi bilemedim.
"Teşekkürler. Şey kalksak mı artık. Ben yorgunum."
"Sen nasıl istersen. Doyduysan kalkalım."dedi ve garsonu çağırdı. Ne zaman 'aşkım' diyecektim ona?
Gri Na
Sabah hepimiz kalktık. DanBi'nin erkenden gideceğini biliyorduk.
"Ben çıkıyorum."dedim ve kapıya yöneldim. Hepsi birden üstüme geldi.
"Kimle!"diye bağırdılar.
"Sevgili olarak değil. Dışarı çıkıyorum şapşikler."dedim ve her birini öpüp dışarı çıktım. Tabi ki de Taehyung ile buluşacaktım. Her zaman ki parka giderken bir fan benden imza ve fotoğraf istedi. BlackCandy -fandom ismi- ile konuşmak iyi gelmişti. İmzayı da atınca hızla parka girdim. Bankta oturmuş beni bekliyordu. Hemen yanına oturdum ve yanağına öpücük kondurdum. O da elimi öptü ve gülümsedi.
"Nasılsın bebeğim?"
"İyiyim Taehyung..."dedim kızararak. Bebeğim lafı beni uyandırmaya yetiyordu.
"Utanınca çok çekici oluyorsun."dedi ve boynumu öpmeye başladı.
"Dışardayız."dedim ve hafifçe geri çekildim.
"O zaman."dedi ve elimden tutup arabasına bindirdi. Ben arabada öper diye düşünürken o arabayı sürmeye başlamıştı.
"Nereye gidiyoruz?"
"Yurda."
"..."
Yurda gelince nereye geçeceğimi bilemedim.
"Gel bebeğim."dedi ve elimi tutarak odasına götürdü. Kapıyı hızla kapattı ve beni duvara yasladı. O kadar yakındık ki...Sanki birleşiktik.
"Dayanamıyorum..."dedi ve gözlerini kapattı.
"Neye?"dedim. Benimde gözlerim kapanmıştı.
"Sana."dedi ve burnunu burnuma değdirdi.
"Taehyung..."dedim ve elini belime koydu. Refleks olarak ellerimi boynuna kilitledim.
"Şşt!"dedi ve dudağımı yavaşça öpmeye başladı. İlk şoktan karşılık veremesemde sonradan karşılık verdim. Ellerim saçının diplerine gidince saçını çektim. Dudağımdan ayrılmadan inledi.
"Taehyung!!!"diye içeri giren Jungkook girmesiyle çıkması bir oldu. Hızla Taehyung'u ittirdim.
"Napacağız?! Gördü! Aaa gördü!"
"Bebeğim sakin ol!"dedi ve elimi sımsıkı tuttu.
"Olamam! Kızlar öğrenirse bana trip atarlar!"
"Tamam. Hallederim ben."dedi ve odadan çıktı.
Miso
Gri Na çıktıktan sonra yeni keşfettiğim denize yakın olan ağaca gittim. Zorda olsa tırmanmıştım. Burda kendimi huzurlu hissediyordum. Yıldızlar ve deniz kokusu... Gerçi yıldızlar daha çıkmamıştı ama olsun. Tam gözlerimi kapatmıştım ki gelen sesle gözlerimi açtım.
"Senin burda ne işin var!?"Jimin bana bağırıyordu.
"Asil senin ne işin var?Burayı ben buldum."kahkaha attı ve yanıma oturdu.
"Ben buraya yıllardır geliyorum. Burası benim vazgeçilmezim."dedi. Jimin hakkında birşey daha öğrenmiştim.
"Ee gider misin artık?"diye sordu. Cidden kabaydı. Ya da bana özeldi.
"Biraz durayım ne olur!"diye yalvardım. Cidden yalvardım.
"Ah! Peki!"dedi ve gözlerini yumdu. Bende yumdum...
Gözlerimi açtığımda gece olmuştu. Ağaç geniş olduğundan baya bir yayılmıştık. Bir saniye! Jimin bana sarılmış uyuyordu. Biz uyuyorduk. Ellerimi saçlarına daldırdım ve oynamaya başladım.
"Miso..."dedi ve iyice sokuldu bana.
"Miso..."dedi ve daha da sıkı sarıldı.
"Burdayım."
"Korkuyorum."dedi. Kabus görüyordu. Çok terlemişti.
"Uyan..."dedim ve alnını sildim. Yavaşça gözlerini açtı. O çizgi gözlerini kocaman açarak bana bakmaya başladı. Bebek gibiydi.
"Sanırım gitsem iyi olacak."dedim ve ağaçtan inmeye başladım.
"Miso! Teşekkürler!"diye bağırdı. Gülümsedim ve el sallayarak yavaşça uzaklaştım.
Min Wori
Mark bizim yurda gel değince hızla gittim.
"Hoşgeldin."dedi ve sarıldı bana. Bana beni sevdiğini söyledi ama çıkma teklifi etmedi? Neden ki?
"Hoşbuldum."dedim ve içeri geçtim. Kimse yoktu.
"Diğerleri?"dedim koltuğa otururken.
"Boşver onları!"dedi ve kolumdan tutup beni kaldırdı. Ben 'Ne oldu' diye soracakken koltuğa oturdu ve beni de üstüne oturttu. Şu an kızarmış yanaklarımla ona bakıyordum.
"Sevgilim ol."değince hıçkırdım.
"Sevgilim ol!"diye tekrarladı.
"Olur."dedim. Kahkaha attım yanağına yaklaştım. O an kafasını bilerek çevirdi ve dudağına yapıştım. Bana karşılık veriyordu. O an o kadar mutlu oldum ki. Çizgili,tatlı tişörtünü çıkartacaktım ki ileri gittiğimizi fark ettim. Yavaşça ayrıldım ve yanağını okşadım.
"Seni seviyorum."
"Seni seviyorum."
Eybi
Yaklaşık bir saattir Jungkook ile şakalaşıyoruz. Sonra aklıma birden birşey geldi. Biz hep gülmüştük. Hiç böyle el ele tutuşmamıştık. Aa delimiyim ne? Sevgilisi değilim ki! Ee olayım o zaman! Aniden gelen deli fikirle Jungkook'un elini tuttum.
"Seni seviyorum."